"what the hell is he doing?!"
Bazı şeyler yoluna girmişti. Befana sayesinde buraya biraz daha alışmıştım. Şimdi ise Christian belasına son verme vaktiydi.
Tatilde olduğumuz için 'ailecek' geç kalkmıştık. Sadece yüzümü yıkayıp kahvaltıya uçtum. Sarı yılanlarla kahvaltı yapacağım diye özenmem gerektiğini düşünmüyorum."Günaydın, bebeğim!" masaya yaklaştığımda annem kocaman gülümsedi. Hala uykum vardı, malum kahramanlık işleri. Belli oluyordu, ama annemin aklının ucundan bile geçmediğini biliyordum.
"Ne isteyeceksin, anne?" masaya otururken konuştum.
"Giselle niye böyle davranıyorsun?" hayal kırıklığı ile bana bakıyordu. Ona 'ciddi misin sen' bakışları attım ve göz devirdim. Tabağıma sosis koydum ve yemeye başladım.
"Günaydın, kızlar!" Christian ve sarışın merdivenlerden iniyorlardı. Sarışınlar aptal olur diye boşuna dememişler, bu ikisi de bu sözün kanıtı.
"Günaydın, Lexy!" sarışın anneme doğru gitti ve yanağından öptü. Annemden küçük bir kıkırtı duyuldu. Kimse görmeden kusma hareketi yaptım ve yemeğime devam ettim.
Masaya oturdukları an otomatik olarak bütün konulardan dışlanmıştım. Aslında böylesi daha iyidi, onlarla konuşmak istemiyordum. Onlarla yaşamak da istemiyordum, burada yaşamak istemiyordum. Amerika kötü bir yer değil, ama benim evim de değil. Ait olduğum yer burası değildi, hiçbir zaman olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOST CONTROL , peter parker
Fanfic「🕸」- 𝖑𝖔𝖘𝖙 𝖈𝖔𝖓𝖙𝖗𝖔𝖑, Giselle Byrnes'ın hayatı bir günde tamamen değişmişti. Annesi, ünlü bir iş adamını üvey babası olarak tanıtmıştı. Üstelik, doğduğu günden beri yaşadığı İtalya'nın ünlü şehri Venedik'ten New York'un sıradan semti...