「🕸」- 𝖑𝖔𝖘𝖙 𝖈𝖔𝖓𝖙𝖗𝖔𝖑,
Giselle Byrnes'ın hayatı bir günde tamamen değişmişti. Annesi, ünlü bir iş adamını üvey babası olarak tanıtmıştı. Üstelik, doğduğu günden beri yaşadığı İtalya'nın ünlü şehri Venedik'ten New York'un sıradan semti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GİSELLE'İN BAKIŞ AÇISI
Hiç depresyonun ne olduğunu merak ettiniz mi? Sebebi nedir? Ondan kurtulmanın yolları nelerdir? Bunu yaşayan biri olarak, depresyondan kaçınmak veya ondan kurtulmak için hayatınızdaki değişikliği yapıp yapmayacağınıza nihai olarak karar verecek kişinin siz olduğunuzun tam bilinciyle bu soruları yanıtlamaya çalışacağım. Güç içinizde, sadece onu doğru yöne yönlendirmeniz gerekiyor. Öyleyse, insan doğasının derinliklerine doğru yolculuğa başlayalım. En yaygın ve görünüşte zararsız hastalığın depresyon olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Çoğu zaman tanınmaz bile. Hiç yataktan kalkıp güne başlamak konusunda isteksiz hissettiğiniz oldu mu? Hiç kendi kendinize "Keşke uyuyabilsem de uyanmasam" dediniz mi? Belirli bir sebep olmadan ağlıyor musunuz? En ufak sorunda patlıyor musunuz? Her şeyden ve herkesten kaçmak mı istiyorsunuz? Bunlar, yeni ve yeni bölgeleri fetheden depresyonun sınırlarını tanımlayan sorulardan sadece birkaçı.
Ergen depresyonu, günümüz toplumunda büyüyen bir sorun ve genellikle çoğu ergen sorununa katkıda bulunan önemli bir faktördür. Gençlerin evden kaçması, alkolizm, uyuşturucu sorunları, hamilelik, yeme bozuklukları ve intiharla ilgili istatistikler endişe verici. Tüm bu krizlerin ortak bağlantısı genellikle depresyondur. Ergenliğe giden yol zordur ve bir gencin yaptığı seçimler, tüm bir genç erkek ve kadın kuşağının hayatlarında kalıcı yaralar bırakabilir. Ergen depresyonunun yaşamı değiştirebileceği, hatta yaşamı tehdit edebileceği konusunda artan bir farkındalık var. Depresyon birçok şekilde tarif edilebilir. Ana açıklaması, bir kişinin uzun süre üzüntü, yalnızlık ve diğer olumsuz duygular yaşadığı ciddi bir zihinsel bozukluk olmasıdır. Gençler her zaman çeşitli nedenlerle depresyona karşı savunmasız olmuştur. Hayatın kafa karıştırıcı bir dönemi çünkü bir gencin vücudu ilişkileriyle birlikte değişiyor. Ergenler, aileden bağımsız olma çabası ile hala bir çocuk olmaya ve ona güvenmeye çalışmak arasında sürekli sallanırlar. Ancak bugünün gençleri ek bir zorlukla karşı karşıya: Ebeveynlerinin gençliğinden oldukça farklı bir dünyada büyüyorlar. Bugün ergenler, önceki nesillerin bilmediği streslerle karşı karşıya kalıyor ve bunlarla genellikle kendilerine zarar verecek şekilde baş ediyorlar. Peki diğerlerinden biraz daha farklı bir genç olduğunda ne olur? Sorunun cevabı benim. Eğer benim gibi farklı ve bir bakıma 'özel' biriyseniz, işte o zaman depresyon kaçınılmaz olur, sonunuz kaçınılmaz olur. Bunların hepsinin bilincinde olsanız bile tükenmişlik sizi öyle bir sarar ki öleceğinizi düşünürsünüz. Birisinin sizi çekip çıkarması için dua edersiniz. Ve o kişi geldiğinde ise dünyalar sizin olur. Şu an o kişinin varlığından dahi şüphelisiniz, biliyorum, ama depresyon kadar o kişi de gerçek. Beni bu kaosun içinden çıkaran Peter Parker oldu. Partnerim, iş arkadaşım, biricik sevgilim. İnanmaya devam edin. Daima ve sonsuza dek.
YAZARIN ANLATIMI
"Hey, bu oldukça iyiydi!" binaların tepesinden, ağları sayesinde, gezen Peter bağırdı.
"Okulun son gününde balomuza geç kalmasaydık daha iyi olabilirdi." mor ışıklar saçan güçleri ile bütün şehri büyüleyen Giselle söylendi.
"Henüz 15 dakikamız var." Peter, Karen'a saati sorduktan sonra cevap verdi.
"Karen olmasa ne yapardık.." Giselle dalga geçerek güldü.
İkisi de Avengers kulesindeki odalarına uçtu ve en kısa sürede giyindi. Tam 10 dakika içinde, Tony Stark'a ait olan, Porsche'a binerek uzaklaştılar. Şimdiki hedef 5 dakikada balo salonuna varmaktı. İmkansız gibi görünse bile, süper güçlere sahip iki ergenin imkansız sanıldığı günler vardı.
Varış noktasına geldiklerinde, arabanın anahtarını valeye verdiler ve hızlı adımlarla salona doğru ilerlediler. Giselle'in topuk sesleri sinir bozucu bir biçimde yankılanıyordu. Son anda yetiştikleri ilk dansa, arkadaşlarının yanına, katıldılar. Bütün gün şehrin iyiliği için çalıştıktan sonra küçük bir moladan zarar gelmezdi. Arkada çalan 'Perfect' şarkısı ile gözlerini bir birlerinden ayıramadılar. Bundan bir sene önce ikisi de ayrı hayatlar sürüyordu, şimdi ise ayrı kalmayı düşünmeleri mümkün bile değildi. Düşman, rakip ve aynı zamanda aynı tarafta savaşan partner olmuşlardı bu kısacık zaman içinde, ama en önemlisi gerçek aşkı bulmuşlardı. Giselle'e göre gerçek aşkın kesin bir tanımı yoktu, çünkü tanımlanamayacak kadar göreceliydi. Ancak her birey bunu kendi yöntemiyle tanımlayabilirdi. Ve işte onun gerçek aşk yorumu: 'gerçek aşk, herkesin kendince gerçeğe dönüştürmeye çalıştığı bir rüyadır.' İşte o noktadaydılar, ikisinin de rüyasının gerçeğe döndüğü o nokta. Cinderella masalı gibi duyulabilir, ama bundan çok daha fazlasıydı.
"Anch'io ti amo." dans bittiği an Giselle, Peter'ın dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Hayatları boyunca yaşadıkları en iyi yaza hazırlardı. Peki ya siz hazır mısınız?
❍❍❍
Selam🫶🏻
Uzun zamandır beklediğiniz bölüm geldi!!! Zaman atlaması söz konusu, çünkü güzel yerlere giriş yaptık. Ama üzülerek söylüyorum ki finale az kaldı. Merak etmeyin, bitene kadar kaos yok, aşk aşk ve aşk var. Giselle'in ruh sağlığını çok kötü yazıyordum, farkındayım. Ama şimdi gördüğünüz gibi iyi ve mutlu, çünkü bende öyleyim. Üzgünüm, Giselle, ruh halim sana yansıdı🫣. Her neyse artık sınır yok. Unutmayın bu oy vermeyeceğiniz ve yorum yapmayacağınız anlama gelmiyor, yoksa yazma isteğim gider. Seviliyorsunuz
