happy pride month 🏳️🌈🥺
iyi okumalar<3
smutlu_
Baekhyun'la aynı evde yaşamak çekilmiş ruhunun varlığını hissetmek gibiydi. Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilirdi aklım almıyordu. Bazen geceleri o uyurken onu izlemeye daldığım için uykumu alamadan güne başlıyordum. Hiç şikayetçi de değildim, şikayetçi olduğum şey günlerin çok kısa olmasıydı. 24 saat Baekhyun'u sevmek için yetersizdi, bir gün 48 saat falan olmalıydı, onun yeterliliği ise sorgulanırdı.
İşim gücüm Baekhyun'u sevmek olduğu için bende garip bir enerji ve sevmenin, sevilmediğin verdiği bir mutluluk vardı. Güzel ilerleyen ilişkimizin hiçbir eksiği yoktu ve eğer herhangi bir eksik olursa yemin ederim ki onu saniyesinde tamamlardım. İlişkimize toz kondurmamaya yeminler içmiştim.
Gündüzleri işe gidiyordum iş çıkışı büyük annem rahatsız olduğu için ziyaret edip ordan da evime geliyordum ve evimin içinde evim beni neşeyle karşılıyordu. Yoğun ve bizim için zor bir dönemdeydik. Baekhyun son dersini verip mezun olacaktı teziyle uğraşıyordu.
Akşam eve belki uyumuştur diye sessiz sessiz girdiğimde ya bilgisayarının başında uyumuş bulurdum onu ya da anahtarın sesini duyduğu için "Geldiiin!" diye bağırarak masadan kalkıp koşuşunu görürdüm. İkisi de benim için olağanüstü bir manzaraydı.
Büyük annemin durumu iyiye gittiği için çenesi epey açılmıştı. Saat geceye gelmişti ve ben Baekhyun'a 3 saat önce birazdan geleceğim yazmıştım. Büyük annem bir şeyler anlatıp beni severken aklım tamamen Baekhyun'daydı. Onu görmek istiyordum, özlüyordum. Sonunda büyük anneme yarın gelemem deyip veda etmeyi başardıktan sonra hızlı hızlı eve geçtim. Gerçekten vakit çok geçti, yollar boşalmıştı, Baekhyun'un uyuduğuna emindim.
Kapıyı yavaş yavaş açıp içeriye adımladım. Baekhyun belki salondaki masa başında uyumuştur diye ışığı açmayıp telefonumun ışığıyla salonu kontrol ettikten sonra boş masaya ve açık bilgisayarına baktım. Yoktu, bilgisayarını kapatmadan uyumaya gitmiş olması biraz garibime gitti. Çantamı ve montumu astıktan sonra sessiz ve hızlı adımlarla odamıza yöneldim.
Minik bedeni ordaydı. Yatağın bana ait olan kısmına kıvrılmıştı, yorganın içine gömülü ve karanlık olduğu için onu tam göremiyordum. Odamızda ikimizin kokusu karışıktı ve bu beni deli gibi mutlu ediyordu. Üstümdeki gömleğimi ve pantolonumu çıkartıp kirliler sepetine attıktan sonra banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım. Sabah çıkardığım tişörtüm yerinde yoktu, Baekhyun'un giydiğini düşünerek tişört giymeyi üşenip boşvererek -tamamen Baekhyun'a sarılıp uyurken daha iyi hissedebilmek için bahane- yatağımıza ilerledim.
Baekhyun'un tarafına yerleştim, yorganımızı kaldırıp kıvrılan bedenini kendime doğru çekip sırtını göğsüme bastırdım. Mırıldanarak bana döndü, kolunu bana sarıp göğsüme başını gömdü ve uykusuna kaldığı yerden devam etti. Sesini bugün nerdeyse hiç duyamadığım için hafif bir üzüntüyle uyumaya çalıştım.
__
Sabah Baekhyun yanımda yoktu. Yatak başlığımıza "kütüphaneye gidiyorum." yazan bir not yapıştırmıştı. Bu not beni felaket üzmüştü çünkü Baekhyun'u dün de görememiştim bugün de görememiştim. Yine de rahatsızlığından kalan minik kırıntılara rağmen dışarıya ders çalışmaya çıkıyor oluşu beni gururlandırıyordu. Tamamen iyileşti diyemiyordum ama tamamen iyileşmek için her şeyi yapıyordu. Evde onu rahatsız edecek bir şey olmadığı halde kütüphane ortamında tezini yazmaya gitmişti. Beni gerçekten mutlu ediyordu bu tarz davranışları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kırmızı şemsiye | chanbaek
Fanfiction"Sana dokunduğumda ellerimi saatlerce yıkadığımı göreceksin, benimle bir kafeye oturamayacaksın, dışarda yemek yiyemeyeceksin, obsesyonlarım olduğunda saçma sapan hareketlerim olacak. Ben her şeyiyle kabul edilebilecek bir adam değilim." 15.03.22