KÜÇÜK YILDIZIMIZ (FİNAL)

157 25 446
                                    

Selamm

Nasılsınız gökyüzündeki en parlak yıldızlarım?

Uzun süre sonra final bölümüyle karşınızdayım... İyi okumalarr

"Âşık bir adamın kaçabileceği tek nokta vardır. Sevdiği kadının göz bebeklerinde ki siyahlık."

6 Ay sonra (İstanbul)

"Yüzlerini görmediğim adamlar, beni karanlık bir kuyunun içine atıyorlardı. Ben düşüyordum, düşüyordum, düşüyordum ama bir türlü dibi bulupta çakılamıyordum... Sadece çırpınarak sürekli düşüyordum. Yiğit, sanırım ben gerçekten düşüyorum."

"Hayır güzelim düşmüyorsun. Eğer uyanmasaydın, o düştüğün kuyunun dibinde kollarım açık seni yakalamak için bekliyor olduğumu görürdün. Seni asla bırakmayacağım."

Yiğit'in beni göğsüne çekip sımsıkı sarılmasıyla, deli gibi atan kalbim sanki yerinden çıkmıştı da onun göğsüne çarpıyordu. Korku dolu kalbimin neler hissettiği beni bedenine yasladığında ona geçmişti adeta. Saçlarımı okşayarak yeniden uyumamı sağlamaya çalışıyordu ama nafile. Yarın ki mahkeme sonuçlanmadan bana rahat uykuyu bırak rahat nefes almak bile yok. O şeytan'ın hapisten çıkamayacağı haberini duymadan adam akıllı uyuyamayacağım.

"Yiğit ben annemle babamın katilini parmaklıklar arasında görmeden rahat uyuyamam. Biz en iyisi balkona çıkıp bi"

"İçelim"

"Ha, Yiğit deli misin daha birkaç ay önce?demiyor muydun'Sono Kolonyo bilo yosok' diye. Ne içmesi?" dememle elini alnına götürdü ve gülümser bir tavırla gözlerime baktı.

"Sanem."

"Efendim."

" İçelim demişsem içki içelim demedim sana. Senin sözünü kesmeseydim bi kahve içelim diyecektin, kahve içelim anlamında söyledim."

Ellerini saçlarımdan çekti ve yavaşça yataktan kalktı, kapının arkasında duran siyah dolaptan bir battaniye alıp kapıya doğru ilerled- bir dakika bir dakika. İlerlemedi kapının önünde sırtı bana dönük bir şekilde durdu.

"Ayrıca kahve canavarı, bir daha benim taklidimi yapma diye seni aylar önce uyardığımı hatırlıyorum, bu seferkini görmezden geliyorum. Eğer tekrar olursa bende senin hoşuna gitmeyen şeyler yapabilirim."

Sözünü bitirir bitirmez başını bana çevirip göz kırptı ve aylar önce bu sohbeti yaptığımızda da olduğu gibi yürüyen karizma gibi odadan çıktı. Yalnız o eski ânımıza uymayan bir şey var. Beni hoşuna gitmeyen şeyler yapabilirim diye tehdit etti değil mi o? Hahaha önceden onu taklit ettiğimde bana yaklaşıp sarılırdı ve buna gıcık olurdum(!) ne de olsa onda Yiğit'i tanımıyordum. Ne yazık bu seferki tehditi tutmadı. Az önce bana sarıldığını,saçlarımı okşayarak yanımdan kalktığını unuttu herhalde. Neyse olur öyleyse şeyler, aylar da geçse yıllar da geçse Yiğit aynı Yiğit sonucta. Şimdi diyeceksin ki e yani Sanem altı üstü altı ay oldu, bu altı ayda ne değişmiş olabilir ki? Sevgili sırdaşım o kadar çok şey değişti ki, keşke o anlarda da yazsaydım buraya ama işte kısmet değilmiş diyip çıkalım mı işin içinden. Ben sana nelerin değiştiğini anlatayım en iyisi. Mesela ilk olarak artık bekar bir kadın olmadığını söyleyebilirim sana ya da ben aşık olmam diye gezen Müge'nin de artık nişanlı olduğunu. Evet evet doğru tahmin ettin Emreyle nişanlandı, eee aylar öncede tahmin etmiştik zaten değil mi? E haksız da çıkmadık ne de olsa bizden bir şey kaçmaz! En güzel habere geliyorum, o acı nedir bilmeyen şeytanı içeriye tıktırdım demeyi çok isterdim ama şimdilik demeyeceğim çünkü onu yarın yapacağım. Hmm böylede olmadı değil mi fragman vermiş gibi, e o zaman ben sana tek tek anlatayım.

DUVAR SURAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin