Airuzu masasına yaydığı açık kitaplara öylece bakarken düşünceli ve şaşkındı. Daha önce dikkatini çekmeyip -ki bu fazlasıyla şaşırtıcıydı- önceki gece fark ettiği bilgiden emin olmak için bütün gece çalışmıştı ve hiç şüphesi kalmamıştı. Bir an önce Fevder'leriyle konuşmalı ve sonra da halka açıklamalıydı. Geç kalma lüksü yoktu. O bunları düşünürken kapısı hızla açılıp bir asker içeri daldığında irkilerek ayaklandı. Askerin yüz ifadesi içine korkunç duygular yayılmasına neden olmuştu.
"Airuzu efendi!"
"Söyle asker! Ne bu telaş?!"
"Fevder'imiz Baek Hyun..."
Airuzu iyice telaşlanıp masasının arkasından çıktı ve askere doğru birkaç adım attı.
"Ne oldu?! Konuş be adam!"
"Saçları... halk... herkes gördü!"
Asker nefes nefese açıklamaya çalışırken Airuzu endişeyle tekrar düşüncelere daldı. Geç kalma lüksü yoktu fakat çoktan geç kalmıştı.
"Nasıl olur bu?! Halkın arasına karışmıyordu!"
"Halk... bir şekilde duymuş saçlarını. Tartışıyorlardı. Askerler engelleyemeyince aralarından biri gidip Baek Hyun Fevder'imizi çağırdı."
"Tanrım... Komutanınız dururken Fevder mi çağırılır?! Üstelik onunla ilgili tartışılırken!"
"Onu çağıracağını bilmiyorduk efendi! Komutan Chan Yeol'u çağıracağını söyleyip gitti. Döndüğünde yanında Fevder'imiz vardı. Daha halktan kimse ağzını açmadan gidip Fevder'imizin başlığını indirince herkes gördü."
"Anlaşılan planı başından beri buymuş!
"Fevder'imizden şüphelenenler var Airuzu efendi! Acilen bir şey yapman gerekir!"
"Hemen gidelim! İn ve bana bir at bul! HEMEN!"
Asker geldiği hızla çıkarken Airuzu masadaki kitaplardan ikisini alıp arkasından çıktı. Kalenin önüne geldiğinde asker iki atla bekliyordu. Airuzu'nun çıkmasına yardımcı olduktan sonra kendi de atına bindi ve atları meydana koşturmaya başladılar.
"Sen saçının beyaz olduğunu biliyor muydun asker?"
"Hayır efendi."
"Hangi sebeple bu konuda şüpheci değilsin peki?"
"Ben komutanıma güveniyorum Airuzu efendi. Bize Fevder diye alakasız birini gösterecek değil. Aynı şekilde büyük Fevder'imize de güveniyorum. Ayrıca saçı kızıla dönmese bile beyaza dönmesi de herhangi birine olabilecek bir şey değil. Bir açıklaması olmalı. Ama anladığım kadarıyla Baek Hyun Fevder'imiz bunu bilmiyor."
İkisi de konuşurken seslerini duyurabilmek için bağırıyordu.
"Zekisin asker. Bu durumu çözdükten sonra mutlaka beni bul."
Asker başını eğip onaylayarak Airuzu'yu birbirine girmiş halkın yanına götürdü. Durum Airuzu'nun tahmin ettiğinden çok daha kötüydü. Baek Hyun'un atının üzerinde ne hâlde olduğunu görebiliyordu.
"Hemen halkın sesini kes asker! Söyleyeceklerim var!"
Asker derin bir nefes alıp herkesin durması için bağırdığında kendinden beklediğinden daha etkili olmuştu. Halkın çoğu sessizleşirken onu duymayanlar da diğerleri sustuğu için susuyordu. Airuzu'nun geldiğini fark edenler yavaşça ona yol verirken herkesin gözleri merakla olanları izliyordu.
Airuzu atını Baek Hyun'a doğru yürütürken Baek Hyun az öncekine göre çok daha rahatlamış hissediyordu. Hiçbir şey düzelmese bile yanında güvendiği biri vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/250267404-288-k383665.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL AYIN İNTİKAMI
FanfictionPark Chan Yeol; liderlerinin, beraber büyüdüğü arkadaşlarının bedenlerinin yanışını izlerken yumruğunu sıktı. Kucağındaki bebek ağlamaya başladığında gözlerini ona çevirdi. Gözünden damlayan yaş bebeğin yanağına düştü ve onun yaşlarına karıştı. Park...