"Burak abi çok kötü bir haberim var."
**************************
"Davetiye mi bekliyorsun Oğuz? Söylesene!"
"Abi kapıdaki korumalar... Öldürülmüş"
"Hay ben sizin yapacağınız işi sikiyim."
Hızla ayağa kalkıp, elini beline götürdü ve silahını çıkardı.
Ardından bana "kalk!" Diye emir verdi. Ayağa kalktığımda beni kolumdan tutup merdivenlerden çıkardı ve odasına getirdi.
"Kolay kolay vazgeçmez demiştim. Şimdi seni burada bırakıp gidemem o yüzden burada bekleyeceğiz."
"Korumaların..."
"Şu an seni ilgilendiren bir durum yok. Ben ne dersem onu yapacaksın! Onlar o yüzden para alıyor."
Ben hiçbir şey söylemeden yatağına oturdum ve etrafı incelemeye başladım. Burak da elinde silah ile pencereden dışarı bakıyordu.
Umut gelecek miydi? Hangisi doğru söylüyordu? Ben ne zaman eve gidecektim? Hiçbir şey bilmiyordum. Bunların bir kabus olmasını o kadar çok istiyordum ki...
Burak pencereden dışarı bakarken soğuk bir sesle "geldi " dedi. Ben hiçbir şey hissetmiyordum. Beni kimin kaçıracağı umurumda değildi.
Burak elinde silahla yanıma geldi ve başımda dikilerek kapıya odaklandı. Kapının açılmasını bekliyorduk. İkimiz de...
Kapının kolunun aşağı doğru indiğini gördük. Ben o an ki refleks ile ayağa kalktım. Burak ben kolu ile arkasına doğru alırken silahı kapıya doğru doğrulttu. İçeriye Oğuz girdi.Arkasında da kafasına silah tutmuş olan Umut.
Burak silahı indirmeden sırıttı ve Umut'a;
"Oğuz'un arkasına sığınacak kadar korkak mısın?"
"Bunun korkaklıkla bir alakası olmadığını biliyorsun. Korkak olsam buraya hiç gelmezdim."
"Yalnız gelmediğini biliyoruz."
"Senin de bir yere yalnız gittiğini görmedik."
"Eğer o ateş silahından çıkarsa ölmek için yalvarırsın."
"Ama o sırada evde cenaze olur. Değil mi? Şimdi kızı ver. Adamını al. Nasıl teklif? Bence güzel."
"Kızı sana versem bile geri alamayacağımı mı düşünüyorsun? Hem kızı hem de canını alırım."
"Orasına sen karar veremezsin Burak abicim."
"Oğlum bittin sen. Ebenin amına girsen bile seni bulup sikmeyen şerefsiz lan!"
"Zaten öylesin ama neyse..."
Burak sinirle Umut'un üstüne yürüteceği sıra Oğuz konuştu;
"Abi kızı verme. Ben önemli değilim. Şimdiye kadar senin için her şeyi yaptım. Bundan sonra da yaparım."
"Oğuz saçmala abi istersen."
"Aaa karar ver Burak! Kız mı? Oğuz mu?"
"Kızı vereceğim ama eğer saçının bir tek teline dahi bir zarar gelirse, senin bugün buraya geldiğine geleceğine pişman ederim. Anlıyor musun orospu çocuğu?"
"Ben neden Işıl'a zarar vereyim? Ama sen verirsin. Kızı senin elinden kurtarıyorum."
"Seni sikerim lan orospu çocuğu!"
"Şimdi Burakçım silahı yere koyuyorsun. Ben de Oğuz'u bırakıp Işıl'ı alıyorum. Tamam mı?"
"Şimdilik tamam. Ama seni öldüreceğim,bunu biliyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİRASÇILAR
ActionYine her sabah olduğu gibi kalkmıştım.Babamın şirkete çağırması üzerine hazırlanıp evden çıktım.Fakat şirket yerine kendimi, tanımadığım insanların ve bilmediğim bir arabanın içinde buldum.Babamın yaptığı hata yüzünden,büyük mafyalardan biri olan Bu...