Otuzuncu Bölüm: Çocuk Gibi Gülmek

148 15 49
                                    

Otuzuncu Bölüm : Çocuk Gibi Gülmek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Otuzuncu Bölüm : Çocuk Gibi Gülmek

(LALİSA MANOBAN)

"Ya! Bak gördün mü? Çok sulu olacak demiştim sana!"

"Kızım olmadı diyorum niye anlamıyorsun? Bu yemek böyle yapılıyor." Mutfağın köşesinden birbirlerine girmiş Jimin ve Chaeyoung'u izliyordum. Saatlerdir bir yemeği yapamamış üstüne benim yaptığımı da sinirden birbirlerine fırlatmışlardı.

"Bölmek istemem ama yemeğe bir saat kaldı ve acele etmemiz gerekiyor." dedim elimdeki meyve suyumdan bir yudum daha alırken.

"Sen karakola falan gitsene Jimin. İşin yok mu? Git birilerini sorgula, ne bileyim silahlarınla falan oyna. Neden buradasın?" Chaeyoung sinirle söylenirken Jimin keyifle gülmüş ve arkasından sarılıp kafasını omzuna koymuştu.

"Bu bir aile yemeği olduğundan ve ben de artık aileden sayıldığımdan dolayı buradayım kurabiyem." Keyifle onları izlerken kapının çalmasıyla mutfaktan çıkıp uzun koridora girdim. Kapıyı açtığımdaysa elindeki poşetleri kafasının hizasına kaldırmış otuz iki diş gülümseyen Jaehyun'u görmemle ben de ufak bir kahkaha atıp içeri girmesi için kenara çekildim.

"İstediklerinizi aldım. İçeri bırakıp gideceğim. Akşam randevum var." Şaşkınca ona baktığımda o çoktan mutfağa girmişti bile. Peşinden ben de mutfağa girdim.

"Bir dakika bir dakika, randevu mu? Kiminle?" Jaehyun poşetleri tezgaha bırakmış ve bana dönmüştü. Konuştuğumuz konu Chaeyoung'un da ilgisini çekmiş olacak ki Jimin'i tamamen bırakmış ve yanımıza gelmişti.

"Ya çok büyük bir şey değil. Yurda, çocukları ziyarete gittiğimizde biriyle tanıştım da. Öyle yemek yiyeceğiz sadece." Chaeyoung ve ben sırıtırken Jimin kaşlarını çatmış ve tenceredeki, kendisinin aksini düşündüğü ama kesinlikle fazla sulu olan yemeği karıştırmayı bırakıp yanımıza gelmişti.

"Şu danışmadaki, Jungkook'a yürüyen kızdan mı bahsediyorsun." Gülümsemem bir anda kesilince kaşlarımı çatıp yanağımın içini ısırarak onları dinlemeye devam ettim.

"Hayır be! Benim ne işim olur Jungkook'dan hoşlanan kızla. Zevksizmiş belli ki." Boğazımı temizlediğimde ucu her noktadan bana dokunan bu konuşmayı bitirmeleri için dik dik bakmaya başladım.

"Yani zevksiz derken, şey demek istedim..." Jaehyun'un yapacağı açıklamayı beklerken Jimin sıkışan arkadaşına yardım etmek için araya girmişti.

"Yüzsüz. Yüzsüz demek istedi o. Yani Jungkook'un hiç karşılık vermemesine rağmen o kadar peşinde koştu, flört etmeye çalıştı falan. Onu kastediyor." Ben iyice sinirlenmeye başlarken bir yandan da ocaktan çıkan tiz ses ortamı dolduruyordu.

To The Break Of Dawn | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin