20.Bölüm.

161 40 3
                                    

Yalanlar arasında bir doğruyu bulmak için birden fazla hata yapmıştım, peki nasıl olur da bu kadar yalan arasında ben kendimi gerçeklere adarken bulmuştum?"

"Bölüm şarkısı ; Yüksek sadakat- Kafile"

Huzur içimde bir yerlerde varlığını sürdürüyordu, oldukça yabancı gelen hisler artık o kadar yakındı ki... İçimi kaplayan bu sevinç tüm organlarıma yansımış ve sürekli ben burdayım diyerek kendini gösteriyordu, mutluluk... Her şeyin asıl sebebi ve amacı.

Yolun başı ne olursa olsun, biz bu yolu değiştirmiştik ve teker teker kurgu da ki karakterlerin hepsini silmiştik, kalem bendim, kağıt ise Zargo.

Ben dilimden çıkaramadığım kelimeleri onun üzerine yansıtıyordum o ise benim unutmayacağımı bildiği halde hafızamın gerilerini zorlayarak o kağıdı elinde tutuyordu.

Mürekkebim bütün sayfalarına yayıldı ve kağıdın üzerinde koskoca bir renk karmaşası yaşandı, dağılan renk az da olsa güzel bir görüntüye sahip olsa bile, bir yandan karanlığın bu kağıdı içine çekeceğinin garantisini veriyordu.

Aynada yansıyan bedenime baktım.

Yüzümde kolay kolay silemeyeceğim bir sırıtma, ve bu sırıtmanın da bir amacı vardı.

Dün gece konuşulanlar belki de kolay kolay konuşabileceğimiz bir mevzu değildi, ikimizinde birbirine olan çekimlerimizden başka bir şey bilmiyorduk ve bunun üzerinde fazla bir muhabbet de kurmuyorduk.

Dün gece konuşma bittikten sonra Emir'in uykusunu bölmüştük ve sabah'a kadar çenesini çekmeden odalarımıza geçememiştik, Günce'nin durumunu merak ettiğim için gece yanına geçmiştim ve hiç yadırgamayacağını düşündüğüm için onunla birlikte uyumaya çalışmıştım, ikimizinde ağzından çıkan kelimeler hem yüzümde ki sırıtmaya sebep olurken hemde içimde heyecanını bastıramadığım duygulara sebep oluyordu.

"Kardeşimi rahat bırakır mısın artık." Emir'in sesi ile düşüncelerimi rafa kaldırdım ve arkamda aynada beni izleyen Günce'ye bakıp güldüm.

"Sabahtan beri ömrümü yedin Emir," homurdanarak Günce'ye doğru döndüm ve sandalyesinin arkasına geçtim, kapıya doğru ilerledim ve kulpunu çevirip açtım.

Emir çatılmış kaşlarını aniden düzeltti ve yüzüne gülümsemesini yerleştirip kardeşine baktı." Abisinin nimeti, zorla mı tuttu seni odada?" diye sordu.

"Abart ya abart," homurdanarak sandalyesinin arkasından çekildim ve Emir'e dil çıkarıp merdivenlerden inmeye başladım.

"Ne abartacağım kızım?" Gözlerimi devirdim ve salona girdim, mutfaktan gelen kokular ile kaşlarımı çattım ve adımlarımı mutfağa yönlendirdim, midemi kazındıran kızartma kokusu aç karnımı iyice guruldarırken mutfağa girdim,  arkası dönük bir şekilde salatalıkları doğrayan Eren'e gülümsedim.

"Günaydın." Dedi doğradığı salatalıkları tabağa alırken, başımı yavaşça salladım ve ellerimi tezgaha yasladım.

"Kaç gündür buradayım ve seni böyle kahvaltı hazırlarken görmedim." Dedim gülerek yüzüne bakarken, kaşlarını kaldırdı ve sırıtttı. "Hayırdır Eren?" Diye sordum.

"Denk gelmedi sadece." Dedi ve arkasını döndü, elinde ki tabağı kahvaltılıklar ile dolmuş masaya bırakırken.

Bakışlarımı masanın üzerinde gezdirdim, nerdeyse her çeşitle dolu olan reçel tabaklarına bakarken dudaklarım kendiliğinden aralanmış ve şaşkınlığını göstermişti, sırıtarak masaya ilerledim ve yadırgamayacağını düşündüğümden parmağımı reçele bandırıp ağzıma götürdüm, ağzımın içinde hissettiğim yoğun tadı epeydir hissetmediğim için büyük bir pişmanlık ile dolan içimi bir kenara fırlattım ve sırıtarak bana bakan Eren'e baktım.

Yangının KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin