12.Bölüm:Güven

75 13 0
                                    

Oğuz telefonu açıp konuşmaya başladı;

"Abi şu bizim kafedeyiz... Önemli bir şey yok... Tamam abi." Telefonu kapatıp cebine koydu.

"Yenge, eve geçiyormuş şimdi. Biz de istersen kalkalım."

"Tamam, olur."

Kalkıp kafeden çıktık, Oğuz'un arabasına binip eve doğru gitmeye başladık.

Arabada giderken Oğuz,üzgün bir ses tonu ile konuştu.

"Yenge kafede söylediklerim... Ben sadece teorimi söyledim. Eğer seni üzecek bir şey söylediysem,özür dilerim."

"Saçmalama! Teorini söylemeni ben istedim. Zaten artık üzüleceğimi sanmıyorum. Fikrini benimle paylaştığın için, teşekkür ederim."

"Ne demek yenge,her zaman."

Sonunda eve geldiğimizde arabadan indik. Oğuz arka bahçeye doğru giderken,ben ise eve girdim.

Eve girdiğim de Burak gelmişti bile. Salonda oturuyordu. Ben geldiğimde ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Güzelim alışveriş yapmadın mı?"

"Dolapta zaten yeterince kıyafet var. Gerek yok diye düşündüm"

"Oğuzla ne konuştunuz?"

"Öylesine dertleştik biraz."

"Güzeel!"

Yanımdan ayrılıp tekrar kanepeye oturduğunda, bende gidip yanına oturdu.

Haber kanallarını izlerken canım sıkıldı ve cebimden telefonumu çıkartıp, Instagram'a girdim. DM kutusunda mesajlar vardı.

Mesajlar bölümüne girdiğimde, Poyraz'ın mesaj attığını gördüm. Bu çocuk ne zaman akıllanacak? Mesajlara girip okumaya başladım.

Poyraz:Bir cevap vermeyecek misin?

Poyraz:Tamam, her şey için özür dilerim.

Poyraz:Eskisi gibi olabiliriz. Geç değil!

Poyraz: Lütfen Işıl, böyle yapma!

Poyraz:İki yabancı gibi olmak... Kalbimi acıtıyor.

Ne dememi bekliyorsun?

Ben en başından beri arkadaş olarak kalmak istedim. Ama senin yüzünden şu an iki yabancıyız. Öyle de kalmasını istiyorum. İyi akşamlar.

Poyraz:Seni sevmekten vazgeçmeyeceğim!

Poyraz:İyi akşamlar.
(Görüldü)

Ben telefonu kapatıp cebime koyarken, Burak'ın beni izlediğini gördüm. Burak'a baktığımda gözüyle işaret yaparak telefonu gösterdi.

"Kimdi o?"

"Arkadaşım."

"Poyraz diye mi?

"Evet, Poyraz diye. Neden?"

"Arkadaşsınız,demi?"

"Burak saçmalama istersen?"

"Ben mi saçmalıyorum? Tamam ver o zaman telefonu, mesajları okuyum."

"Bu telefonu sana veririm. Fakat mesajları okuyup pişman olduğunda, ben burada olmam."

"Ne demek istiyorsun?"

"Anlaşıldı... Al bak tamam mı?"

Telefonu Burak'a uzattım. Telefonu almayınca, bacağının üstüne koydum.

MİRASÇILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin