Baek Hyun yataktan kalkar kalkmaz yarı çıplak bedenine pelerinini sarıp kılıcını alarak odadan çıktı. Koşarak koridorda ilerlerken endişeden bayılacak gibi hissediyordu. Atlıların sesine uyanmıştı ve sesler hiç hayırlı gibi gelmemişti. Ordu savaşa gitmişti ama genelde geri dönerken gündüz dönerlerdi. Yani ya saldırı altındalardı ya da ordu güzel bir haberle dönmemişti.
Hızla merdivenleri inerken Amalia'ya çarptığında kadın dengesini kaybetmişti. Baek Hyun kolunu sıkıca tutup ayakta kalmasını sağlarken aynı endişeli bakışlarla göz göze geldiler.
"Fevder'im."
"Neler oluyor? At seslerine uyandım."
"Sanırım geri dönmüşler."
"Bu vakitte mi? Bir sorun olsa gerek."
Baek Hyun tekrar koşmaya başlayıp merdivenleri bitirdiğinde kalenin girişinde Sehun'u gördü. Karnını tutuyordu ve her yeri kan içindeydi. Koskoca merdivenleri koşarak inmemiş gibi bir enerjiyle abisine koştu.
"Sehun! İyi misin?!"
"Sakin ol. İyiyim ben. Birkaç çizik var sadece."
"Emin misin? Karnını neden tutuyorsun?"
"Fazla darbe aldım sadece. Ağrıyor."
"Seni hemen hekime götürüyorum."
Baek Hyun abisinin kolunu tutup sürüklemeye başladığında Sehun birkaç kez seslenerek durdurmaya çalıştı ama Baek Hyun o kadar endişeliydi ki hiçbir şey onu durduramıyordu. Sonunda dayanamayıp kolunu hızla çekerek "Baek Hyun!" diye bağırdı. Amalia yanlarına gelmeyi başardığında endişeyle Sehun'a baktı. Elleri istemsizce yaralı yüzüne gitti.
"Neden itiraz ediyorsun?!"
"İtiraz etmiyorum! Hekime gideceğim. Ama şu an asıl sorun ben değilim."
Baek Hyun imkanı varmış gibi kaşlarını biraz daha çattı. Chan Yeol'un yokluğunu yeni fark ediyordu. Kapıya doğru baktı. Amalia da farkındalıkla ellerini Sehun'un yüzünden indirdi ve etrafına baktı.
"Nerede? Chan Yeol nerede?"
Sehun derin bir nefes almaya çalıştı ama karnındaki ağrı onu zorluyordu. Acıyla gözlerini kapatırken Baek Hyun ona doğru bir adım attı.
"Sehun... Chan Yeol nerede?! Yoksa-"
"Hayır. Hekime hızlı götürmek için arka girişten soktular. Şimdiye tedavisi başlamıştır."
"Nesi var?"
"Kılıç yaraları. Ağır görünüyor. Saldırıya uğradığımız yerde ordunun hekimi bir şeyler yaptı ama yeterince ilgilenemeden öldürüldü."
"Saldırıya uğradığınız yer mi?"
Amalia merakla sorduğunda Sehun ona döndü.
"Geri dönüyorduk. Sabaha buraya varacaktık zaten. Geceyi geçirmek için durduğumuz yerde eşkıyalar saldırdı."
"Ne yani? Kendi bölgemizde mi oldu bu?"
Baek Hyun şaşırmıştı. İlk kez böyle bir şey oluyordu. Ya da ona ilk kez anlatılıyordu.
"Evet."
Baek Hyun hâlâ kılıcının kabzasını sıkıca tutarken ne tepki vermesi gerektiğinden, ne yapması gerektiğinden emin değildi. Chan Yeol babası gibiydi. Onu kaybetmenin düşüncesi bile korkunçtu.
"Baek Hyun! Beni duyuyor musun?!"
Baek Hyun irkilerek kendine geldiğinde abisine baktı.
"Gel, yanına gidelim. Amalia, Baek Hyun'a da bana da doğru düzgün bir kıyafet getirir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL AYIN İNTİKAMI
FanficPark Chan Yeol; liderlerinin, beraber büyüdüğü arkadaşlarının bedenlerinin yanışını izlerken yumruğunu sıktı. Kucağındaki bebek ağlamaya başladığında gözlerini ona çevirdi. Gözünden damlayan yaş bebeğin yanağına düştü ve onun yaşlarına karıştı. Park...