Sevmemeliyiz

431 44 11
                                    


Bazen biri için kafamızda kurduğumuz resmi o kadar sıkı tutuyoruz ki, arkasında ki gerçek kişiliği unutuyoruz - Who I Am

Unuturuz bazen geçmişi, bazen unutmaz her gün geçmişte yapılan şeyleri tekrar tekrar yaşar, düşünür pişmanlıkla kavruluruz. Çok ince bir çizgi geçmiş ve geleceği ayıran. O çizgiyi birazcık aştığında dengeleri kaybedip boşluğa düşmek an meselesi olur. Fırat güzel genç kızın elini kavradığında kalbi göğüs kafesini kırmak için can atıyordu sanki. Pınar şaşkınlıkla Fırat' a baktığında genç kızında ondan bir farkı yoktu aslında.

"Fırat?" dedi sorgulayarak. Fırat duygularını daha fazla gizlemek istemiyordu. İçinde ki coşkuyu tüm dünyaya haykırmak istiyor her bir dağa , taşa Pınar' ı ne kadar sevdiğini anlatmak istiyordu. Ona ilk görüşte vurulmuştu ve onun kaderinde ki kişi olduğunu hissediyordu.

"Pınar ben uzatmak istemiyorum. Senden çok fazla hoşlanıyorum." Kızaran yanakları, parıldayan gözleri ile ufak bir çocuk gibiydi Fırat. Pınar bunu kesinlikle beklemiyordu. Kadın içgüdüsü güçlüdür, ondan hoşlandığını hissetmişti ama itiraf etmesini bu kadar hızlı beklemiyordu Pınar.

"Bende senden hoşlanıyorum Fırat." diyerek itiraf ettiğinde mutlulukla birbirlerine bakıyor, tek kelime etmiyordular. Gözleri onların yerine konuşuyordu. Fırat baş parmağı ile Pınar' ın elinin üzerini okşuyor ve arada öpücükler konduruyordu.

Belki de biz

Öğrenmeliyiz

Belki de biz

Sevmemeliyiz

İkili okula el ele girmişlerdi. Bu elbette birilerinin dikkatini çekmiş ve dedikodulara başlamışlardı. Okulda ki çoğu öğrenci bir şekilde birbirini tanırdı. Kulüpler, ortak dersler, üst- alt sınıf ilişkisi derken tanışıyordular. Birkaç kişi onların ne kadar yakıştığını konuşmaya başlamıştı. Aziz öğle arasında cimlere uzanmış uyuklamaya çalışıyordu. Ama sadece çalışıyordu çünkü bir anda artan mırıltılar buna engel olmuştu. Gözlerini açıp yanında konuşan gruba baktı.

"Ne konuşuyorsunuz?" dediğinde siyah saçlarının önünü mor ve pembeler olan genç konuştu.

"Okulun yeni çiftini elbette. Baksana şu tatlı çifte." diyerek kafasıyla sol tarafı işaret ettiğinde Aziz merakla bakışlarını o yöne çevirdi. Olduğu yerde donarken yutkunamadı.

Barış bunu görmemeli, duymamalı ve bilmemeliydi yoksa neler yapacağını sadece Allah bilirdi.

"Doruk burada ki tek tatlı çift biziz." diğer çocuğun homurdanmasıyla bakışlarını çekti Aziz.

"Yiaa Alperen çok şirinsin." demiş yanında somurtan sevgilisine dönmüştü renkli saçlı çocuk. Aziz göz devirip oturduğu yerden kalktı ve üzerini silkeledi. Barış 'ı uzak tutması gerekiyordu. Çantasını alıp omuzuna takarken cebinden telefonunu eline alıp arkadaşını aradı.

"Alo?" Barış' ın uykulu sesini duyduğunda rahatlamayla tuttuğu nefesini bıraktı Aziz.

"Ben mi uyandırdım?"

"Kalkmam lazımdı iyi oldu aradığın."

"Ya Barış sana ne diyeceğim. Bugün okulu asalım mı?"

"Ne?" Arkadaşının kafasının karıştığına emindi. Aziz ne kadar hasta olursa olsun tek bir dersi bile kaçırmazdı.

"Bugün okula gitmeyelim. Yeni çıkan filme gidelim ha? Bendensin, ne diyorsun." Kabul etmesi için içinden dua etmeye başladı Aziz.

TakıntılıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin