14. Bölüm: Antidepresan Gülümsemesi

205 41 1
                                    

İyi okumalar ♥️

" Sanem, Sanem kalk, Sanem çabuk kalk."

"Anne biraz daha lütf- anne!"

"Sanem benim, gizem. Hadi kalk lütfen."

Gizemin bedenimi sarsmaya başlayınca mahmurca gözlerimi araladım. Fısıltıyla konuşuyordu ama asıl önemli olan bu değildi. Gizem oldukça korkmuş görünüyordu. Uyuyalımız en fazla üç saat falan olmuştu ve ben hala çok bitkin hissediyordum ayrıca uyanmak istemiyordum. Gizemin tekrar bedenimi sarsmaya başlamasıyla yatakta oturur duruma geldim.

"Tamam kalktım bak kalktım. Ne oldu."

"Ses, ses geldi ben uyandım. Sonra siyah lüks bir araba kapıda durdu. Güvenlikte yerinde yok ayrıca kapıyı zorluyorlar. Sanem ne yapacağız?"

"Sa- sakin ol ne demek kapıyı zorluyorlar. Ali nerede?"

"Bilmiyorum yerinde yok. Sanem ben çok korkuy-" Gizemin sözünü kesen, aşağıdan gelen yüksek bir sesti.

"Gizem kalk, kalk çabuk." Yatağımdan çıkarak gizemin kolunu kavradım ve dikkatlice odadan çıkıp kendi odama yöneldim. Ardından banyomun kapısını açıp Gizemi içeriye iteledim.

"Kapıyı arkadan kilitle ve çıt sesini çıkartma. Bak buraya gelenler benim için gelmiştir seninle bir ilgisi yok. Korkma ve ben bu evde olmasam bile sessizlik oluşunca evden çık."

"Sende gel Sanem sana bir şey yapmasınlar."

"Ben yaşamıyorum ki Gizem. Sen kendini koru beni düşünme." Banyonun kapısını kapattım ve odamdan sessizce çıktım. Bileğimdeki tokanın verdiği acıyla lastik tokayı bileğimden çıkardım ve avucumun içine aldım. Bundan iki ay önce olsaydı şu durumda korkudan çıldırmış olurdum ama şu an içimde korkunun zerresi yoktu. Hatta aksine o korkunun içine kendi ayaklarımla ilerliyordum. Gelen büyük ihtimalle Doruk denen o adamdı, ondan kaçmayacaktım beni mi öldürmek istiyor? Bu bana yapacağı en büyük iyilik olur. Merdivenleri inerken daha fazla inmemeye karar verdim ve olduğum basamağa oturup elimdeki lastik tokayla oynamaya başladım. Tüm dikkatim o tokadaydı. Aşağıdan gelen ayak sesleri umurumda değildi. Çok değil, otuz saniye sonra görüş açıma siyah erkek ayakkabısı girdi. Adamın yürüyüşü bir askeri andırır şekilde sertti. İki basamak çıkarak bana olabildiğince yakın yerde durdu. Gözlerim olduğu yerde sabit kalırken elimdeki lastik yere düştü, işte o an ellerimin titrediğini gördüm. Nasıl hissetmemiştim titremeye başladığımı, yoksa gerçekten de his kaybı mı yaşıyordum. Belki de kullandığım antidepresan ın yan etkisidir, bilmiyorum.

"Şşşt" tepemde dikilen adamın adımları gibi ses tonu da oldukça sert çıkıyordu.

"Sana diyorum, bana bakmayacak mısın?" kendisine bakmamamdan rahatsız olmuştu lakin bunu umursamayarak bakışlarımı çıplak ayaklarıma çevirip tek düze konuştum.

"Kim olduğun, neye benzediğin zerre kadar umurumda değil. Öldüreceksen öldür sonra defol git." Dediğim anda karşımdaki adam ellerini yumruk yaptı ve önümdeki merdivene oturdu. Başımı hafifçe kaldırsam yüzünü görebilirdim ama bunu istemiyordum.

"Başını kaldırmayacak mısın?"

"Başımı kaldırmayacağım öldüreceksen öldür, uzatma. Neye benzediğinle ilgilenmiyorum." dedim bir kez daha.

"Peki kaldırma başını. Neye benzediğimi ben söyleyeyim, beni daha önce bir duvara benzetmiştin bambi." Adama öldüreceksen öldür uzatma diyorum gelmiş bana duvara benziyormuşum diyor bambi diyo- Bambi mi diyor? Duvara mı benziyormuş? Başımı kaldırarak bana bakan ela gözlere dolan gözlerimle baktım.

DUVAR SURAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin