Bölüm 25 - Ölmüş Mü?

581 77 19
                                    

Her şeye en baştan nasıl başlanır? Sıfırdan. Zamanı nasıl geriye alabilirsin? Her şeyi çabucak sihirli bir deynekle nasıl unutabilirsin?

Bunların hiç biri gerçek olmazdı. Ama ben her şeyi unutmak istiyordum. Hatta buraya hiç gelmemiş olsaydık eski mahallemizde kalsaydık.

Belki babam annemi aldatmazdı. Yine bir aile olurduk. Berke'yi Mira'yı Enes'i ve diğerlerini hiç tanımış olmazdım.

En önemlisi bu acıları hiç yaşamamış olacaktım.

Saatlerce tepkisiz olarak tavanı izliyordum. Aklımda sadece o vardı. O ve bana yaptığı bu şey.

Neydi bu böyle? Öldürmüştü resmen beni. Yaşarken ölmek ne demekmiş artık daha iyi anlıyorum. Acımı elbette tarif edemezdim. Kurumuş gözyaşılarımı silip kendimi banyoya attım. Telefonumdan bana iyi gelicek bir müzik seçip duşa girdim.

Sular gözlerimin önünden anlamsızca akarken hiç birşey hissetmiyordum. Kendimi şarkının sözlerine kaptırmıştım.

^^Unutursun elbet unutulduğun gibii^^

Berke unuttumu sözlerimizi, sevgimizi, bizi?

^^Vazgeçti benden sevdiğim kadın. Terketti gittii gitmiyor tadın^^

Evet benden vazgeçti resmen! Sevdiğim adam. Oysaki o benim ilkimdi. Nasıl güvendim ki ona.

Şarkıyı kapatıp bornozuma sarıldım. Yatağıma yattım. Şuan tam bir zombi gibiydim.

Halim kalmamıştı. Boş boş bakıyordum. Sabah olmuş demek bütün gece öylece tavanı izleyip ağlamışım. Tabi arada selpak mendilleriylede görüşüyordum.

"Eylül"

Miray'ın sesini duyunca arkamı döndüm.

"Bu ne hal kızım dünden beri kaç mesaj attım beni çok korkuttun."

"Hmm"

"Ya noldu anlatıcak mısın?"

"Berkeyle bitti"

"Şaka yapıyosun?"

Cevap vermeyince ciddi oldumu anladı.

"Nasıl ya? O mu söyledi?"

"Söylemedi ama ben anladım"

"O ne demek ben anladım? Hadi kalk üstünü giyin okula giderken konuşuruz geç kalıcaz yoksa"

"Ben gelmicem" diyip yorganı üstüme çektim.

"Saçmalama Eylül kalk! Birlikte çözücez bu işi."

"Off"

"İnsan gibi giyin" diyip odadan çıktı.

Sanırım şuan tamamen insanlıktan çıkmıştım.

Elime ne geldiyse giyip kendime baktım. Buz rengi bir pantolon kapşonlu bir hırka. İyice saçma bişey oldum ya. Yüzümden bahsetmiyorum bile!

Mirayın yanına indiğimde "İdare eder biraz makyaj yapalım şu nur yüzüne renk gelsin"dedi.

"Gerek yok."

"Otur şuraya" diyip çantasından makyaj ıvır zıvırlarını çıkardı. "Heh tamam hadi gidelim."

Arabaya binip okul yolunu tuttuk. Ben burda aşk acısı yaşıyorum bu kız ne kadar enerjik neşeli.

Eee boşuna dememiş Halil Sezai nerden bulur bu insanlar ben mutsuzken gülünecek şeyi.

"Evet anlat"

"İki kelime yetiyor seni seven kalbi kırmaya sonra..."

"Eylül sen iyi değilsin"

Mutluluktan YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin