XII. Aile Kahvaltısı

18 2 37
                                    

Syrena sarayın arka duvarındaki delikten girip hızlıca odasına gitti ve güzel bir elbise çıkarıp giydi. Saçlarını düzleştirmek için kullandıkları demir çubukları ısıtmak için ateşi yakarken kapısı çalınmış ve izin verdiğinde leydileri içeri girmişti.

"Günaydın Prenses Min So."

"Günaydın kızlar. Hadi, çabucak halledelim şunu."

Syrena aynanın karşısına oturdu ve kızlar saçlarıyla ilgilenmeye başladılar. Birkaç gün yoğun geçecekti. Kral bir an önce Min Ji'nin kazançlı bir evlilik yapmasını istediğinden kraliçeye kış balosu düzenlemesini emretmişti. Tabii ki sebep saray dışına bu şekilde açıklanmamıştı. Kışın ortasında balo düzenlenmesi de çağırılan tüm soyluları şaşırtmıştı. Ama hepsi olabildiğince sık saraya girebilme heveslisi olduğundan büyük bir memnuniyetle kabul etmişti.

Syrena az önce bu balo yüzünden yalan söyleyerek Byun'un yanından erken ayrılmıştı ve bundan hiç memnun değildi. Saçları tamamlanıp gümüş rengi bir taç taktıktan sonra kalktı. Kızlar yine aşık aşık bakarak ne kadar güzel olduğunu söylerken sessizce teşekkür etti. Syrena bu kadar süslü olmayı pek sevmiyordu.

Odasından çıktığında Ava'nın ağlaya ağlaya yanına koştuğunu gördüğünde kaşlarını çattı ve kardeşi ona sarılırken o da sarıldı. Elbiseye dikkat ederek çömelip kardeşine baktı.

"Canım, ne oldu? Neden ağlıyorsun?"

"Ben de baloya gelmek istiyoruuuum!"

"O zaman ağlamayı bırakıp hazırlanman gerekiyor küçük hanım."

"Gelemezsin dediler ama!"

"Kim dedi?"

"Kraliçe bana izin vermediii!"

"Ava!"

Jong In kardeşine seslenerek hızlı adımlarla yanlarına gelirken Syrena kalkıp Jong In'e baktı.

"Kusura bakmayın Prenses Min So, tutamadım kardeşimi."

"Jong In ne oluyor? Ne zamandan beri bana saygıyla konuşuyor ve Min So diyorsun?"

"Üzgünüm. Kardeşimi alıp gideceğim."

"Jong In! Dur! O benim de kardeşim ve yanıma gelebilir. Sen sorumu cevapla."

"Kraliçe anneniz bizi baloda görmek istemediğini kesin bir dille belirtti. Ava bu yüzden ağlıyor."

"Bunu da anlamaya çalışıyordum fakat hâlâ asıl sorduğumun cevabını alamadım."

Jong In derin bir nefes verdi.

"Kral babamız böyle emretti. Geçen sefer sana sorun çıkardığım için özür dilerim. Yanında nişanlın varken Syrena dememeliydim."

"Hiçbir zaman dememelisin zaten!"

Min Dae, Syrena'nın arkasında bir anda belirdiğinde Jong In hafifçe eğildi. Ava, Min Dae'den korktuğu için Jong In'in arkasına saklanırken Syrena abisine döndü.

"Sen karışmasana. Ben öyle istediğim için öyle-"

"Senin böyle bir istekte bulunma hakkın yok. Kralın kararlarına ters davranmış ve saygısızlık yapmış oluyorsun. O tokadı boşuna mı yediğini sanıyorsun?"

Jong In tokat meselesini duyar duymaz şaşkınca Syrena'ya döndü. Bundan haberi olmamıştı. Syrena'nın başına sandığından daha büyük bir dert açtığını yeni fark ediyordu.

"Hiçbir yabancıya kendimi Syrena olarak tanıtmıyorum Min Dae. Sadece aile içinde böyle kullanılmasını rica ediyorum."

"Daha abine abi demeyi bilmiyorsun, ne demek istediğimi anlamamana şaşmamalı."

KIZIL AYIN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin