「🕸」- 𝖑𝖔𝖘𝖙 𝖈𝖔𝖓𝖙𝖗𝖔𝖑,
Giselle Byrnes'ın hayatı bir günde tamamen değişmişti. Annesi, ünlü bir iş adamını üvey babası olarak tanıtmıştı. Üstelik, doğduğu günden beri yaşadığı İtalya'nın ünlü şehri Venedik'ten New York'un sıradan semti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
2001 𝑨𝒍𝒆𝒔𝒔𝒊𝒂 𝒂𝒏𝒅 𝑻𝒐𝒏𝒚
Gönlümün sultanı kostümüm bütün gece inlemeler ve gülüşmeler eşliğinde bitmişti. Bunu çok duymak zorunda kalıcaktım belliydi, ama zaten zorunda kalmamak için bu kostümü yapmıştım. İnsanların Befana'ya ihtiyacı vardı Befana'nın ise huzura. İşte bu kostüm iki taraf içinde huzurdu. İnsanlar Befana sayesinde çoğu beladan kurtulabileceklerdi ve huzur içinde yaşayacaklardı, Befana ise -yani sevgili ben- evden uzaklaştığım için huzur bulacaktım. Kostüm basit bişey gibi gözükse de bir çok özelliği vardı. Kullandıkça keşfetmeye karar vererek kendime kahvaltı yapmak için mutfağa gittim. Ne yapsam diye düşünüyorken aklıma tost dışında bişey yapamadığım geldi ve uzun zamandır tost yemenin verdiği bıkkınıkla dolaptan malzemeleri çıkardım. Tost yani zaten 2 dakika da hazır olmuştu. Hemen odama gidip yemeye başladım. Annem ve Christian uyanmadan evden çıkmak istiyordum aksi halde kusabilirdim. Ama galiba çok geçti çünkü kapımı birisi tıklatıyordu. Annem olması daha büyük ihtimal olduğu için girmesini söyledim. Tahmin ettiğim gibi annem ve tabiki yine çekingen çekingen bişey söylemek istiyordu. Bu adam kesinlikle onun ayarları ile oynamış! "Lütfen geçen yaptığın gibi geveleme ve direkt olarak konuya gir." "Taşınıyoruz." İçtiğim kahve boğazımda kalmıştı. Gerçekten ne demek taşınıyoruz?! Onunla beraber olması yetmiyormuş gibi beni ait olduğumu hissettiğim tek yerden nasıl koparabilirdi? "İyi misin?" boğazıma kaçan kahveyi umursamadan bağırarak cevap verdim. "Şaka mısın ya?! Tabiki değilim. Taşınmak falan istemiyorum ben!" annem cevap vermeden aile terbiyesi olmadığı belli olan canım babacım(!) Christian içeri daldı. "Giselle, lütfen ön yargılı davranma Queens'i çok seviceksin." Ha bir de Amerika? Çok iyi ya gerçekten! "Senin için okul bile seçti." annem gülerek konuştu. Benim adım da Giselle ise şuan Christian'ın huzurunu bozucaktım. "Ben kendi okulumu kendim seçebilirim." yüzü asık ve şaşkın bakışlar bana dönünce istediğimi aldığımı fark ettim ve devam ettim. "Sonuçta Christian değil ben o okulda okuyacağım." annem mahçup bakışlarla Christian'a döndü. Bu kadın beni gerçekten delirticekti! Christian ne mi yaptı? Sinir bozucu gülümsemesi ile beni onayladı. Tabi bozulduğunu belli etmemesi gerek yoksa kaybettiğini kabul etmiş olur. Aslında bende böyle biriydim. Bir sorun yaşasam da o yokmuş gibi davranıp devam ederdim. Ama yani Christian ile kendimi de benzetmem kendime hakaret oldu. Öncellikle kendimden özür diliyorum ve annemin çıkmadan önce söylediği şeyle kendime geliyorum. "Gece uçağımız kalkacak." Vazgeçmek istemiyordum ama eğer gitmezsem annemi sonsuza kadar kaybedebilirdim. Bu adam sanki onu büyülüyordu. Elimde olan tek kişi için savaşmam lazımsa bunu yapıcaktım. Gerekirse Queens'e gidicektim. Ne de olsa ben bu savaşı kazandığım zaman geri dönücektik ve eski hayatım yine benim olucaktı. Bunu ilk görevim olarak düşünüyordum en azından bu şekilde düşünmek daha iyi geliyordu...
Uzun bir zaman buralarda olmayacağım için en sevdiğim ve biraz da olsa huzur bulduğum yerlere gittim. Cesaretimi toplayıp ve olacaklar için kendimi biraz da olsa hazırladığımda eşyalarımı toplamak için eve döndüm. Kalbimde bir boşluk vardı. O boşluk her zaman vardı aslında ama şuan farklıydı, büyüyordu. Uçağa gitme vakti gelene kadar yatağımda son kez yattım ve müzik dinledim. Vakit geldiğinde Christian arabası ile bizi aldı ve uçağa gittik. Bir grup turist öğrenci ile gidicektik. Annem ve Christian'ın yanına oturmak istemediğim için onlara uzak bir yere oturmak istemiştim. Yalan veya bahane bulmama gerek kalmadan onaylamışlardı. Bunun üstünde fazla durmadım çünkü daha yaşayacağım çok olay olucaktı ve ilkinde kendimi yıpratamazdım. Yalnız oturuyordum. Sekiz saatlik yol boyunca müzik dinlemiştim ve bilmem kaçıncı defa izlediğimi bilmediğim Star Wars'u izlemiştim. Geldiğimizde büyük bir karmaşa olmuştu. Uçaktan indiğim an derin bir nefes aldım. "Evimize gidelim mi?" Christian'ın sahte samimiyet gösterisi tam gaz devamdı. Annem tabiki yine şaşırtmadı ve hemen onayladı. "Ben dolaşıcam." "Daha önce buraya hiç gelmedin kaybolursun, olmaz." "Sormadım anne. Ve kimse eşyalarıma dokunmasın, yerleştirmesin." dedim ve nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra telefonuma bir mesaj geldi.