Bölüm 29 - SARHOŞ BERKE

619 55 22
                                    

Selamlar size uzun bir bölüm yazdım. Okuyorsanız görüşlerinizi bekliyorum :) umarım beğenirsiniz.

Hafta sonumun yağmurlu olması hiçte iyi değildi. Bugün yürüyüş yapmayı planlıyordum. Ve annemde iş için tekrar şehir dışına çıkmıştı. Berkeyle takılmayı düşündüm ama telefonlarını açmıyordu. Büyük ihtimalle hala uyuyordu. Sanırım bugün yalnız olucaktım.

Bir kaç saat sonra iyice canım sıkılmıştı. Saat ise 4 olmuştu.

Kulaklığımı takıp dışarı çıktım. Yağmurlu hava yürüyüş yapmama engel değil. Yüzüme vuran soğuk havayla kalın hırkama daha da sarıldım. Karanlık hava içimide karartıyordu. Ama yağmurun etrafa yaydığı koku çok güzeldi. Ferah kokuları hep sevmişimdir.

Muzik ve soğuk tamamen içime işliyordu. Bu çok saçmaydı ama huzur veriyordu işte. Sahil boyunca yürüdüm yürüdüm. Ah bu yalnızlık çok iyi gelmişti. Kafamı tamamen boşaltmıştım. Yeniden doğmak gibi bişey.

Ama çok yorulmuştum. Saate bakmak için telefonumu çıkardım ve Berkeden gelen cevapsız çağrıları gördüm. Kulaklığımı çıkarıp hemen sırt çantama attım ve Berkeyi aradım.

"Oo Eylül hanım" sesi fazla iğneleyeci ve baygın geliyordu.

"Berke?"

"Nerdesin sen arıyorum açmıyorsun." Arkadan gelen müzik sesiyle dediklerini zor duyuyordum.

"Ben eve gidiyorum sen nerdesin?"

"Eve gidiyormuş..." sarhoşmuydu bu?

"Nerden eve gidiyor acaba"

"Berke nerdesin sen!"

"Ben mi?" Berkenin ağzına sıçmaya gidicektim!

"Abi ben nerdeyim ya?" dedi şimdide ne abisi ya. Sanırım yanında ki insanlara soruyordu.

"Turkuazland'daymışız ben" dedi Berke.

Bu çocuğun kafası gerçekten güzeldi. ^daymışız ben^ nedir lan? Herkesin hayatına kimse karışamaz gibi. Turkuazland neresi asıl? Kim bilir hangi gece klübündedir. Şimdi kesin etrafını kızlar sanmıştır. Olamaz!!!! Lan benim hemen oraya gitmem lazım. Kıskançlık içimi kavururken bir taksi aramaya başladım.

"Sen orda bekle" dedim. Fakat telefon kapanmıştı. Lanet telefon!

Kalbim dayanmıyordu ya gerçekten yanında kızlar varsa? Onun sarhoşluğundan yararlanırlarsa? Deli gibi taksi aramaya başladım. Hiç biri durmuyordu. Yere çöküp ağlıcaktım nerdeyse! Berke senin orda ne işin var lan. Bi bulayım seni zaten off Berkeye ne yapıcamı sonra düşünücektim.

Karşıya geçip takıcı sandığım bir dükkana girdim. Telefonum kapandığı için Enese ulaşmaya çalışacaktım. Öyle yerlere tek başıma gitmek istemiyordum. Telefon numarasını az çok hatırlıyorum.

"Pardon iki dakika telefonunuzu kullanabilir miyim?"

Kız cevap bile vermeden telli telefonu gösterdi. Yanına gidip ahizesini kaldırdım ve kulağıma koydum. Numaraları çevirmeye başladım. Telefon çalmaya başlayınca heycanla bekliyordum.

"Alo?" dedi karşıdaki ses.

"Kimle görüşüyorum?"

"Siz kimi aramıştınız" diyince bunun Enes olmadığını anladım.

Telefonu kapatıp aklımda olan diğer numarayı aramaya başladım. Bu numaradan emindim.

"Efendim?" dedi. Evet yaaa bu Enesti!!

"Alo Enes"

"Eylül...." derken telefon kapandı. Bakışlarımı indirince o kızın kapattığını gördüm.

Mutluluktan YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin