14. Bölüm.

237 49 19
                                    

"O kadar yalnızdım ki, yalnızlığın içinde bile ruhuma sarılıyordum."

Bölüm şarkısı; Batuhan kordel- Batan gemi.

Sessiz sakin adımlar ile ilerliyordum, etrafımda ki sesler topuk seslerime ortalık ederken bir taraftanda çıkardığı gür sesleri insanlara duyurmaya çalışıyordu.
Şeytan sırıtarak ilerlediği koridoru ezberlemeye çalıştı, dönüşü olursa buradan nasıl çıkabileceğini bilecekti.
Koca bir şelalenin altına girip hevesle bekledi.

Kötülüğünden arınmak, iyiliğine bürünmek istiyordu. Yüreğinde ki pislikleri elinin tersi ile iterek, iyiliğin kapılarını aralamak için savaş verdiyordu.

Koca bir hiçliğin ortasına düştü, kaybettiklerini ve nelerini kazanabileceklerini gördü. Bir yandan hevesle kazanıcaklarını beklerken diğer yandan ise kazanıcaklarının yanında getirdiği acıları ile kaybedeceklerini hesaplıyordu, çıkmaza doğru sürüklenirken koca bir girdap şeytanı ve elinde ki hançeri içeriye hapsetti. Melek korku ile karşısındaki ki hortuma bakarken girdap büyüdükçe büyüyor etrafında ne var ne yoksa silip süpürüyordu.

Şeytan ortadan kayboldu, melek ortada kaldı.

Karanlığa ağırlık veren göz kapaklarımı zoraki bir şekilde tittrettim ve yavaşça araladım, boğazımda ki yumru her zaman ki gibi yerini korurken ağzımın içinde ki yavan tat midemi bulandırıyordu. Gözlerimin kısılmasına sebep olan parlak led ile yüzümü buruştururken, yavaşça öksürüp boğazımda ki karıncalanmayı yok ettim. Bakışlarım olduğum ortamda gezinirken, göğüs kafesimde ki sızı yerini belli ederek nefesimin kesilmesine sebep oldu.

"Eğer ki uyanmasaydın pamuk prenses ve yedi yücelerin devamını birlikte çekecektik."

Ses tonu kulaklarım da ki karıncalanmayı yok etti ve kulaklarımda sonsuz bir müzik ritimine kapıldı. Bedenim sanki ses tonuna tepki verirmiş gibi uzandığı yatakta titrerken aralık gözlerimi tamamen açtım, başımı hafifçe yana doğru yatırdım ve odağıma ilişen koyu gözlere baktım.

"Niye seni öpmemi istiyor gibi bakıyorsun?" Dediğinde gözlerim kendiliğinden büyümüş bakışlarını onun odağından hızlıca kaçırmıştı.

Yemin ederim bu herif Facebook da ki dayılar gibi ya.

İlk defa katılıyorum sana. Aklı ve fikrinin nelerde dolaştığını şuan konuya dahil bile etmek istemiyordum, ama kendisi her seferinde facebook dayıları gibi , sürekli nude ister gibi öpmekten bahsediyordu.

"Dilini mi yuttun kızım? Kafana falan darbe aldın mı sen?" Diye sorduğunda kalçasını yasladığı yataktan geri çekilip bana bakmaya devam etti.

"Allah aşkına ne diyorsun sen ya?" diyebildim.

"Oo hanımefendinin ağzı açıldı." Dedi gülerek.

En son hafızama kayıtlı olan görüntüler ile şuan ki hali hiç bir şekilde uyuşmuyordu, elinde ki matkap ile aynı zihnimde ki şeytanla uyuşuyordu.

"Saçlarım.."Diye mırıldandığımda eş zamanlı olarak serum takılı olan elimi yavaşça kaldırıp saçlarımın arasına daldırdım, boyun hizama kadar gelen çoğu saçlarıma yüzümü buruştururken bir yandan da elime gelen uçları yanmış saç tellerini temizlemeye çalışıyordum. "Nasıl dönecek şimdi eski haline?" Diye sorduğumda ses tonumda ki titreme yerini belli etmiş ben burdayım demişti.

Bakışları durgunlaştı ve yavaşça yüzümden tırmanarak saçlarıma uzandı, yüzünde ki tüm mimikler silinirken gözlerinde ki koyuluk karanlığa büründü.

"Saçlarını kısayken sevmez misin?" Diye sordu.

Başımı olumsuz bir şekilde iki yana doğru sallarken, dudaklarım aralanmış ve ılık nefesim odanın içinde dolanmaya başlamış buhar olmuştu.

Yangının KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin