28.Bölüm.

152 43 9
                                    

MİRKAN-

Dedublüman - Sakladığın Bir  Şeyler Var.

Batuhan Kordel-  Anıları Sakla.

Düşünceler yok olmuştu, düşünceler etrafı sarıp beni de içinde yok etmeye yemin etmiş gibiydi.

"Olsun bebe razıyım, sen iyi ol da gerisi bana yalan."

Küçük bir kız çocuğunun hayatıma girmesiyle her şey alt üst olmuştu, bir insan nasıl bu denli bi insan'a vurgun yiyebilirdi ki? O başlı başından benim içim farklıydı, basit cümlelerle süslü kelimelerle onu anlatamazdım. Onun yanında kelimeler kifayetsizliğini yitirip duruyordu, o başından beri benim vurgunum, şansım, yolum, umudum olmuştu.

"Sence benim ellerim çok mu küçük?" Sorusu küçük bir çocuğun annesine sorgusu gibiydi, ıslak dudaklarını aralayıp gözlerini yüzümde gezdirdi.

"Evet," diye fısıldayıp dudaklarımı eşsiz tenine bastırdım, alnında dolaşan dudaklarım hüküm emrine karşı çıkmış ve yaşamını sürdürmüştü. "Ellerin tutmam için, dudakların öpmem, kalbin sevmem için yaratılmış.." dediğimde o yüzünde ki gülümseme görülmeye değerdi, dişlerini gösterdi ve sıcak gülüşü kalbimin içinde ki buzları eritti.

" Böyle konuşuyorsun ya.." diye mırıldandı heyecanla, elini saçlarıma yerleştirdi ve alnıma düşen saçları eliyle düzeltti. "Benim içim kıpır kıpır oluyor, böyle sanki karnımda sürekli dönen bir atlı karınca var, ben çok heyecanlanıyorum nefesim kesiliyor." dedi gülümseyerek.

Gülerek burnumu burnuna sürttüm, anında temasıma yenik düşen gözleri kapandı. Sırıtarak dudaklarımı onunkilerle buluşturdum, bu isteğim dışında gelişen bir şeydi. Titrek nefesi dudaklarıma oradan da ciğerlerime ulaştı.

"Bazen düşünüyorum da... Acaba ileride ne olacak, ne olacağız?" Dudaklarını dudaklarımdan ayıran cümle kalbime saplandı.

Güzel kızım benim, keşke bu raddeye geleceğimizi hesaba katarak işleri rayından çıkarmasaydım,keşke bizim geleceğimizi saçma bir nedenden dolayı çıkmaza sürmeseydim.

"Kesin bundan on yıl sonra beni ağlayarak arar sana çikolata almazsam, beni öldüreceğini söylersin bunun sebebi de karnında minik bebenin olmasıdır " dediğimde gülerek yanağımı öptü.

"Benimle evlenme hayallerimi kuruyorsunuz yoksa Mirkan bey?" diye sordu enerji dolu neşesi ile.

"Tabi kızım alın yazımsın sen benim, ya benimsin ya kara toprağın sana bunu söylemedim mi?" diye gülerek sorduğumda kahkaha atarak başını geriye attı.

"Kıro kıro konuşmasana be,"

"Kıro halimle de bana aşıksın."

"Kim demiş aşık olduğumu?" sırıtarak yüzümü inceledi, homurdanarak yüzümü ellerinin arasından çektim. "Şaka, şaka canımın içi." dedi.

"Abinle konuşacağım bu akşam, diyeceğim ki senin kız kardeşin geldi benim kalbimi çaldı bende onu tutuklayamadım verin bana ben onunla ömrümü geçindireyim." dediğimde gülerek ellerini yanaklarıma yerleştirdi ve yüzümün çevresini öptü.

"Bazen cidden haddinden ağır keko oluyorsun bilgin olsun.." dediğinde güldüm.

"Ben senin o minik kalbini nasıl kırdım?" Yüzümü sıvazlayıp derin bir nefes aldım, merdivenlerden ağır adımlarla inip salona adım attığımda kaşlarım çatılmıştı.

Yangının KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin