35.Bölüm.

61 4 0
                                    


Dedublüman- Çözemezsin.

Ahmet Hatipoğlu & Mavi Gri- Ölümle Yaşam Arasında.

Gürkan Uygun- Bu Şehir Girdap Gülüm.


İYİ OKUMALARRRRR😁

"Emir!"

Emir vurulmuştu.

Emir göğsünün ortasından vurulmuştu.

Güçlü sesler birbirine o kadar tutunmuştu ki, birini kaybetme duygusu hepsini ele geçirmişti. 

"Derhal ekip çağırın!"

Uygar'ın sert çıkan sesi, Mirkan'ın benden uzaklaşıp benim için kendini siper eden Emir'in yanına gitmesi.  Uğur'un korkuyla olanı biteni kavramaya çalışması, Şevval'in ise onun kucağında küçücük bir kız çocuğu gibi kalması. Bu tablo zihnimde korkunç rüyalara yer açıyordu.

"Alın bunu buradan!" Mirkan bağırarak her şeyin sorumlusu olan adam'ı işaret ettiğinde, maskeli kamuflaj giyinenlerden bir kaçı hızla ona doğru yöneldi ve dirseklerinden tutarak başını yere eğdi.

"Kardeşim," dedi Uygar, Emir'in yanına çökerken. "Bende kal, Emir beni dinle." dediğinde sesinde ki titreme içimde ki gözyaşlarını salmama yardımcı olmuştu. 

"Uygar, yaraya basınç uygula," dedi sessizce Emir.

"Ekip nerede?" diye bağırdı Mirkan, Uygar'ın yanına ilerlerken. 

"Emir," fısıltım deponun içine sessiz bir ağıt olarak dökülmüştü. "Neden böyle bir şey yaptın ki?"

Adamın ayaklandığını ve silahı doğrultuğunu gördüğü an önüme geçmişti.  Bu acı başkaydı, bu acı beni uçurum kenarında intihar ile tek başıma bırakıyordu.  Bedenim spazm geçiriyor gibi titriyor, soğuk olmamasına rağmen üşüyordu. 

"Emir, gelecekler kardeşim sık dişini," dedi Mirkân elini Uygar'ın bastırdığı yaranın üzerine yerleştirirken.  Üç kardeş de birbirine merhem olmaya çalışıyordu, üç kardeş de birbiri ile anlaşamazken en çok birbirlerini anlıyordu.

İçeriye giren sağlık görevlileri koşarak sedyeyi Emir'in yanına yerleştirdiğinde hepsi  birbirine destek olup Emir'i yavaşça kaldırdılar ve sedyeye yavaşça yatırdılar,  Emir'in dudaklarının arasından dökülen sessiz iniltiler cenazenin arkasından okunan dualar gibiydi. 

"Hanımefendiyi de alın!" baş görevli bağırarak diğer sedyeyi Uğur'un kucağında duran Şevval'e yönlendirdiğinde adımlarım Mirkan ve Uğur'a doğru ilerledi. 

Emir'i hızlı bir şekilde sedye ile depodan çıkarırken bir yandan da diğer personeller Şevval'i dikkatle sedyeye yerleştiriyordu.  İkisinin de ellerinde duran kan kardeşlerinin kanıydı,Mirkan  öfkeyle elinde ki kana baktığında dişlerini sertçe sıktı. 

Mirkan ve Emir'in arasında ki bağ farklıydı. 

"İzett-i nefisini sikeceğim onun," dedi çenesi kaskatı kesilirken.

"Oğlum," dedi Uygar.  Yüzünde ki ifade o kadar kötüydü ki, gözlerinde ki parlaklık dudaklarımı birbirine bastırmama sebep oldu.  "Çok kötüydü, sırf üzülmeyelim diye acısını bize belli etmemeye çalıştı.."

"Neden? Neden böyle bir şey yaptı ya?" diye sordum.  Sesimde ki güçsüzlük dudaklarımın arasından fırlamış ve sessizliğe gömülmüştü.  İçimde barındıramadığım duygularla savaşıyordum. 

Yangının KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin