13.Bölüm: Ben Yenildim

212 42 1
                                    


64 GÜN SONRA...

Vücudum ardık zangır zangır titriyordu. Ama bunu umursamayarak hala olduğum yerde yatıyordum. Kaç saattir buradayım hiçbir fikrim yok. Öylece annem ve babamın mezarlarının ortasında yatıyorum. Havanın soğuk olması umurumda değil, gecenin bir yarısı olması umurumda değil, yaşıyor olmam bile umurumda değil. Sahiden ben neden hala yaşıyorum ki? Arkamda bana destek olacak kimsem kalmadı, kalk artık hala uyuyor musun sabah oldu kızım diye başımda söylenip beni uyandıran kimsem kalmadı. Toplantıya girmek istemediğimde 'tamam sen git hadi ben hallederim' diyen kimsem kalmadı. Artık ailecek yapılan pazar kahvaltıları, akşam yemeği telaşı, yemekten sonra kahve sohbeti, keyifli geçen film geceleri kalmadı. Geriye kalan tek şey ne biliyor musunuz? Koskocaman eve hakim olan sessizlik, anne yemekleri kokmayan bir mutfak, kahkaha duyulmayan bir arka bahçe, aralarına girmek için gittiğim ama artık hep boş olan kocaman bir yatak odası.

"Artık ben yaşayamıyorum anne. Ben yenildim, ben yokum." Diye bağırarak hüngür hüngür ağlamaya başladım kapkaranlık mezarlığın orta yerinde. Yattığım yerden kalkıp avucumun içini toprakla doldurdum ve çaresizce ağladım.

"Yenilmedin, hatta daha güçlü olacaksın inan bana." Arkamdan gelen sese bile dönüp bakacak takatim yoktu. O kadar güçsüzdüm ki elimden ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu. Altmış dört gün olmuştu koskoca altmış dört gün. Taziye bittikten sonra ki her gün burada oluyordum. Ev üstüme üstüme gelmeye başlamıştı. Hiçbir telefona cevap vermiyor çalan kapıyı açmıyordum. Holdinge de gitmiyordum her yer bana annemle babamı hatırlatıyordu. Düzenli olarak her gece buraya gelip sabaha kadar ağlıyordum, sabah olunca ise eve gidip kapıyı kilitleyip geceye kadar uyuyordum. Yaptığım tek aktivite bundan ibaretti. Oldukça kilo kaybetmiştim ve ağzıma kahveden başka hiçbir şey almıyordum.

Arkamdaki ses görüş açıma girdiğinde elini tutmam için bana uzattı bense başımı çevirdim ve babamın hep söylediği sözü tekrarladım. "Aileler hiçbir zaman birbirini bırakmaz." Ben onları nasıl bu karanlıkta bırakıp gidebilirdim ki?

"Hadi kalk, bak hava çok soğuk hem de çok karanlık. Burada kalamazsın, onlar senin böyle olmanı istemezlerdi değil mi? Güçlü durman gerek onlar için." Dedi ve eli yeniden görüş açıma girdi. Haklıydı o ses, annem ve babam yaşasalardı beni asla böyle görmek istemezlerdi, beni böyle görseler ikisi de kahrolurdu. Annem hep ne derdi ' Bu hayatta her ne olursa olsun başın hep dik olacak bir tanem. Benim kızım her daim güçlü olacak. Annemin mezarına gülümsememi gönderdikten sonra bana uzatılan eli tuttum ve ayağa kalktım. Yanımda ki sesin sahibi ayakta duramadığımı anlamış olacak ki elini belime attı ve bana destek oldu. Son kez mezarlara tek tek baktım.

"Yarın yine geleceğim tamam mı? Sakın korkmayın burada. Sizi çok seviyorum" sesim çok titriyordu. Belimdeki elin beni yönlendirmesiyle mezarlığın çıkışına doğru geldik. Hava öylesine karanlıktı ki yönümüzü zar zor bulmuştuk. Ben bu mezarlığın ilk kez bu kadar karanlık olduğunu fark ediyordum. Her gece buradaydım ama sanki burada değil gibiydim. Mezarlıktan çıkınca ilerideki parka girdik ve bir banka oturduk. Etrafımızda tek bir insan yoktu.

"Ben hemen geleceğim buradan kalkma tamam mı? Bekle beni burada!" kulaklarıma gelen sesle başımı aşağı yukarı salladım. Bankın masasına başımı yaslayarak gözlerimi kapattım. Kendimi tam bir zombi gibi hissetmeye başlamıştım. Cebimde hissettiğim titreşimle elimi cebime attım ve telefonu çıkarıp kim olduğuna bakmadan meşgule aldım.

310 cevapsız arama

81 yeni mesaj

Aramaların çoğunluğu Engin amca, İnci teyze, Nisa, Yiğit, Emre ve Savaştı. Günlerdir hiçbirinin aramasına cevap vermemiştim. Gözlerimi açtığımda akşam oluyordu ve uyanır uyanmaz mezarlığa geliyordum. Sabahları çalan kapı umurumda bile olmuyordu ama kapım her gün düzenli olarak çalıyordu. Defalarca Yiğit'in bağırışına kalktım ama inip kapıyı açmadım. Aynı şekilde Engin amca da defalarca geldi ama ona da kapıyı açmadım.

"Geldim. Az ileride açık bir petrol marketi buldum." Güneş kadar sarı saçlara sahip kız elindekileri masaya bırakıp karşıma oturdu. Başımı masadan kaldırıp ona baktım. Sanırım o da ağlamıştı, gözlerindeki maskaranın siyahı yüzüne inmişti.

"İç hadi, iyi gelir." Bana uzattığı suyu ve ilacı elinden alıp düşünmeden içtim. Bu ne ilacıydı bilmiyordum zaten pek umurumda da değildi. Suyu yeniden masaya bıraktım ve gözlerimi sarışın kıza çevirdim. Bana verdiği ilaçtan o da içti ve şişeyi masaya bırakmak yerine yanındaki küçük valize koydu.

"Kimsin sen?" diye sordum kıza. Konuşmam içini rahatlatmış gibi gülümsedi.

"Ben Gizem. Bende senin gibi her gün mezarlığa geliyorum. Benimde annemle babam öldü. Normalde geceleri gelmem ama iki haftadır uyuyamıyorum bende çıkıp buraya geliyorum ve iki haftadır her gün seni de burada görüyorum. Bugün ağlamalarına dayanamadım ve yanına gelmek istedim. Onları ilk kaybettiğimde bende senin gibiydim, hayattan hiçbir beklentim yoktu. Hatta intihar ettim ve hala yaşıyorum. Zor oldu ama artık ölmek istemiyorum. Ailem için güçlü duruyorum çünkü onlar hep böyle olmamı isterdi." Güçlü duruyorum diyordu ama gözlerindeki yaşları zar zor zapt ediyordu. Gözlerindeki çaresizlik her halinden belli oluyordu. Ve ben o bakışları görünce kendi yansımama bakıyor gibi hissettim.

"Nasıl öldüler?"

"Annem kanser hastasıydı, son evre. Kurtulamadı, annem öldükten iki yıl sonra da babamı kaybettim. Babam iyi bir cerrahtı, annem öldükten sonra çok kötü oldu annemi kurtaramadığı için mesleğini bıraktı ve iyice içine kapandı. Sonra kalp krizi geçirdi ve onu da kaybettim. Çok zor toparlandım. Kimsem kalmayınca teyzem beni yanına aldı fakat ben beni sevdiği için aldığını sanarken bana düşen miras için beni aldığını öğrendim. Bunu bu akşam öğrendim ve valizimi aldığım gibi oradan çıktım. Gidecek bir yerim olmadığı için de annemle babamın yanına geldim."

Bunları duyunca üzüntüm daha da arttı. Benim ne annemin ne de babamın bir ailesi vardı. Annem babama kaçtığı için ailesi onu reddetmişti. Babamsa, onun hiç ailesi yoktu ki. Babam küçük yaşta ailesini kaybettiği için yetimhanede büyümüştü, benim tek tanıdığım Engin Amcalardı.

"İsmin ne?"

"Sanem."

"Senin ailen nasıl öldü Sanem?"

"İş için babam annemle birlikte şehir dışına çıkmıştı. Dönüşte iki tane plakası belirsiz araç arabalarını sıkıştırmış ve babamın arabası yoldan çıkıp dağlık alanda uçurumdan aşağı yuvarlanmış. Araba sahipleri hala araştırılıyor. Ve ben ailemi bir hafta kadar bir süre önce evde tek bırakmak zorunda kalmıştım. Onları son kez göremedim, sarılamadım. Heyecanla eve dönüp sevdiği yemekleri hazırladım, babamın sevdiği pastadan yaptım, annemin sevdiği börekten yaptım ve çok güzel bir sofra kurup onları beklemeye başlamıştım. Ama onlardan önce ölüm haberleri geldi. Ben kabullenemiyorum Gizem. Cenazeden beri her gün geliyorum ama kabullenemiyorum. Olmuyor, sanki hasta olsam annem gelecekmiş gibi hissediyorum." Ağlamaya başlamamla gizem yanıma geldi ve başımı göğsüne yaslayarak bana sarıldı. Saatlerce o bankta öylece ağladık, ben ağladıkça Gizemde ağladı. İkimizden de çıt çıkmadı, ikimizin de acısı aynıydı tek farkımız benim en azından kalabileceğim bir evim vardı ama o... Onu hiç tanımamama rağmen kalbinin güzel olduğunu hissediyordum. Ona gerçekten de güvendiğimi hissetmiştim.

"Kalkalım mı artık?"

"Sanem sen git benim gidec-"

"Bana gel, ev tek başıma üstüme üstüme geliyor zaten. Hem tek başıma kaldım evde. Bugün bende kal sonra bakarsın bir çaresine."

Parktan çıkarak arabama bindik ve sessiz bir şekilde yola koyulduk. Gözüm aynaya takıldığı zaman yine o arabayı gördüm. Cenazeden beri nereye gitsem peşimde bu arabayı görüyordum ama hiç takmıyordum kafama. Sessiz geçen yolculuğun ardından eve giriş yaptık.

"Hoş geldiniz Sanem Hanım?"

"Merhaba Ali."

" Dediğiniz gibi bugün temizlik şirketi geldi. Anneniz ve babanızın odaları hariç tüm odaları temizlediler.

"Teşekkür ederim Ali."

Evin önünden garaja doğru ilerledim ve arabayı park ettim. Eve girer girmez Gizeme kendi odamı vererek ben her zamanki annemle babamın odasına girdim ve komodinin üzerindeki uyku ilacından alıp gözlerimi kapattım.

DUVAR SURAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin