"Evet?" Steve'in bana dönmesi ile gözlerimle nerdeyse yediğim kuleyi incelemeyi bıraktım ve konuşmaya başladım."Öncellikle söylemek istiyorum ki Spider-man, tam bir aptalsın." Bu dediğimle ciddi ortamın içine sıçmıştım. Steve herkesin kendisine gelmesi için boğazını temizlediğinde yine devam ettim. "Ve insanları korumak dışında bişey yapmıyordum. Nedir bu ön yargı? Hepiniz ilk geldiğinde böyle mi oldu yoksa Befana'ya özel bir durum mu?" gayet sakince konuşuyordum ama her lafım iğne gibi batıyordu, emindim.
"Öncellikle" Stark konuşmaya başladı "Tabiki sana hemen güvenemeyiz, sonuçta aniden çıkan ve büyücü olduğunu iddia eden birisin, ama Spider-man belki biraz abartmış olabilir, onu kabul ediyorum." Tony Stark sözünü bitirir bitirmez Spider-man hafif yüksek ses tonuyla konuştu
"Bay Stark?" Tony omuzunu silkti ve kendine içki aldıktan sonra oturdu.
Spider-man'i umursamadan konuştum."Ben büyücü olduğumu iddia etmedim."
"Nesin peki?" Clint Barton araya girdi.
"Büyücü değil." dedi Wanda sakince. Clint 'yapma ya' bakışlarını yollarken, Wanda omuz silkti.
"Madem büyücü değilsin, nasıl yapıyorsun?" dedi Bruce Banner elleri ile benim yaptığım şeyleri taklit etmeye çalışarak. Herkes onu onayladı. Herkes cevap vermemi bekliyordu. Onlara her şeyi anlatmayacaktım tabiki, sadece bir kısmını. Bu benim özel hayatım gibi bişey sonuç olarak. Bu yapay güç benim bir parçamdı.
"Uzun süredir bir yapay güç geliştiriyordum, çok büyük bişey değil yani yapabileceğim şeyler sınırlı. Yani pek büyücü sayılmam."
"Yuh, çok havalı!" Pietro ani bir şekilde bağırdığında herkes ona baktı. Bunu fark eden Pietro yerine oturdu ve susmaya devam etti. Onun bu haline kıkırdamadan edemedim.
Herkes birbirine baktı ve 'çaktırmadan' tatmin olduklarını birbirlerine belli ettikten sonra beni onayladılar.
"Zaten tahmin ediyorum ki beni araştırdınız, bişey çıkmadı." Spider-man'e döndüm ve devam ettim "Umarım artık beni rahat bırakırsınız, sonuçta biz aynı taraftayız."
Spider-man dışında herkes beni utançla onayladı. Gerçekten mahcup görünüyorlardı, ama mahcup olması gereken kişi odun gibi yerinde oturmuş ne yorum yapıyordu ne de mahcupluğunu belli ediyordu.
Hala Spider-man'a bakmaya devam ettiğimi gören Stark, onun yanına gitti ve 'hafifçe' dürttü."Evet." dedi sesindeki gitmeyen nefretle. Benden daha da nefret ediyordu, ama artık rahatsız edemezdi, en azından bu derece büyük bir sorun çıkaramayacaktı.
"Harika, o zaman görüşürüz!" dedim abartılı sahte mutlulukla ve yerimden kalktım. Herkes görüşürüze dair bişeyler mırıldanırken, her işime karışan man yine bişey demiyordu ve açıkçası umrumda değildi, doğum günümde yeterince olay yaşadım. Şimdiyse eğlenme vaktiydi.
Biraz düşündükten sonra kendime hediye edeceğim şeyi bulmuştum. Bir dövme yaptıracaktım. Küçüklüğümden beri dövmeler çok hoşuma giderdi. Yapacağım şey hakkında en ufak bir fikrim yoktu, ama gelmiştim bile. Kapıdan girdikten sonra 'annemin yazdığı' izin kağıdını gösterdim ve dövme seçmeye başladım. Tam anlamı ile aşık olduğum bir dövme yaptırmaya karar verdim, tam 1 saat sonra hediyem hazır olacaktı.
Yolda dövmem ile aşk yaşarken telefonumun çalması ile yine normal dünyaya döndüm. Annem arıyordu.
"Giselle, nerdesin?"
"Yolda."
"Tur iptal olmuş. Niye eve gelmedin?"
"Gezmek istedim."
"Ne zaman geleceksin?"
"Niye?"
"Hiç, merak ettim."
"Bilmiyorum."
"Tamam, ciao bambina."
Annemin bana seslenme şekline göz devirdim ve telefonu kapattım. Sırada pasta vardı ve ben canım pastamı yemeden asla eve dönmeyecektim. Koşarak pastaneye girdim ve çikolatalı küçük bir pasta aldım.
Pastayı üflemek için nerdeyse boş olan bir parka gittim ve oturdum. Mumları yaktım ve dilek diledikten sonra üfledim.Pastamı yedikten sonra içimdeki bir her şeyi yapabilirmişim hissi büyüdü ve bir markete girdim. İçki alacaktım. Hemen bir votka kaptım ve kasaya doğru ilerledim. Sıra bana geldiğinde özensizce parayı uzattım ve çıktım.
Dışarı çıktığım an votkayı açtım ve direkt kafama diktim. Boğazımı yakmasıyla yüzümü buruşturdum, ama daha sonra hoşuma gitti ve içmeye devam ettim. Nereye gittiğimi bilmeden içiyordum. Zaman benim için durmuştu sanki. Doğum günümde her şeyi bir kenara bırakıyorum derken kendimi bir anda yaşadığım bütün olayları analiz ederken ve kendi içimde olmasına rağmen fark etmediğim acıyı yaşıyorken buldum. Her şey üst üste gelmişti, ama ben hep kaçmayı tercih etmiştim. Votkayı içtikçe içimdeki acı kamufle oluyordu. Geçici olsa bile, Giselle Byrnes kaçmak zorunda hep acıdan. Kaçtığı yerse cehennemdi, eve gidiyordum.Biraz uzun bir yürüyüşten sonra eve geldim. Kapıyı çaldıktan çok kısa bir süre sonra annem açtı. Üstünde kırmızı bir elbise vardı. Gözlerimi ondan ayırmadan içeri girdim.
"Nereye?" ayakkabılarımı çıkarırken sordum.
"Christian ile yemeye." dedi ve beni yanağımdan öptü. O beni görmese de gözlerimi devirdim ve odaya çıktım. Bunu umursamıyordum, yapacak daha önemli bir işim vardı. Güçlerimi geliştirmek gibi.
Kısaca özetleyeceğim. Bugün Wanda, robotlara karşı güçlerini kullanırken benim yaptığım canım yapay gücüm onun güçlerini analiz etti, yani tam anlamıyla bu güçleri taklit ederek çipe aktaracaktım. Olduğumdan daha güçlü olacak olmak beni gerçekten o kadar heyecanlandırıyordu ki. Kapıyı kilitledim ve masama oturdum."Bakalım benim kızım neler analiz etmiş!" dedim gururla ve güçlerimi geliştirmek için ilk adımı attım. Bu gece yorucu geçecekti, ama buna kesinlikle değecekti.
▃
hellooo asklarım nasılsınız
bölüm yine iyi mi değil mi bilmiyorum idare edin çok yorgunum
giselle'in dövmesini buraya bırakıyorum ve ek bilgi olarak pietro ölmedi o gün ağır yaralandı ama iyileşti
ve bir soru sorucam
hayalinizde giselle'in tarzı nasıl yani aesthetici nasıl, mesela kafanızda nasıl biri yani kafanızdaki giselle'i merak ediyorum biraz anlatır mısınız
öpüldünüz ciaoo<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOST CONTROL , peter parker
Fanfic「🕸」- 𝖑𝖔𝖘𝖙 𝖈𝖔𝖓𝖙𝖗𝖔𝖑, Giselle Byrnes'ın hayatı bir günde tamamen değişmişti. Annesi, ünlü bir iş adamını üvey babası olarak tanıtmıştı. Üstelik, doğduğu günden beri yaşadığı İtalya'nın ünlü şehri Venedik'ten New York'un sıradan semti...