11

1.2K 165 45
                                    

"Öyle aşık olmuştum ki sana bu dünyaya sadece sana aşık olmak için gelmişim gibi."
_

Bay Lee bir bana bir Chanyeol'e bakıp, bıyık altından bana gülüyordu. Hastalarının yakınlarıyla görüşmek onun için çok önemliydi ama benim yakınım olmadığı için her zaman direkt benle muhatap olmuştu.

"İyileştiğini hissetmesi normal mi?" dedi Chanyeol. Geldiğinden beri etrafı inceliyordu ve ardı arkası kesilmeyen sorular soruyordu. Heycanlı gibiydi biraz.

"Baekhyun ilaçlarını düzenli olarak kullanıyor. Obsesif kompülsif bozukluğu olan hastalarda ilaçlar işe yarar, Baekhyun çok ilerde değil ama çok geride de değil. Bu yüzden sadece ilaçlarla yol katetmek yeterli değil. Takıntılarının, inançlarının da üzerine gitmeli."

"Yani bu şeyin tedavisi işe yarıyor öyle mi?" Chanyeol'ün parlayan gözleri hem beni hem Bay Lee'yi gülümsetti. Bay Lee başıyla onayladı onu. "Evet. İlaçlarının yanı sıra bir şeyi takıntı yaptığında ondan kurtulması gerek. Sağ eliyle dokunduğu şeye sol eliyle uzanacakken durması gerek, adımlarını saymaması gerek, inançlarından uzaklaşmalı. Bu onu öyle bir seviyeye getirecek ki hayatı normalleşecek."

Diğer her şeyi çok zor bile olsa bir kenara itebilirdim ama adımlarımı saymak benim için bir şeyleri önleme yoluydu. Kafamı en iyi böyle dağıtıyordum, gittiğim yere nasıl gittiğimi bile fark etmiyordum. Bay Lee'den bu konuşmayı ben yüz defa dinlemiştim ama bir kulağımdan giriyor, diğerinden çıkıyordu. Bu yüzden yakınlarımızla gelmemizi istiyordu. Yakınım olmaması bu hastalıkta büyük bir sorundu sanırım. Yeni yeni yalnızlığımın farkına varıyordum.

Bay Lee, Chanyeol'e dünyanın şeyini anlatırken ben gözlerimle duvardaki saati takip ediyordum. Konuşmaları sanki ömür boyu sürecek gibiydi. Doktorum biriyle gelmemin sevincindeydi, Chanyeol ise doktorumla görüşmemin sevincindeydi.

Kapımız tıklandığında sonunda bittiği için sevindim. "Terapi saatiniz geldi efendim." dedi Jaehyun. Burda stajyerlik yapıyordu. Benden 2 yaş büyüktü, her zaman etrafta bir şeyleri devirip dökerdi. "Hoş geldin Baekhyun." dedi beni gördüğünde. "Merhaba Jaehyun." dedim.

Bay Lee eşyalarını toplayıp ayaklanırken Chanyeol'e elini uzattı. "Tanıştığımıza memnun oldum Chanyeol. Umarım dediklerimi anlamışsındır."

"Merak etmeyin." dedi Chanyeol. Güvenilir bir gülümseme bıraktığında benim bile anlamadığım şey üzerine olan endişelerim kafamdan uçup gitmişti.

"Grup terapisine kalacak mısın?" Jaehyun bana döndüğünde "Hayır." dedim. Çantamı sırtıma taktım. Yanımdaki Chanyeol'e kaydı gözleri. Chanyeol'ün de onu baştan aşağı süzdüğünü görebiliyordum.

"Bu Chanyeol, okuldan arkadaşım..." dedim Jaehyun'a Chanyeol'ü göstererek. "Bu Jaehyun, burda stajyerlik yapıyor." Chanyeol somurtarak Jaehyun'un elini sıktığında 'arkadaş' dememe bozulduğunu düşündüm. "Gitmemiz gerek artık." dedi soğukça. Başımla onu onayladım, gitmemiz falan gerekmiyordu aslında.

Hastaneden çıkıp ağır adımlarla yürümeye başladık. Chanyeol yerdeki karlara bakıyordu. Ben de önceden basılmış ayak izlerine ayaklarımı basarak ilerliyordum.

"Yapma." dedi. Olduğum yerde kaldım, ne dediğini anlayamamıştım. "Yere bakmadan, dümdüz yürü." diye açıkladı.

"Neden?"

"Çünkü bu bir obsesyon Baekhyun." dedi. Sesi azarlar gibiydi. "Sadece izlere basarak ilerlemeye çalışıyorsun."

"Alışkanlık." birden ciddi birine dönüşmesi beni şok etse bile bir şey demedim. Cebime soktuğum ellerimle tekrar aynı şekilde yürümeye başladım. Aramızda derin bir sessizlik vardı. Chanyeol'ün sinirden mi soğuktan mı olduğunu tam olarak anlayamadığım soluk seslerini duyuyordum sadece.

kırmızı şemsiye | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin