I can't do this again

112 11 52
                                    

-Sapnap's POV-

Güneşin ısıtan sıcağını teninde hissediyordu. Etrafında rüzgardan sallanan çimenlerin ferah kokusu, toprak kokusuna karışıyordu.

Güneşin parlak ışıkları gözlerini acıtmaya başlayınca gözlerini hafifçe araladı. Gözlerini açtığında ilk gördüğü şey tepesinde rüzgardan dolayı sallanan ağacın dalıydı. 

Görüşü gittikçe netleşirken kafa karışıklığıyla kaşlarını çattı. Buraya nasıl ve ne zaman geldiğini hatırlamıyordu. Elini yere koyup destek alarak doğruldu.

Nerede olduğunu anlamak için etrafına bakarken gördüğü şeyle başından soğuk sular dökülmüş gibi hissetti. Sersemlemişti. Nasıl burada olabilirdi? Kurtulmuştu. Kurtulmuşlardı? Peki o zaman neden yine buradaydı?

Bunu tekrar yapamam. Bunu tekrar yapamam.

Hızla ayağa kalkarak korku ve telaşla etrafına baktı. Kayran'daydı. Buradan çıkması gerekiyordu. Burada olamazdı. Etrafında kimse yoktu. Düşüncelerini kontrol altına almayı deneyip ilerde gördüğü barakalara doğru ilerledi. Belki orada ona yardım edebilecek birileri vardı.

Yürümeye devam ederken etrafına bakarak birilerini arıyordu. Ağaçlara bağlanmış hamakları fark etti. Hamakların yan tarafında minik bir masa vardı ve masanın üzerinde meyveler vardı.

Meyvelerin birkaçı kesilmişti. Demek ki burada birileri vardı. Hızla dönerek etrafına bakarken Labirent'in kapısının önünde üç çocuk gördü.

''Hey!''

Sapnap'in sesini duyan çocuklar yavaş bir şekilde kafalarını çevirerek Sapnap'e bakmışlardı.

Sapnap bir terslik olduğunu düşünüp gerileyecekken arkasından bir çocuğun koşarak ilerlediğini gördü.

''Hey!''

Çocuk Sapnap'i duymuş olmasına rağmen koşmaya devam edince Sapnap dikilmeyi bırakıp koşmaya başlayarak çocuğu takip etti.

''Hayır, dur. Bekle!''

Çocuk ilerdeki barakaya koşarken Sapnap ''Dur! Korkmana gerek yok! Hey!'' diyerek ilerledi ve çocuk barakanın kapısını açıp içeri girdiğinde hiç düşünmeden kapıyı itip içeri daldı.

Çocuk kaybolmuştu.

Az önce barakaya girmişti. Değil mi?

O zaman şuan neredeydi? 

Korkuyla etrafına baktı. 

Karanlık bir koridordaydı. Tavanda floresan lambalar vardı ve sarı bir ışık yayıyorlardı. Sarı ışıktan dolayı gözlerinin acıdığını hissetti.

Geri dönmek için arkasını döndüğünde kapının kaybolduğunu gördü. 

Sanki koridor gittikçe uzuyordu. Ne kadar çok baksa koridorun sonuna ışık ekleniyor ve boyu uzuyordu. 

Hızla nefes alıp veriyordu. Buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıydı. 

Arkasından gelen makine sesleriyle korkuyla gözlerini yumup yavaşça arkasına döndü. Gözlerini açtığında karşısındaki kapının açıldığını gördü.

Kapının arkasında tanıdığı o yaratığı görünce yutkunup hızla arkasına döndü ve koşmaya başladı.

Bu olamazdı. Kurtulmuştu. Niye buradaydı? 

Koşmaya devam ederken sol tarafında başka bir koridor olduğunu gördü ve o tarafa doğru koştu.

Bütün gücüyle hayatını kurtarmak için koşarken bir çıkmaza girdiğini fark etti. Telaşla etrafına bakarken yan tarafında bir başka koridorun olduğunu görünce o tarafa koştu.

Don't Leave Me {dnf} -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin