"Onun seni yaralıyacağından adın gibi emindin ama siper alamadın işte."
_Sınav haftasında herkesten farklı bir gerginliğim vardı. Sınavlar beni geriyordu, çoğu sınavımı gerginlikten yapamıyordum. Yine de hayatımda hiçbir uğraş olmadığı için köpek gibi ders çalışıyordum, ortalamadan bir tık üstteydi derslerim. Yeterliydi, bir yerlere sap olacağımı zaten düşünmüyordum. Elimde bir diplomam olmasını istiyordum sadece. Bana kalsa onu da istemezdim ama okul bir hayatım olduğunu hatırlatan tek yerdi. Okul olmasaydı evimde çürüyecektim büyük ihtimalle.
Sınav haftası ortam çok karışık oluyordu. Kimse kimseyi umursamıyordu, herkes bitkin bitkin etrafta dolanıyordu. Ben de kendi köşemde bitkinliğimi yaşardım. Kimseyle muhatap olmazdım.
Chanyeol yanımda sallanan bacaklarımı izlerken, kollarımı göğsümde bağlamış bahçeye bakınıyordum. Yan yana çardağın masasında oturuyorduk. Eli tam elimin dibindeydi, arada baş parmağıyla okşuyordu elimin üzerini. Aramızda da garip bir sessizlik vardı. Chanyeol onu sevdiğimi söylediğim geceden sonra daha sessiz birisine bürünmüştü. Utandığını varsayarak üzerine gitmesem de sinirlerim bozuluyordu. Benimle konuşmasını istiyordum, saatlerce, günlerce, aylarca konuşsun, hiç susmasın istiyordum.
"Yarın ne sınavın var?" dedim. Başımı ona doğru çevirdiğimde hala sallanan bacaklarımı izliyordu. "Piyano eğitimi."
"Piyano çalabiliyor musun?"
"Çok iyi değilim ama bölümüm müzik, bu yüzden çalabiliyorum diyebilirim."
"En çok neyde iyisin peki?" sessizliği bozmak için sıraladığım soruların bir diğer nedeni de onu daha iyi tanımaktı. Hakkında her şeyi bilmek istiyordum, arkadaşlarını onun bayıldığı gün deli gibi kıskanmıştım.
"Gitar."
"Gitarda ben de iyiyim." dedim. Sonunda dikkatini çekebilmiştim, gözlerini bana çevirdi. "Gerçekten mi?"
"Evet, çalabiliyorum." ışıldayan gözlerine gülümsedim.
"Bir ara dinleyebilir miyim?" dedi. Küçük bir çocuk ricası gibiydi. Heycanlı görünüyordu. Çekip öpesim gelmişti onu ve bu öpme isteği bana bu sıralar sık sık geliyordu. Her an bir aptallık yapabilirdim.
"Senin için çalacağım bir gün." dedim. En yakın zamanda onun için bir şeyler söylemeliydim. Tüm güzel anılarımı onunla biriktirmek istiyordum.
"Senin ne sınavın var?"
"Mimari tasarım." dedim iç çekerek. Zorlandığım derslerden birisiydi, zar zor da olsa geçiyordum ama kesinlikle yüksek bir puan elde edemiyordum. Sabah sınavda yanımda oturan Jongdae'ye de bunu dile getirmiştim ve bana, beni çalıştırabileceğini söylemişti. Şimdi onu bekliyordum, Chanyeol de diğer sınavına girmeyi bekliyordu.
"İlerde güzel bir mimar olacaksın." dedi. İlerde bir mimar olmayı düşünmüyordum, ben ileriyi düşünmüyordum. Açıkcası bu zihinle kabul edilebileceğim bir iş yeri yoktu.
Düşen suratımı fark etmiş olmalı ki kafasını eğip göz göze gelmemizi sağladı. Ardından bunun için fazla uzun olduğunu fark etti, çenemden tutup başımı kendine çevirdi. "Ne oldu?" dedi. Omuz silktim, tekrar önüme dönerken, elini çenemde tutarak engelledi beni. Chanyeol'ün dokunuşlarından asla rahatsız olmayan bedenim beni her gün daha da şoka uğratıyordu. Bana dokunmasından deli gibi hoşlanıyordum. "Söyle bana, ne oldu birden?"
"Mimar olmayacağım." dedim. Gelecek hakkında beni hiç dinlememişti. Şimdi bunu konuşmak biraz rahatsız hissettiriyordu.
"Pekala.." dedi. Elini çenemden indirdi, kendi dizlerine koydu. "Eğer ilerde ne olmak istiyorsan, olduğun yerde en iyisi sen olacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kırmızı şemsiye | chanbaek
Fanfiction"Sana dokunduğumda ellerimi saatlerce yıkadığımı göreceksin, benimle bir kafeye oturamayacaksın, dışarda yemek yiyemeyeceksin, obsesyonlarım olduğunda saçma sapan hareketlerim olacak. Ben her şeyiyle kabul edilebilecek bir adam değilim." 15.03.22