Bölüm 7 - HERŞEY GÜZEL OLUCAK

866 194 9
                                    

Multimedia'da Berke var.

 Berke. Nedense bana iyi geliyordu. Ama yanımdan ayrılınca yine yüzleşmiştim bu sorunlarla. Eve girdiğimde ışıklar kapalıydı. Annem evde mi hiç bilmiyorum. Hemen merdivenlerden çıkıp odama girdim. Uzun bir duşun ardından yatağıma yattım. Bugün olanları düşündüm. Her insan yapar sanki yatağına yatınca gün içerisinde olanlar zihnine doluyor. Hepsini kafamdan çıkardım. Duş iyi gelmişti. Kendimi uykunun huzuruna bıraktım.

 Uyandığımda saat 9 falandı. Aşağı indim ve annem mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Bunu özlemişim hemde çok. Ama belli etmemeye karar verdim.

Annem "Günaydın" dedi. Aynı şekilde cevap verdim.

"Günaydın"

"Kahvaltı hazır" dedi donuk bir sesle.

"Ne zaman boşandınız?" dedim sandalyeye otururken.

"Bir kaç gün önce. Otelde kaldım. Kendimi toparlamam gerekiyordu. Eylül her şey güzel olacak güven bana alışacağız kızım" dedi sesi çok çaresizdi. Gidip ona sarıldım. İkimizde ağlamaya başladık. bir süre sonra gözündeki yaşı sildi ve beceriksizce güldü " Hadi yumurtan soğuyacak" dedi. Bende onun gibi gülümsedim. Acımıza güldük. Onun canı daha çok yanıyordu biliyorum. Ona aşıktı. İhanete uğramak çok kötü. Birlikte kahvaltı ettikten sonra odama çıkıp üstümü giyindim. Telefonum çalmaya başladı. Ah Miray onu aramayı unutmuştum nasıl arkadaştım ben böyle?

"Efendim canım" dedim. 

"Eylül ne olduğunu anlatacak mısın seni merak ettim beni aramadın?" sesindeki sitemi buradan hissedebiliyordum.

"Özür dilerim Miray.. Şey ben size geleyim olanları anlatacağım."

"Olanlar mı? Neyse çabuk gel bekliyorum canım." deyip suratıma kapattı. Alınmadım şuan böyle şeylere alınacak değilim. Eteğime uyacak ayakkabılarımı giyip Miray'ın evinin yolunu tuttum. Yine telefonum çalmaya başladı. Of sabah sabah. Bu sefer Berkeydi Farkında olmadan heyecanlandım ne diyebilirim ki onunla konuşmak hoşuma gidiyor. Hemen telefonu açtım.

"Beni rüyanda mı gördün Berke?" dedim neşeli bir sesle. Biliyorum daha dün perişan haldeydim ama annemin yanımda olması bana güç verdi ve o adamı aklımdan tamamen çıkardım. Onun için üzülmeyecektim artık. Annem benim her şeyimdi.

"Olabilir" dedi oda gülerek. Ah gülüşünü hayal ettim. Ve devam etti "Ben şey merak ettim nasılsın?"

"Çok daha iyiyim" beni merak etmiş nedense adını koyamadığım bir heyecan var içimde Berke çok yakışıklıydı. İlk zamanlar ondan nefret ediyordum. Davranışları falan ama şimdi duygularım çok farklı. Bunları düşünürken bir şeye çarptım tam yere kapaklanıyordum ki beni tuttu bu kadarda tesadüf olmaz.

"Berke?" dedim isminin sonunu uzatarak. Yere düşeceğim için korkmuştum onu gördüğüm içinse şaşırmıştım.

"Havaya bakarak yürüsen" dedi eli hala kolumdaydı.

"Çarpıştığımıza göre sende havaya bakıyor muşsun?"

"Her neyse. Nereye gidiyorsun böyle?" diye bana bana hesap sorarken elini üzerimden çekmişti.

"Sen nereye gidiyorsun?" dedim.

"Ben mi? Hiç" dedi saçını düzeltirken. Hep saçıyla oynuyordu.

"O zaman bende hiç" diye gülümsedim zafer kazanmışçasına.

"Söylemezsen takip etmek zorunda kalacağım." dedi kaşlarını çatarak. Neden bu kadar ciddiydi ki?

"Miraylara gidiyorum hoşça kal." dedim ve yanından ayrıldım. Arkama hiç bakmamıştım. Aferin sana Eylül. Arkamdan baktığına bahse girerim. Miraylara gittiğimde odasına çıktık. Ve ona da her şeyi anlattım saklayacak halim yok ya? Miray da beni teselli ettikten sonra bu konuyu bir daha açmamak üzere kapattık. Beni anlayışla karşıladı. Üstüme gelmemesine çok sevindim. Çünkü çekecek durumda değilim.

Miray "Okullar açılınca bizimkine gelirsin artık? Zaten yakınlarda başka okul yok." dedi.

"Ben bilmiyorum daha çok var açılmasına düşünmek istemiyorum şimdi okulu" güldüm ve devam ettim. "Büyük ihtimalle sizin okula geleceğim."

"Süper o zaman bebeğim birlikte falan gideriz ben bir sene kaldığım için aynı sınıfa gitme ihtimalimiz yüksek." dedi neşelenerek.

"Aslında iyi olur. "

"Hey okulu birbirine katarız çok eğlenceli olacak. "

"Miray sanırım bu sene olmaz unuttun mu? Sınıfı geçmen lazım."

"Haklısın. Ve sevincim kursağımda kaldı. Bizimkiler beni bu sene çok zorlayacak. Anlayacağın eğlence mutluluk arkadaşlarla dışarı çıkma falan bana bu sene uzak kelimeler. "

" Seni o kadar mı sıkıyorlar?" dedim.

" Bana güveniyorlardı. Güvenlerini sarstım. "

"Anladım." Ya bu sene Miray'ı benle bile görüştürmezlerse? O zaman yine yalnız kalırım. Bunu istemiyorum. Biraz daha sohbet ettikten sonra bir cafeye gitmeye karar verdik. Onun bildiği güzel bir cafe varmış. Onun arabasıyla gelmiştik gerçekten çok tatlı bir yerdi sahilinde kenarında. Burayı daha önce görmedim. Neden acaba Eylül? Daha yeni taşındığın için olabilir mi? Bir masaya oturduktan sonra siparişleri verdik. Miray da benim gibi çikolata aşığı çıktığı için ikimizde çikolatalı pasta istedik. Biz pasta yerken birden Enes'le Berke ortaya çıktı.

"Berkeler geliyor. " diye fısıldadım Miraya.

"Ah biliyorum ben çağırdım. " Diye gülümsedi. Yanımıza geldiklerinde ikisi de "Selam" dedi ve masamıza oturdular. Grubu dörtledik.

Berke "Ne yiyoruz?" dedi masada göz gezdirirken.

Enes "Yani onlar çoktan yemeğe başlamışlar. Çikolatalı pasta! " diye biraz bağırdı. Bu çocuk komik gerçekten.

Berke " Evet " garsonu çağırdı " İki çikolatalı pasta." dedi hiç düşünmeden.

Enes "Hey ondan isteyeceğimi nereden bildin? " Berke ciddi misin diye bir bakış attı.

Miray " Eylül'de çikolatayı çok seviyormuş hani benim abartılı sevdiğimi düşüyordunuz ya"

Enes "Hadi ama. Her kız sever." dedi bu sırada Miray'ın pastasından bir çatal aldı.

Berke "Senin gibi mi?" dedi ama gülmedi neden gülmüyor somurtkan çocuk seni?

Enes "Alınmıyorum. Ve pastalarda geldi!" Hepimiz yedik ve hesabı ödeyip kalktık. Miray'ın arabasının kapısını açacaktım ki Berke birden kolumu tuttu ve "Sen benimle geliyorsun. " dedi. Yok artık şaşkınlıkla ne yapacağımı bilemedim ve " Nedenmiş o?" Diye tısladım resmen. Bana böyle emir veremezdi aramız düzelmişken bunu yapamazdı.

Enes " Çünkü ben Mirayla gideceğim" deyip kapıyı açtı ve şoför koltuğuna oturdu. Bunlar anlaşmışlar. Mirayla ikimiz şaşkın şaşkın bakarken Berke beni "Hadi" diye çekiştirmeye başladı.

Miray "Sorun değil inince görüşürüz Eylül bunları ikna edemezsin." dedi o da kızmıştı. Kapıyı sertçe kapatarak arabaya bindi. Bizde arabaya bindik. Berke'ye dönüp "Ne yapmaya çalışıyorsunuz?" dedim.

"Ben bir şey yapmıyorum. Onların konuşması lazımdı." Ben hala cümlenin devamını bekliyordum ve devam etti. "YALNIZ" diyerek vurgu yaptı.

"İyi de niye?" dedim anlamayarak.

"Artık onu Miray'a sorarsın güzelim." Ne konuşacağını biliyordu ama bana söylemiyor. Bir dakika az önce bana güzelim mi dedi. Aptal aptal istemsiz sırıtıyordum. Bu hoşuma gitti. Çok hoşuma gitmişti. Bir sözüyle heyecanlanıyorum.  Ne diyorum ya? Yoksa ben bu muhteşem gülümsemesiyle karşımda duran yakışıklı çocuktan gerçekten hoşlanmaya mı başladım? Evet hemde çok Eylül.

Mutluluktan YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin