'𝘺𝘰𝘶 𝘢𝘳𝘦 𝘤𝘰𝘮𝘪𝘯𝘨 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘮𝘦, 𝘮𝘪𝘴𝘴 𝘣𝘦𝘧𝘢𝘯𝘢 '
Uzun bir geceydi kesinlikle. Bir bakalım ne yapmışım. Bir grup acemi uyuşturucu satıcılarını önce biraz hırapalayıp daha sonra polise teslim ettim, sonrasında babasından şiddet gören bir kızı kurtardım ve bir market soygununu başlamadan durdurdum. O anlarda hissettiğim şeyi bilmiyorum ama kesinlikle çok güzeldi ve bu hissin gitmesini istemiyordum.
Eve geldiğimde saat 6 civarıydı. Kapıyı kilitlediğim için kimse girememişti. Aslında girmek için geldiler mi ona bile emin değildim ama her neyse şuan önemli olan sarışın ve Christian'ın huzurunu bozmak. Bunu yapmak için kostümü çıkardım ve normal kıyafetlerimi giydim. Herkes kalkmadan önce odamı düzenledim. Annemin kutusunu ise sakladım. Sonuçta bana soramazdı ve kaybolduğunu düşünürdü böylece konu açılmadan kapanırdı. Babamın fotoğraflarının bende kalması benim en büyük hakkımdı. En büyük hak demişken bugün okul seçecektim. Bu yıl çok olaylı geçmişti. Okulumuzda yangın çıktığı için oluşan büyük hasar yüzünden 1 ay okula gidememiştik ve bu yaz tatilimizin 1 ayına mâl olmuştu. Normalde okulumuz temmuz başında biterken ağustos başında bitmişti. Ve şansa bakın ki buradaki okullar ağustos ortasında başlıyormuş. Tamam, dahi olabilirim ama benimde dinlenmeye ihtiyacım var, robot değilim ki ben. Her şeye pozitif bakmak gibi bir huyum yok ama belkide böylesi daha iyi olacaktır benim için. Ev zaten çok bunaltıcı ve cehennem gibi yani okula gidersem eve daha az uğramış olucaktım.
Birikmiş olayları daha fazla kurcalamadan aşağıya indim. Christian ve annem masaya çoktan oturmuşlardı. Bişey demeden onlara uzak bir yere oturdum. "Günaydın!" ilk hamle manipülasyon ustası cici babamdan gelmişti. Onu onun silahıyla vurucaktım. Onun her zaman bana sunduğu sinir bozucu gülümsemeyi takındım ve samimiyetsizce cevap verdim "Günaydın!". Annem bana bakıyordu ama konuşmak için cesareti bulamıyordu. Zaten bana göre bulamasın da çünkü eğer konuşmaya başlarsak gerçekten büyük bir kavga çıkartabilirdim.
"Buon giorno!" Sarışının sinir bozucu sesi bütün evde yankılandı. Yeniden sahte kahkaha ile konuşmaya başladı "Nasıl? Doğru söyledim mi? Alessia bana dün öğretti Christian." "Çok güzel söyledin canım." melek annem gülümseyerek cevap verdi. Her şeyi geçtim aksan falan kelimeyin okunuşunu bile doğru söylememişti! "Buon giorno. Bonjorno olarak okunur. Yanlış bilgiler verme istersen anne." ve yine yine onların bana keyif veren şaşkın bakışları. Sarışın baya kızmış olucak ki sandalyeye oturmadı resmen çakıldı. Beni umursamadan konuşmaya devam ettiler. Derin bir iç çektim ve yemeğimi yemeye devam ettim.
Kahvaltının bitmesine az kala yine bir huzur boz perileri geldi ve okul konusunu açmaya karar verdim. Christian'ın gitmemi istediği okul Townsend Harris High School'du. İyi bir liseydi ama oraya gitmek istemiyordum. Benimkisi hem Christian'a karşı inat etmekti hem de daha iyi bir lise bulmuş olmamdı, Midtown School of Science and Technology. Orası tam benim ilgi alanlarımın olduğu yerdi.
"Gitmek istediğim okulu seçtim." herkes bir anda sustu ve bana baktı. Christian başta şaşırsa da çok geçmeden sinir bozucu gülümsemesini takındı ve cevap verdi "Hangi okulmuş bu?" "Midtown School of Science and Technology." dediğim anda küçük bir kıkırtı duydum. "Seni oraya alacaklar mı acaba?" "Senden bahsetmiyoruz." sarışına cevap verdiğimde yine sinirli bakışlarını gördüm. Christian sakinleşmesi için elini tuttu ve bana yeniden cevap verdi. "Sen nasıl istersen Giselle." Afferim adam ol Christian.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOST CONTROL , peter parker
Fanfiction「🕸」- 𝖑𝖔𝖘𝖙 𝖈𝖔𝖓𝖙𝖗𝖔𝖑, Giselle Byrnes'ın hayatı bir günde tamamen değişmişti. Annesi, ünlü bir iş adamını üvey babası olarak tanıtmıştı. Üstelik, doğduğu günden beri yaşadığı İtalya'nın ünlü şehri Venedik'ten New York'un sıradan semti...