The Maze?

303 25 11
                                    

  

      Tommy'nin gelmesiyle Phil, Tommy'nin onunla ilgilenmesini istemişti. Kuleden indikten sonra Tommy ile tanışmıştı. Çocuğun saçları kuş yuvasına benziyordu. Gözleri masmaviydi. Durmadan konuşuyordu. Şakalar yapıyor bir oraya bir buraya zıplıyordu. Enerjik bir çocuktu. Çocuk Tommy'nin nasıl yorulmadığını anlayamıyordu. Tommy onu kalacağı yere götürmüştü. Yatacağı yer bir hamaktı. Tommy'nin hamağı kendisinin yanındaydı. Phil birkaç gün sonra kendi barakasını yapmaya başlayabileceğini söylemişti. İyi, güzeldi ama o buradan çıkmak istiyordu. Burada temelli olarak kalmak isteyeceği son şeydi. Buraya geldiği anda çıkmaya, kaçmaya çalışmıştı. Sanki buraya gelmeden önce amacı buradan çıkmaktı. Mantıklı geliyor mu?

Uyandığından beri etrafı gözetliyordu. İnsanların neler yaptıklarını, nereye gittiklerini aklına not ediyordu. İlişkileri aile gibiydi. Kocaman bir aile. Phil her ay yeni kişilerin geldiğini söylemişti. Buradaki insanlara bakılırsa en az iki yıldır insanlar bu yerdeydi. Belki de üç yıl. 

Gözü kalabalıkta George'u arıyordu. Onu bulduğunda bir çocukla konuştuğunu gördü. Ciddi bir konu gibi görünüyordu. George sıkıntıyla elini saçlarının içinden geçirdi. Karşısındaki çocuk bir şeyler dedikten sonra George başını çevirip etrafa baktı. Sonra çocuk George'un gözlerinin kendisine baktığını gördü. Aralarında metrelerce yol vardı ama sanki gözlerini çok net bir şekilde görebiliyordu. Gözlerini kaçırmadan kahverengi gözlerin içine bakmaya devam etti. Sanki azıcık daha baksa onu nereden gördüğünü çıkaracak gibi hissediyordu.

Tommy onu dürtünce bakışlarını çekmek zorunda kaldı. ''Nereye bakıyorsun öyle?'' Çocuk omuzlarını silkip ''Hiç. Dalmışım.'' diyerek onu geçiştirdi. Tommy onu dinleyip dinlememesine aldırmadan konuşmaya devam etti. ''Aslında hepimizin hikayesi aynı. Asansör'de uyanıyoruz, Phil bize tur attırıyor sonra da burada oluyoruz işte.''

Çocuk Tommy'e bakıyordu. Buraya düşen birine göre fazla hayat doluydu. Aslında buradaki en küçük kişi oydu ama sanki en büyüğüymüş gibi davranıyordu. Phil'in yanında öyle değildi tabi. Tommy'i kontrol edebilen tek kişi Phil'di. ''Endişelenme. Yine de benden daha iyi yapıyorsun.'' Tommy kafasını başka bir tarafa çevirdi. ''Beni çukura sokmalarından önce üç kere 'anne' diyerek ağlamıştım. Gerçi sen daha çukuru görmedin. Orayı bir ara sana göstermem lazım. Çok değişik bir yer.''

Tommy'i pek dinlediği söylenemezdi. Doğrusunu söylemek gerekirse çocuğun önemsediği tek şey duvarların ardındaki şeydi. Sanki bir ses ona duvarları aşması gerektiğini söylüyordu. Çocuk bu sese itiraz etmek için gerekli sebepleri bulamayınca Tommy ona dikkat etmiyorken yanından kalktı ve duvara doğru ilerledi.

Çocuk duvarların belli yerlerinde birkaç metrelik kapı gibi aralıklar olduğunu fark etmişti. Bu da demek oluyordu ki dışarı çıkabilirdi. Ama öyleyse diğerleri neden ona çıkmamasını söylüyordu? ''Dostum, nereye gidiyorsun?'' Tommy'nin sesini duyunca çocuğun yokluğunu fark ettiğini anladı. ''Sadece bakmak istiyorum.'' Dışarı çıkmak istiyorum diye düşündü. ''Tüm istediklerine bakabilirsin ama oraya gitmesen iyi olur.''

Çocuk buna karşı kaşlarını çattı ve Tommy'e baktı. ''Neden? Ne var ki orada?'' Tommy gözlerini kaçırıp ''Bilmiyorum. Sana söylediğim kadarını biliyorum.'' dedi ve çocuğun önüne geçerek ilerlemesini engelledi. ''Oraya girmeye iznimiz yok.'' Çocuk 'niye' diye sormak istedi ama alacağı cevabın 'bilmiyorum' olacağını bildiğinden sesini çıkarmadı. Bakışlarını duvarın arasındaki boşluğa çevirdiğinde içeri iki kişinin koşarak girdiğini gördü. Hani kimse oraya giremezdi? Şaşkınlıkla koşan kişilere baktı. Ona doğru geliyorlardı. Aralarından biri Tommy'e bakıp ''Selam Tommy, yeni çaylak mı?'' dedi ve gülerek yanlarından geçti. 

Don't Leave Me {dnf} -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin