"Acelem yok benim, biliyorsun. Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim."
_Chanyeol ile konuşmak istiyordum, onun böyle bir şey yapmadığını biliyordum, Jongdae neden böyle bir iftira atmıştı bir türlü anlayamıyordum. Sinirliydim ve Chanyeol ile bu sinirimi paylaşmam lazımdı. Ama onu en son 3 gün önce görmüştüm.
Chanyeol sanki benden kaçıyor gibiydi. Onu sevdiğimi söylediğim günden sonra olmuştu her şey. Keşke söylemeseydim diye düşündüğüm bile oluyordu. Belki de beni elde ettiğini düşünüp benden vazgeçmişti ya da yalan söylediğimi falan düşünmüştü, aklımda böyle bin tane düşünce vardı. Kendisi bana yardımcı olacağını söylediği halde ortalıkta yoktu.
Ona olan özlemim 3 gün olmasına rağmen çok fazlaydı. Chanyeol beni her konuda şaşırtıyordu. Birine bu kadar bağlanabileceğimi hiç düşünmemiştim. Her şeyim tepetaklak olmuştu ve ben halimden gerçekten memnundum. Chanyeol'u seviyordum, onu sevme hissini de ayrı bir seviyordum.
Sınavım olmadığı halde okula gelmiştim, yarın ki sınavıma çalışmam gerekiyordu ama ben Chanyeol'u görmek istiyordum. Onun fakültesi önünde dikiliyordum, buraya ilk gelişimdi. Normalde burda bulunmak bile beni gererdi ama şimdi heycan doluydum. Madem Chanyeol beni görmeye gelmiyordu o zaman ben onu görürdüm.
Saat tam 3'ü bulmak üzereyken yavaş yavaş kalabalık oluşmaya başladı. Herkes fakülteden sınav hakkında bir şeyler konuşarak çıkıyordu. Arada bazı gözler ve fısıltılar bana dönse de bakış açımı kapıdan yana tutuyordum.
Sonunda Chanyeol ve arkadaşları görüş alanıma girdiğinde ellerimi cebimden çıkardım. Yüzüme gülümsememi yerleştirdim. Beni ilk fark eden Jongin oldu. "Seninki gelmiş." dedi gözleriyle beni işaret ederek. Ardından hepsi bana döndü. Elimi kaldırıp salladım, sırıtmamı büyüttüm, Chanyeol'un üzerinde durdurdum bakışlarımı.
"Bir şey mi oldu?" telaşlı yüz ifadesiyle aramızda duran birkaç merdiveni çıkıp önüme geçti. "Hayır..." dedim. "Seni görmek istedim sadece."
"Şimdi mi?" yüzündeki endişenin yerini okuyamadığım bir ifade aldı ve sorusu saniyesinde moralimi yerle bir etti. Şimdi burda olduğuma göre şimdi görmek istemiştim. "Evet, meşgul müsün?"
Elini ensesine götürdüğünde cevabının evet olduğunu anladım. Günler önce olmayan zamanından kısıtlayıp her gün benimle vakit geçiren kişi o değilmiş gibi, birazdan beni bahanelerle başından savacaktı. Açıkcası fena bozulmuştum, inkar etmeyecektim. İçimde garip bir üzüntü vardı.
"Bugün arkadaşlarıma söz verdim." dedi mahçupca. Kesinlikle yalan söylüyordu. Mimiklerinden her şeyi belli eden birisi olduğu için bunu kolaylıkla anlayabiliyordum.
"Peki." dedim. Beni görmek istememesi boğazıma kocaman bir yumru bıraktı. "Sonra görüşürüz." Chanyeol'den herhangi bir cevap beklemeden ardımı döndüm. Dolan gözlerimi görüp bunun için ağlayacak durumda olduğumu bilmemeliydi. Kendimi gerçekten bok gibi hissediyordum. Benden neden uzaklaştığına bir türlü anlam veremiyordum. Bunun eğer bir açıklaması varsa onun da boktan bir açıklama olduğuna emindim.
Kendimi tekrar eve atmak üzere bisiklet park alanına ilerledim. Jongdae'nin bana bıraktığı o bisiklet hala bendeydi. Sürekli alması için ısrar etsem de asla almıyordu. O da okula hava iyi olduğu zamanlar da bisikletiyle geliyordu, beni de sabah arayıp bisikletle gelmem için uyarıyordu. Köşe başında bekliyorum, beş dakika içinde gelmezsen seni öldürürüm. tarzı tehdit gönderiyordu ve ben de beş dakika içinde köşe başında oluyordum, birlikte bisiklet sürerek okula gidiyorduk.
![](https://img.wattpad.com/cover/295621066-288-k772503.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kırmızı şemsiye | chanbaek
Fanfic"Sana dokunduğumda ellerimi saatlerce yıkadığımı göreceksin, benimle bir kafeye oturamayacaksın, dışarda yemek yiyemeyeceksin, obsesyonlarım olduğunda saçma sapan hareketlerim olacak. Ben her şeyiyle kabul edilebilecek bir adam değilim." 15.03.22