「𝐓𝐖𝐄𝐍𝐓𝐘: christian is an enemy」

705 75 148
                                    

oy sınırı: 26yorum sınırı: 96

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

oy sınırı: 26
yorum sınırı: 96

|

Uykusuz kalan Giselle uçak sırasında uyukluyordu -hayatında yaptığı en basic kombin ve kapüşonu ile-. Pek de dikkat çekmiyordu, herkesin uykulu olduğunu düşünürsek. Kimse Giselle'in kan çanağına dönmüş gözlerine dikkat etmiyordu, kimse onun acısı olup olmadığını düşünmüyordu. Giselle Byrnes'ın mutsuz olmak gibi bir lüksü yokmuş gibi davranıyordu herkes. Ya da en basitinden kimse umursamıyordu.

"Uçağa biniyoruz!" Profesörün sesi ile herkes ilerlemeye başladı. Uçağa bindikten kısa süre sonra kalktı. Giselle yanına oturan kişiyi bilmiyordu bile, zaten umrunda olduğu da söylenemezdi.

"Ben çay alayım. Sen ne istersin, koltuk arkadaşım?" Giselle, tanıdık ses ile yanındaki kişiye baktı.

"Parker?" yüzünü buruşturarak soruyu es geçti.

"O da çay alırmış." Peter hostese dönerek cevap verdi. Hostes ikisine de çaylarını verdi ve diğer öğrencilere doğru yol aldı.

İkisi de hiç konuşmuyordu, sanki sözleşmiş gibi. Yol boyunca Star Wars izlemeyi tercih ettiler. Uçakta medeni ve akıllı insanlar olduğu için kimse Giselle ile laf dalaşına girmedi.

Otele vardıklarında ise kendini yatağa attı. O kadar yorgundu ki 10 gün uyuyabilirdi. Ama 4 saatin sonunda kalmak zorunda kaldı, sonuçta Almanya'ya uyumak için gelmemişlerdi.

Son kez kendini aynada kontrol ettiği sırada kapısı çaldı. Acele etmeden kapıyı açtı.

"Ne oldu, Parker?" göz devirerek çantasını almaya yöneldi.

"Profesör ikili gruplar halinde gezeceğiz dedi, bende grup arkadaşım olarak seni seçtim." Peter açıkladı.

"Ölümüne nefret ettiğin insanı?" Giselle imayla baktı.

"Bizi bekliyorlar." Peter konuyu geçiştirerek kapıdan ayrıldı. Giselle çok beklemeden arkasından çıktı. Genel olarak tarihi yerleri gezdiler, daha sonra ise 3 saat istediklerini yapmaları için ikişer grup halinde dağıldılar.

"Senin yüzünden kaybolduk, Parker!" Giselle bıkkınlıkla söylendi.

"Şehirden sıkıldım, beni başka bir yere götür diyen sendin, Byrnes!"

"Bu senin yüzünden kaybolduğumuz gerçeğini değiştirmiyor." bilmiş bilmiş konuşan kız, Peter'ın az daha bayılmasına neden olacaktı. Yapay zekası sayesinde yolu bulabilirdi, fakat Peter hep yanında gezdiğinden bu pek mümkün olmuyordu. Onu bir şekilde az da olsa uzaklaştırması gerekiyordu.

"Dört saat olmuş, bizi aradıklarına eminim." Peter çekmeyen telefonundan saati kontrol ettikten sonra konuştu.

"Ben bizi bulmalarını bekleyemem. Sen şu tarafa bak, ben de diğer tarafa!" çözüm yolunu bulan Giselle yumuşak yatağına dönebileceği için mutluydu. Peter uzaklaştığında nerede olduklarını tespit etti ve çıkış yolunu buldu.

LOST CONTROL ,   peter parkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin