I don't want them to feel any pain.

117 15 31
                                    

''Sylviee.'' Schlatt ertesi gün diğer çocukları bahsettiği 'güvenli yer'e götürmek için tekrar kafeteryaya gelmişti. Elindeki dosyayı açıp isimleri okumaya başladı. ''Sneeg'' Ona doğru gelen çocuğa baktı. Bir sonraki ismi okudu. ''TapL''. 

Dream oturduğu yerden dik bir şekilde Schlatt'i izliyordu. Schlatt'in bir şeyler karıştırdığına emindi. 

Birkaç gün önce, Ranboo ile olan gezisinden sonra iyice paranoyak olmuştu. Schlatt'in bir açığını arıyordu. Gözlerini Schlatt'in üzerinden ayırmadan ''O odada ne olduğunu öğrenmek istiyorum.'' dedi.

 George Dream'in dediği şeyle gözlerini devirip çocuğa baktı. ''Hayır, bunu konuştuk.'' Bıkkın bir şekilde ''Üstleri kapalı dedin, yani ne gördüğünü bilmiyorsun. Her şey olabilir.'' dedi. 

Bu konuyu defalarca konuşmuşlardı ama Dream vazgeçecek gibi görünmüyordu. George Dream'in kendisini tehlikeye atmasından bıkmıştı.

 Dream kendinden emin bir şekilde George'a baktı. ''Ne gördüğümü biliyorum. Bedendi onlar.''

''Ranboo, her gece yenilerini getirdiklerini söylüyor.'' Dikkatle onu dinleyen Sapnap ve Punz'a baktı. Sapnap kaşlarını çattı. ''Ranboo da kim?'' Dream bakışlarını arkalarında tek başına oturup elindeki elmasıyla uğraşan çocuğa çevirdi. 

Sapnap çocuğa baktı. Pek güvenilir olduğunu düşünmüyordu ve çocuk biraz fazla garip görünüyordu. Yüzündeki 'Gerçekten mi?' ifadesiyle Dream'e döndü. ''Çok ikna oldum.'' 

''Bu gecelik son olarak da İllumina.'' Etraftan alkış sesleri yükseldi. ''Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Size iyi akşamlar.'' diyerek çocukları kapıya yönlendirdi. 

Geçen gün Dream'in kapıdan çıkmasını engelleyen adam elindeki kartı mekanizmaya okuttu ve Schlatt'e geçmeleri için yer açtı.

George açılan kapıya bakıp ''Pekala, neler döndüğünden emin olana kadar sakince durup dikkatleri üzerimize çekmeyelim, tamam mı?'' dedi ve Dream'e baktı. Dream ani bir hareketle ellerini masaya koyarak hızla ayağa kalktı. 

Ranboo Dream'in hareketiyle bakışlarını elmadan çekip Dream'e baktı. George şaşkınca Dream'in kapıya doğru ilerlemesini izliyordu. ''Ne yapıyor bu?'' George oturduğu yerde dikleşti. Quackity yüzündeki sırıtmayla ''Bence dikkatleri üzerine çekiyor.'' dedi.

Dream kapıdan çıkan çocukların arkasına geçip aralarına karışacaktı ki güvenlik elini sert bir şekilde Dream'in göğsüne koyup çocuğu durdurdu. ''Hop, dur bakalım. Senin adın okunmadı.'' diyerek çocuğu süzdü.

Dream ''İki dakikalık bir işim var.'' diyerek kapıdan geçmeye çalıştı. Adam sinirli bir şekilde tekrar elini Dream'in göğsüne koydu. ''Burası yasak bölge evlat.'' 

Dream adama yaklaşıp sessizce ''Sadece arkadaşımı görmek istiyorum. Geçmeme izin verecek misin?'' diye sordu. Adam dişlerini sıktı ve parmağını Dream'in göğsüne koyup bastırdı. ''Hemen defol ve sandalyene otur.''

Dream adamın dediği şeyle sinirli bir nefes verdi ve arkasını dönüp yerine gideceğine adamı inandırmaya çalıştı. Adamın beklemediği bir anda derin bir nefes alıp hızla arkasını döndü ve kapıya doğru atıldı.

 Adam Dream'i tutup sertçe geriye itti. Sapnap ve diğerleri koşarak Dream'in yanına geldiler. Dream öfkeli bir şekilde bağırarak ''Senin sorunun ne?!'' dedi ve adamı göğsünden sertçe ittirdi. Adam itmenin etkisiyle arkasındaki kapıya çarptı. 

Adam sinirle Dream'e doğru gelip omuzundan ittirdi. ''Geri çekil!'' diyerek bağırdı. Sapnap ve George Dream'i sıkıca tutup adamdan uzaklaştırmaya çalıştılar. Dream öfkeli bir şekilde ''Neden geçmemize izin vermiyorsun?!'' diye bağırdı. Bir yandan onu tutan kollardan kurtulmaya çalışıyordu. 

Don't Leave Me {dnf} -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin