Yirmi Altıncı Bölüm: Kadife Kapaklı Kitap

131 13 4
                                    

Yirmi Altıncı Bölüm : Kadife Kapaklı Kitap

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yirmi Altıncı Bölüm : Kadife Kapaklı Kitap

Jungkook sinirle elindeki kağıtları fırlatıp ayağa kalkınca ani hareketinden dolayı irkildim. Parmaklarını saçlarının arasına sokmuş çekiştiriyordu. Az önce Junmyeon'un getirdiği, Baş Komiser Lee hakkındaki kağıtlara son kez baktı emin olmak ister gibi.

"Ya biz aptal mıyız? Nasıl hiçbirimiz anlamadık. O kadar süre beraber çalıştık. Biz bu adamla her şeyimizi paylaştık. Hadi bizi geçtim Müdür Chung da mı anlamadı? Yıllardır yanında çalışıyor." Sinirle söylenerek ileri geri yürümeye başladığında Minseok da oflayarak kafasını koltuğun arka kısmına yaslamıştı.

"Şu andan itibaren tek başımızayız. Karakolla bağlantıya geçemeyiz. Teknik desteğimiz de yok. Wheein'in hain olup olmadığını bilmiyoruz. Daha yeni katıldı." dedi Minseok gözlerini tavana dikmiş lambayı seyrederken.

"Kimin için çalıştığını bilmiyor musun yani?" Junmyeon'un ona yaptığı tekliften bu yana en az bir saattir hiç konuşmayan Taehyung sonunda aramıza tekrardan dahil olduğunda ona döndüm ama onun bakışları yerdeydi. Muhattabı Junmyeon'du ama ona bakmak istediğini bile sanmıyordum.

"Hayır. Her kimse kendini hep bir paravanın arkasında tutmuş." diye cevapladı Junmyeon.

Şu an salonda, büyük sehpanın etrafına çektiğimiz koltuklarda oturuyorduk. Joohyun okula gitmesi gerektiğini söylemiş ve yarım saat önce aramızdan ayrılmıştı. Bayan Kim de mutfağa gitmiş ve heyecanlı heyecanlı akşam için yemek hazırlıyordu. Gerçekten çok mutlu görünüyordu. Torunu on yıl sonra geri dönmüştü, tabii ki mutlu olacaktı. Ancak bir yanının da Taehyung'a üzüldüğünü biliyordum.

"Tabii ya!" Jimin'in bağırmasıyla hepimiz ona döndük. Gözlerini kocaman açmış koltukta öne doğru eğilmişti. Neden bağırdığını anlamak için ona baktığımız sırada konuşmaya başladı.

"Dark Naja'nın yaptığı teslimatı hatırlıyor musunuz? Hani Jungkook hastanede olduğu için onsuz gitmiştik. Depoda da JW'nin bıraktığı bir kağıt vardı." Kaşlarım çatık bir şekilde kafa salladım.

"Hatta kağıtta şey yazıyordu..." diye devam etti düşünürken.

"Casus ha? Zekice ama yeterli değil." dedim bir çırpıda. O kağıtta ne yazdığını hiç unutmamıştım çünkü o gün JW'nin zekasına hayran kaldığımı ve karşımızdaki kişinin gücünü bir kez daha anladığımı çok iyi hatırlıyordum.

"Evet, aynen öyle." dedi Jimin beni onaylayarak. Biz hâlâ ona anlam veremeyen gözlerle bakarken devam etti.

"O zaman da bunu tartışmıştık zaten. JW, içlerinde bir casus olduğunu bizim içimize bir casus sokarak öğrenebilirdi ama Müdür Chung bunun mümkün olmadığını söylemişti. Biz de bu şıkkı elemiştik." Ne demek istediğini anlamıştım.

To The Break Of Dawn | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin