23.Bölüm.

142 39 4
                                    


                          Bölüm şarkısı,
            İstediğinizi siz yazın bu seferlik.

İYİ OKUMALAR

Bakışlarımın eşiğinde dolaşan hareleri içimde ki sorguları bir bir katlarken, yanımda ki bedenin kaskatı kesildiğini hissettim. Başımı ona doğru çevirdim, gözlerinde ki ifade şaşkınlığını ele verirken bir yandan da bir sevgi tebessümü ile bakıyordu.

"Hala," diye mırıldandı ve yanımdan geçerek kadın'a doğru ilerlemeye başladı.

Hala mı dedi o? Bildiğimiz hala hani? Babasının ablası veya kardeşi olan halalardan? Bu mükemmel varlığın halası vardı da biz mi bilmiyorduk.

Bilmiyorduk tabi gerizekalı.

"Hala ya... Ulan ne hayırsız vasıfsız yeğenlersiniz siz."  Kaşlarımı kaldırdım ve kadın'a baktım, boyalı altın sarısı saçlarını omuzlarının gerisine attı ve yanına ulaşan Zargo'ya baktı.  "Ben mi sizin elinizi öpmeye geleceğim bir de." Dedi.

"İşimizi bilmiyormuş gibi konuşman yok mu bir de sultanım." Diyen Zargo, gülümseyerek kadın'ın elini zarifçe avuçlarının arasına aldı ve centilmen tavrına takılarak öptü.

"Her zaman bir bahanen olduğunu unutmuşum doğru,"  yüzünde ki sertlik kaybolmuş ve yerini tebessüm almıştı. " Çok özlediğim için geldim, geldim ama bir de ne  göreyim? 1,90 lık velet 1,70 lik kızın ağzının içine girmiş de film çekiyor." Dediğinde bakışlarımı hızla kadın'dan çektim ve kaldırıma baktım.

"Şimdi o muhabbet öyle değildi.." diyen Zargo'nun sesiyle Batım'ın gülüşünü duymuştum.

"Kim bu kız? Saf salağa da benzemiyor nasıl kandırdın bu güzelim kızı?" Diye sorduğun da başımı yerden kaldırdım ve onlara baktım, Zargo alınmış bir tavırla Halasına bakarken kadın hiş umursuyormuş gibi durmuyordu.

Bakışları yüzüme değdi, gözlerini yüzümün ayrıntılarında gezdirirken eş zamanlı olarak tırnaklarımı avuçlarımın içine batırmıştım, bakışlarında ki sertlik gitti ve yerini yumuşama aldı, bu içimde ki korkuyu bir kenara bırakırken, boyalı dudaklarının kenarı kıvrıldı.

"Pek de güzelmiş maşallah, çiçek gibi."

Yüzümde bir korku olduğuna emindim, ancak bu cümleden sonra o korku silindi atıldı ve yüzümde koca bir tebessüm oluştu, ancak tebessümüm Hala'nın  cümlesi değildi, tebessümün sebebi yanında duran yeğeninin, Halasının söylediği sözlere gülümsemesiydi.

Bir kez daha şahit oldum ki, Zargo'nun yüzünde ki tebessüme göre hareket ediyordum.

"Öyledir, tüm çiçekleri kıskandırır güzelliği."

İşte bu cümle kalbime kocaman bir yumruk yemişim gibi hissettirdi, ama bu korkudan veya acıdan değildi.

Bu cümle bütün hücrelerimde hissettiğim mutluluğun demleriydi.

Hayran olduğum harelerinin kenarını süsleyen kirpiklerini bir kaç saniye aralayıp kapattı, yüzünde bitmek bilmeyen bir gülümseme vardı, ikimiz de kocaman bir gülümsemeler ile birbirimize bakıyor ve etrafımızdakileri umursamıyorduk.

"Hala," dedi Zargo sakince, derin nefes aldı ve dilini alt dudağının üzerinde gezdirdi. " şimdi ben burada Peri'yi öpsem... Ama soluğunu kesene kadar." Dediğinde Sevim hanım'ın kaşları çatıldı, ve elinde ki çantanın kulpunu kavradı. " Ne kadar dayağını yerim?"

"Höst ulan ayı! Gözümün önünde kızın dibine gitmeye çalışıyorsun." Diye bağıran Sevim hanım elinde ki çantayı kafasına çoktan geçirmişti, Zargo'nun acı dolu inlemesi dudaklarımın aralanmasına sebep olurken refkleks ile onlara doğru bir adım atmıştım.

Yangının KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin