Artık sonunda ciddi anlamda hikayenin başladığı noktaya gelmiş bulunmaktayız. 🤣 yorumlarınızı eksik etmeyin ve düşüncelerinizi de belirtmekten çekinmeyin lütfen 🙏❤
Hafta sonu her zaman gittiği kuaföre gitmiş, uzayan saçlarını kestirmişti Barış. Biraz alışveriş yapmış, yemeğini yedikten sonra eve dönmüştü. Bu hafta motorunu servise bırakması gerektiğini ajandasına not olarak düştükten sonra, duşunu alıp uyumuştu.
Pazartesilerinden nefret eden biri olmamıştı hiçbir zaman. Yeni aldığı beyaz gömleğini önce yıkamış sonra da ütüleyip giyindi. Yakalarında inciler vardı, siyah dar kesim pantolon ve postacı çantasıyla olmuştu. Okul için gerekli eşyalarını altıktan sonra arabasına atladı. Onları düşünmemek için elinden geleni yapıyordu. Arabanın renginden sıkıldığını, yeni rengin ne olması gerektiğini düşünürken aklına şeker pembesi geldiğinde gülümsedi ve başını salladı. Aslında olabilirdi, arabasına yakışırdı. Okula vardığında kafeteryadan kendine güzel bir kahve alıp kulübe gitti. Her pazartesi saat dokuzda küçük bir toplantı yapılırdı. Genel olarak herkesin uygun olduğu saatlerden biriydi. Kulübe girdiğinde herkesin oldukça tedirgin olduğunu gördü.
"Paşam gelmiş hoş gelmiş dıloy dıloy yaylar." Fatih büyük bir mutlulukla arkadaşına koşup sarıldı. Barış gülümsemiş , karşılık vermişti.
"Tamam bu kadar gevşeme yeter. Şimdi bana gelmediğim bir hafta boyunca neler olduğunu anlatın." demiş yerine oturmuştu. Sema tuttuğu notları uzattığında dikkatle okumaya başladı.
"Görülen o ki," duraksamış sahnedeki üyelere teker teker bakmıştı.
"Büyük bir rol değişimleri olacak." dediği zaman biri ortaya çıktı.
"Bu ne saçmalık ya." sert sesi ile herkes çocuğa baktı. Barış çocuğu süzdüğünde onu hatırlamadığın fark edip Sema' ya döndü.
"Bu kim?"
"Halil Çıra. Seçmeleri geçmişti ama bir süre okula gelmemiş sağlık problemimden dolayı. Geçen hafta başladı." dediğinde barış başıyla onayladı.
" Bir bayanın notlarına bakıp nasıl rol değişi olabilir mi? Onlar oldukça dramatize bakıyor olaya. Zaten neden buraya geldiğimizde bilmiyor, ibne kaynıyor ortalık." demesi kesinlikle son nokta olmuştu. Bunu derken cinsel yönelimini özgürce yaşayan bir kaç kişiye bakmıştı. İlk geldiği zamanda onlara karşı cephe aldığı, Sema' yı hor gördüğünü Barış hariç herkes biliyordu. Sema' yı başkan sandığı için sesini çıkartmamıştı ama şimdi başkanın kim olduğunu, kendisi gibi erkek olduğunu görünce bundan cesaret almış konuşmaya başlamıştı. Barış dişlerini sıkmış, derin bir nefes alırken ayağa kalkmıştı. Ellerini cebine sokup sahneye yürüdüğü zaman çocuk alayla güldü.
"Beni korkutacağını sanıyorsun? Çok komiksiniz? Sende bir öğrencisin ama gelmişsin buraya patronluk taslıyorsun. Buradaki bayanların sırf senin yakışıklığından ötürü burada olduğunuzu da biliyorum. "
"Peki sen enden buradasın?"
"Canım sıkıldı. Herkesin dilindeydi burası ve bende bakmak istedim. Belki bir iki kız tavlarım diye." Barış sahneye çıkmış ve çocuğun önünde durmuştu. Ondan daha uzun ve yapılıydı
"Ben kulübümde ırkçı, homofobik, zorba ve hadsiz birini görmek istemiyorum. Şuan bu sahnede tırnağı olamayacağın insanlara laf atmaya çalışıyorsun ama yapamazsın. Evet bende bir öğrenciyim ama burası benim yönlendirmelerim sayemde birçok unutulmaz ödül kazandı. Patron benim. Ve şunu da söylemek isterim ki böcek, ben homoseksüel bir bireyim. Yani canım eşcinselim. Bunu anladıysan simdi siktir git. Kulübümde senin gibilere yer yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı
Fiction générale"Belki de." Dedi keyif alarak. "En en etkili çözüm aslında en basit olanıdır. " BarışxPars