17

1.2K 151 58
                                    

"Tanrıyla, sana bir şey olmaması için ettiğim dualarla barıştım."
_

Sabah olan derslerimi hastaneye gittiğim için ekmek zorunda kalmıştım. Bay Lee'ye ve gruptakilere olanları anlattığımda herkes ufak çaplı bir şok geçirmişti. Ve terapim Bay Lee'nin: "Artık grup terapilerine gelmene gerek yok. Sadece kendi kontrollerine gel." demesiyle bitmişti.

Üzüleceğim kesinlikle aklımın ucundan geçmezdi. Onlarla aylardır beraberdim ve aylardır böyle bir şey mümkün mü dediğim her şeyi duymuştum. Özellikle Minseok'un hayatındaki gelişmeleri duymak her gün daha da şok ediyordu beni. Onlara alışmıştım, problemlerimin olmasına alışmıştım.

Öğle dersime yetişmeyi başardığımda nefes nefese sıraya yerleştim. Jongdae yanımda oturuyordu. "Gelmeyeceksin sandım."

"İşlerim vardı."

"Senin için not tuttum." dedi. Önündeki kağıtları bana doğru uzattı. "Teşekkür ederim." dedim şaşkınlıkla.

"Önemli değil." diye mırıldandı. "Dün iyi değildin, bugün parlıyorsun."

"Evet, bugün mutluyum." dedim. Ağzım kulaklarımda geziyordum. Ders boyunca düşündüğüm tek şey de Chanyeol'du. O da sanki bunu biliyormuş gibi tam o sıra mesaj attı.

Chanyeol:
📩 Nerdesin?

Baekhyun:
📩 dersteyim

Chanyeol:
📩 sabah geldim yoktun

📩 seni özledim

Baekhyun:
📩 Sabah yetişemedim

📩 Ben de seni özledimm

Chanyeol:
📩 Dersin ne zaman bitecek

📩 benimle fakültenin önünde buluş

Baekhyun:
📩 tamam aşkım

Chanyeol:
📩 siktir Baekhyun

📩 kalbime indi aniden söyleme böyle şeyler

Baekhyun:
📩 Tamam aşkımm

Chanyeol'u kalp kriziyle baş başa bırakıp telefonumu cebime koydum. Kesinlikle dersin kalanını normal bir yüz ifadesiyle dinleyememiştim. Gözlerimin önüne her saniye Chanyeol geliyordu. Bundan sonrasını hayal bile edemiyordum. Gerçekten bir ilişkimiz vardı ve ben ne yapacağımı bilemiyordum. Daha önce bir ilişkim olmamıştı.

Profesör sonunda dersi bitirdiğinde yanımda bir gölge oluştu. Başımı kaldırıp tepemde dikilen kıza baktım. "Jongdae, biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Ağzı Jongdae için açılmış olsa da bakışları beni süzüyordu. Kesinlikle bakışları somut bir hal alsaydı şu an ölüydüm. "Hayır?" dedi Jongdae. İlk tanıştığımızda bana kullandığı soğuk sesiydi bu, içler ürperticiydi. "Lütfen."

"Hayırdan anlamıyor musun sen?" Jongdae ses tonunu yükseltince ikisini yalnız bırakma kararı aldım. Hiçbir şey söylemeden derslikten ayrıldım. Zaten dışarda Chanyeol bekliyordu, onu görmek için çocuklar gibi hevesliydim. Arkamda kopan fırtınayı boşverip fakültenin dışına yöneldim.

Görmeyi en sevdiğim şey bir elinde gül, dudaklarında sigarayla duvara yaslanmış beni bekliyordu. Etrafında duran kızların fısıltıları ve gözleri onun üzerindeydi. Chanyeol de öylece telefonuyla oyalanıyordu. Açıkcası kıskançlık ve hafif gurur okşanması yaşamıştım.

kırmızı şemsiye | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin