4. Bölüm.

307 66 27
                                    

Bölüm şarkıları;

Batuhan kordel, gitmeliyim.

SYLM; Where' My love (Acoustic)

'Ben o şiddetli fırtınada alaboraya savrulan, insandan başkası değildim.'

Düşünceler...

Düşünceler..

Düşünceler.

Beyin sarmaşığından başka hiç bir şey değildi, olmayacak insanları hatta cümleleri zihnime yerleştirip bunun acısıyla yanıp kavruluyordum. Zihnimin oyunlarıydı aslında beni korkutan, meraklandıran. Sürekli bir savaşla ne olucak korkusuyla beyinimi takıntıya yoruyordum. Her hangi bir sorunum çözülünce sarmaşıklardan kutulduğumu hissediyordum ama aksine daha da birbirine dolanıp kafamın içinde kendine çok net bir yer kazıyordu. Unutamayacağım olayları, bana karşı savaş açmaktan hiç çekinmiyordu. Hep bir tanıdık sahne yaşadığımda zihnimin gerisindikileri hiç şüphesiz ortaya döküyordu.

Gözlerimin altını sertçe sildim ve yutkunarak burnumu çektim. " Ne olursa olsun, kimseye göstermeyeceksin zaafını." diye mırıldandım.

Kime zaafını gösterirsen, oradan vururlar seni.

Zihni'min her bir yerinden bir sürü sesler çıkıyordu, kimin ne söylediğini anlayamadan kişiyi çözemeden cümleleri gözlerimin önüne seriliyordu.

Ellerimi iki yana yaslayıp yerden yavaşça kalkarken destek aldım, gülümsedim. Bir insan'ın gülüşünü elinden almak isteserseler, neler yapabilicek olsalar bile yapamazlardı. Ağladıktan sonra kendine kendine ayağı kalkan ve gülümseyen insandan hiç bir şey alamazlardı, çünkü zaten zamanında bir şeylerini kaybetmişlerdir ki artık bunu tek başlarına yapmaya gerek duymuşlardır.

Aşağıdan gelen sesleri umursamadan banyoya girdim ve aynaya baktım. Kızarmış gözlerim her halinden belli olurken burnum kızarmış dudaklarım kabarmıştı. "Her halinle de güzel olmazsın be " Diye mırıldanıp güldüğümde saçlarımı düzelttim. Musluğu açıp elimi yüzümü hızla yıkayıp kuruladım, derin nefes aldım.
Gözlerimin kızarıklığını umursamadan banyodan çıktım.

"Kuzenim nerede benim!"

Gözlerimi büyütüp kapıya baktığımda dudaklarım aralandı. Aptal, sareyi çağırıp kendini odaya kapatmak mı? tam senlik hareket. Hızla kapıyı açıp kendimi koridora attığımda aşağıda ki sesler yükseliyordu. "Kaçırdınız mı benim, hanhan'ımı siz?" Gözlerimi devirip merdivenleri inmeye başladım.

"Aptal mısın kızım sen? kaçırsak senin çirkef kuzeninimi kaçıracağız?" Diyen emir'in sesini duydum. Salona girdiğimde, Sare ayağında ki topuklu botlarından birini çıkarmış emir'e savurmaya çalışıyordu, emir ise ellerini başına yerleştirmiş kendini korumaya çalışıyordu. Bakışlarım anlık kanepe de tepkisizce ikiliyi izleyen zargo'ya kaydı. Ulan sareye acımıyorsun, emire acı bari.

"Sensin çirkef, tamam biraz çirkef olabilir ama bu onu kaçırabiliceğiniz anlamına gelmiyor." diye bağırdığında topuklu batunu emir'in kafasına geçirmesi bir olmuştu. Gözlerimi büyütüp hızla sare'nin yanına ulaştım ve önüne geçtim.

"Kızım dur, napıyorsun sen?" Sare, gözü dönmüş gibi bağırmaya devam ediyordu. Kafasına yavaşça geçirdiğimde, önce sesi kesildi sonra da bakışları yavaşça bana kaydı. Emir homurdanarak kanepe'ye yerleşince , Sare'ye baktım.

"Kızım, bu çakma mafyalar seni kaçırmadı mı?" Sesinde ki tınıda merağın baş harfi bile geçmiyordu.

"Ağır ol." Dedi korkutucu ses tonuyla Zargo, sesinin tonununda bile öfkesini nasıl ele geçirebiliyordu ki?

Yangının KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin