Bu bölüm şeker bence :d Barış' ı daha önce hiç böyle görmemiştiniz. :D ndslkfnds 4 gün boyunca yazıyorum dersem bana ne dersiniz? 1879 kelime ve bu benim için gerçekten one-shot sayısıydı. Hep bölümlerim genelde 500-600 arası olurdu o şekilde alışmıştım djsn şuan cidden bir ilki yaşıyorum diyebilirim. Umarım bu kadar bekletmeme değmiştir.
"Kendimi bırakmak, unutmak, uyumak istiyorum."Jean-Paul Sartre
Bazen çok düşünmeden, fazla çalışmadan dolayı insanın beyni sıfırlanırdı. Algıları kapanır tek bir düşünce bile olmazdı kafalarının içinde. Bir an önce gün bitsin de eve gidip yatayım hissiyatı olurdu onlarda. Tamamen kendini o an tembelliğe adar ve bundan müthiş bir haz alırdı. Yaşadığı stres, okul, kulüp, sevgilisi ve parlak gülüşlü çocuk yüzünden beyni patlama noktasına gelen Barış o anlardan birini yaşıyordu. Beyni kendini korumaya almış, tembellikten başka bir komuta karşılık vermiyordu.
Barış boş bakışlarıyla sahneye bakıyor, yapılan hataları görmüyordu bile. Sadece iç çekiyordu. Aslında bitirse ne iyi olurdu. Fazladan tatil göz çıkarmazdı neticesin de. Salonda ki herkes onda bir değişiklik olduğunun farkındaydı. Pars ona endişeyle bakarken Fatih ve Kemal diğerlerine çaktırmadan beşlik çakmışlardı.
Böyle anlara sadece iki kere şahit olmuşlardı ve o iki anda çok keyif almışlardı. Bu zamanda o mükemmeliyetçi insan gider yerine normal espriler yapan, neşeli ve biraz salak bir çocuk gelirdi. Fatih çok sevmişti bu Barış' a takılmayı. Barış' da ona uyum sağlıyordu.
"Bu mudur?" dediğinde bir sessizlik çöktüğünde Barış eğdiği başını saldırdı ve ona bakanlara baktı.
"Yani bunu mu seçtiniz?" dediğinde hepsi başıyla onayladı.
"Tamam." demiş önünde ki kağıda not düşmüştü.
"Başkan peki kıyafetler ve dekor ne olacak?" yeni gelenlerden biri sorduğunda Barış telefonunu eline aldı.
"Ne olacak hepimiz para bayılacağız." dedi Fatih Barış' ın tepkisini ölçmek için. Barış omuzlarını düşürmüş, başını yana yatırmış ve Fatih' e sen ciddi misin bakışları atmıştı. Fatih sadece gülümsedi.
"Onu dert etmeyin. Annem sponsorumuz."
"Annene bayılıyorum ya. Aşığım resmen." dediğinde Barış telefondan bakışlarını çekip gülümseyen Fatih' e baktı ardından tekrar telefona ve bir yere tuşladıktan sonra telefonu kulağına götürdü.
"Alo baba. Okulda Fatih Gören diye bir çocuk ve anneme aşık olduğunu söyledi." dediği gibi Fatih sahneden adeta uçmuş Barışın elinde ki telefonu almıştı.
"Efendim yanlış anladınız . Onu bir anne gibi seviyorum. Annem gibi yani. Anneme de aşığım ben. Anne olarak başka anlamda değil efendim. O şekilde değil efendim anne olarak bir anne sevgisi.. hem be emaya aşığım efendim onunla ciddi düşünüyorum Allah izin verirse mezuniyetten sonra evleneceğiz. Kız istemeye sizi de beklerim hem anne ve babam olarak. Benimkileri sallayın onlar olmasa da olur efendim... " Barış çenesini kavramış saçmalayan çocuğa bakıyordu kahkahasını bastırmaya çalışırken. Fatih ses gelmeyince telefonu kulağından çekti.
"Sanırım kendime bir mezar taşı aramam gerekiyor." dediğinde barış kahkaha attı. Sema anladığı zaman oda kahkaha attı.
"Şaka lan aramadım." demesiyle Fatih ruhu bedeninden çıkmış gibi ufak bir çığlık atıp koltuğa kendini bıraktığında herkes gülmeye başladı.
"Götümden kan aldın iki dakika da. Alırım bunun öcünü." demiş ona burun kıvırarak sahneye tekrar çıkmıştı. Sahnenin köşesine fırlattığı çantayı alırken seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı
General Fiction"Belki de." Dedi keyif alarak. "En en etkili çözüm aslında en basit olanıdır. " BarışxPars