20.Bölüm

438 33 2
                                    

Ben bunu yayınlamayı unutmuşum ya kshdjdhdjdhdhdb

Neyse, keyifli okumalar...

.................................................................

"Komutanım yapmayın, vermeyin bizi Selçuk komutanın eline. Vallahi bizi çiğ çiğ yer. Hatta emre itaatsizlik raporu bile verir!" diye sıraladı Berkay onları bekleyen helikopterin önünde.

"Biz Arda Binbaşıyı burada yalnız nasıl bırakalım komutanım? Hem siz olsanız silah arkadaşınızı yedi kurşunla bir hastane odasında bırakır mısınız?" Kafamı hafifçe sallayıp elimi omzuna attım.

"Sanırım bu ilk Fatih," dedim içli içli. Kafamı kaldırdığımda far görmüş tavşan gibi yüzüme bakıyordu.

"Anlamadım komutanım." Anlasan şaşardım zaten.

"İlk diyorum, ilk kez haklı konuştun!"

Omuzuna sertçe yumruk atıp geri çekildim. Helikoptere önünde bekleyen askerin yanına gidip hafifçe koluna dokundum selam vermek maiyetinde.

"Komutanım ne zaman gideceğiz?"

"Siz gidin, onlar benimle kalacak."

"Komutanım biz kesin emir aldık. Götürmemiz lazım Cehennem timini." İlla inat edeceksiniz değil mi? Hayır yani bir kere de dinleyin be!

"Oğlum ben de emir veriyorum lan! Gidin!" Bütün tim bize doğru gelip iki yanıma sırlandılar.

"Komutanım sorun mu var?" dedi Harun gözünü önümüzdeki askerden çekmeden.

"Siz de gidin lan! Ben sizi çağırdım mı, illa gitmek mi istiyorsunuz?!" Hiçbir şey söylemeden bizden uzaklaşıp tekrar eski yerlerine döndüler.

"Komutanım nolur zorluk çıkartmayın. En üstlerden emir aldık." Ya sanır, ya sabır.

"Bak, içeride Cehennem timinin komutanı canıyla cebelleşiyor. Onları ben nasıl göndereyim? Hadi gönderdim, sence giderler mi?"

"Peki komutanım, peki. Biz gidelim ama Tuğgenerale ne diyeceğiz?"

"Binbaşı Asena Şahinle, Binbaşı Arda Erkalan'ın selamı var dersin. Hadi koçum, sizi göklere alalım." dedim elimle helikopteri işaret ederek.

"Onlar kim ki komutanım?" dedi merakla. Dua et seninle kaybedecek zamanım yok.

"Binbaşı Arda, Cehennem timinin komutanı. Binbaşı Asena da benim. Merakını giderdiysek artık gider misiniz?!"

"E-emredersiniz komutanım." deyip hemen helikoptere bindi. Ne oldu lan buna şimdi, eli ayağına dolaştı. Boş verip bizimkilere döndüm. Hepsi ağızı iki metre açık bana bakıyordu.

"Hayırdır, ne oldu?" dedim onların yanına adımlarken.

"Yok bir şey komutanım." dedi Fatih zor çıkan sesiyle.

Kafamı sallayıp yanlarından ayrıldım. Tam kapıdan girecekken telefonumun çalmasıyla olduğum yerde durdum. Ekrana baktığımda beklediğim kişinin aradığını gördüm. Tuğgeneral...

"Emredin komutanım." Allah'ıma kavuşturmazsa ben de hiçbir şey bilmiyorum.

"Niye bırakmadın çocukları?!" diye yükseldi beklemediğim bir anda.

"K-komutanım çok ısrar ettiler-" Sözümü kesip tekrar bağırdı. Ama sanırım bu sefer sağır oldum.

"Sen ihbar etmedin mi onları, şimdi niye göndermedin?! O helikopter geri dönüyor ve bu sefer onlar değil sen biniyorsun! Hakkında emre itaatsizlikten işlem başlatacağım, bir hafta bir haftadır."

Başımdan aşağı kaynar sular dökülürken baygınca etrafta göz gezdirdim. Timle göz göze geldiğimizde bana üzgünce bakıyorlardı. Tuğgeneral o kadar bağırmıştı ki herkes duymuştu.

"E-emredersiniz komutanım." deyip beklemeden telefonu kapattım.

Helikopter inişe geçerken Berkay koşarak yanıma geldi. Kolumdan tutup yüzüme baktı tedirgince.

"Komutanım özür dile-" İşte bu olmaz.

"Sus! Ben istediğim için oldu bunlar, sizinle bir alakası yok." deyip helikoptere doğru birkaç adım attığım sıra bu sefer Harun karşıma geçti.

"Çekil Harun." deyip hafifçe ittirdim.

Helikoptere binip ecelime doğru yol aldım... 









Oy vermeyi unutmayınn...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 21, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TÜRK ASKERİ OLMAK (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin