Günlük : "Biliyorum imkansız ama sen yine de iyi ol."
12 Nisan 1993
Selam! Yıllardır günlük tutan bir insan olarak ilk defa nasıl giriş yapacağımı bilmiyorum. Bugün yeni bir deftere geçmeye karar verdim çünkü hayatımda da yeni bir döneme başladığımı hissediyorum.
Rutinlerimizi yerine getirelim ve başlayalım.
Günlerden pazartesi, Kore'de hava harika. Bahar yeni güzellikler getirerek gelirmiş derlerdi. Gerçekten de öyleymiş. Sanırım bu bahar bana onu getirdi, Jung Woosung'u. Ah Tanrım, sanırım delirmek üzereyim! Bunu söylemek biraz klişe olabilir ama ilk görüşte aşka gerçekten inanmazdım, bugüne kadar. Kampüsün girişinde arkadaşlarıyla konuşurken gördüm onu. Bir yıldır buradayım ama daha önce dikkatimi çekmemişti. Yeni gelmiş olmalı yoksa fark etmemem imkansız. Yanına gidip gitmemek konusunda çok düşündüm ama bilemiyorum. Sanırım özgüvenim yeni arkadaşlar edinmek konusunda beni yarı yolda bırakacak. Yabancı olduğum için de pek arkadaşım olduğu söylenemez zaten. Koreli olmadığım için üzüleceğim aklıma gelmezdi. Anneme söylesem bana güler ve kendime gelmem gerektiğini söylerdi muhtemelen. Her zaman hayatın gerçekliğinin farkında birisi olmuştur zaten. Bu hayattaki adaletsizlikle çok genç yaşta tanıştığını söyler hep. Aynı aileden gelmelerine rağmen kız kardeşinin zengin bir adamla evlenip yepyeni bir hayata sahip olması ve kendisinin de babamla evlendirilmesi en büyük şansızlığıymış. Hah! Halbuki ben iki insan birbirini sevdikten sonra başka hiçbir şeyin önemli olmadığına inanıyorum. Gerçi babamla annemin de birbirini sevdiğine dair pek bir şey görmedim şu ana kadar. Kısacası kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasının sebebini anneme söylesem bana bağırır çağırır ve delirdiğimi söyler. Ama neyse ki burada değil. Çok uzaklarda, Tayland'da.
Neyse konumuz annem değil. Biraz daha onun hakkında konuşmak istiyorum. Saçları uzun ve siyah. Boyu da benden epeyce uzun. Arkadaşlarıyla konuşurkenki tavırlarına bakılırsa eğlenceli ve samimi birisi. Hayallerimdeki erkek modelini karşıladığını rahatlıkla söyleyebilirim ama benim onun hayallerindeki kız olmadığımı bilmek beni üzüyor. Belki de önyargılıyımdır. Doğduğum yer yüzünden beni yargılayacak bir insan değildir ama yine de kendime engel olamıyorum. Ama biliyor musun günlük? Köşemden çıkmanın ve hayallerimin peşinden gitmenin bana verebileceği pek de bir zarar yok. Yanına gidip tanışmak istediğimi söylesem ne kaybederim ki?
27 Nisan 1993
Bu günlüğü sana yazamaya karar verdim Woosung. Seninle konuştuğumu hayal edecek ve içimi dökeceğim. Günlerden salı, Kore'de hava güzel. Bugün seninle ilk randevumuza çıktık. Ah, rüya gibiydi! İki hafta önce tanışmak için yanına gelirken bu noktaya gelebileceğimiz aklımın ucundan bile geçmiyordu. Çok heyecanlıyım ve fazla uzatmak istemiyorum, hemen bugünü anlatmalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To The Break Of Dawn | liskook
Fanfic"Ben bu saatten sonra en azından birkaç günlüğüne bu tarz hiçbir şeyi düşünmeden kendi sorunlarıma odaklanmak istiyorum." Jungkook'un dedikleriyle kaşlarım çatıldığında hızlıca zihnimi yokladım. Ne sorunundan bahsediyordu? Sorup sormamak arasında ka...