XIV. Elçiler

25 2 74
                                    

Jubinol: Meyhane tarzı eğlence mekanı.
__________________

Baek Hyun, Sehun ve Chan Yeol yaralı Yeomari Wang'ın bakıldığı odaya girdiklerinde Wang doğrulmaya çalıştı. Sehun rahat olmasını söylerken Amalia içeri girdi. Arkasından da Jung Seo içeri girmiş ve hekimleri, çağrılabilecek mesafede beklemelerini tembihleyerek göndermişti. Gizli bilgiler konuşulacağından bu önemliydi.

"Fevderlerim, lütfen kusuruma bakmayın. Henüz ayağa kalkamıyorum."

"Rahat ol. Nasılsın? Sırtına atılan ok zehirliymiş. Uzun zamandır zehir vücudundan atılsın diye uğraşılıyor."

"İyiyim Sehun Fevder'im."

"Belli ki güçlüsün asker. Hafızan da öyledir umarım."

"Öyle komutanım. Fakat endişelenmeyin. Hatırlamasam da notlar-"

Wang kolunu kaldırıp baktığında sarılı olduğunu görmüştü.

"Nasıl olur?"

"Bunu mu arıyorsun?"

Jung Seo kıyafetinin kolunun içinden sarılı bir kağıt çıkardı.

"Hekimler kolundaki yaranın içinde bulup bize getirdiler. Okumaya çalıştık fakat kimsenin bildiği bir dil değil."(Jung Seo)

"Başta her şeyi açık açık not aldın sandık, kızmaya hazırlanmıştım açıkçası."(Chan Yeol)

"Olur mu komutanım? Bizi siz eğittiniz, en büyük hatanın not almak olacağını da söylediniz."

"Aynen öyle. Nedir bu peki?"

"Şifreli yazdık komutanım. Benimle birlikte iki Yeomari daha göndermiştiniz. Aramızda bu şifreyi oluşturduk mektuplaşabilmek için. Başıma bir iş gelir diye de bu şekilde not almıştım. Hemen anlaşılmasa bile Airuzu Efendi gibi zeki biri önünde sonunda çözer diye umarak kolumda yara açıp oraya yerleştirdim."

"Zekisin asker. Diğer ikisine ne oldu?"

"Maalesef yakalandılar."

Chan Yeol biraz sinir biraz üzüntüyle derin bir nefes aldı. Bu üzücü olmuştu.

"Anlat bakalım, neler öğrendin?"(Sehun)

"Çok sıkı bir yönetimde oldukları zaten malum fakat sandığımdan daha katıydı. Halk rahat değil, soylular sefa çekiyor. Sarayları ise ayrı bir özenle korunuyor. İçeriden hiçbir bilgi sızmasın diye büyük bir çaba harcanıyor."

"Sen almışsındır bir şeyler. Senden umutluydum gönderirken."

"Sağ olun komutanım. Uzun bir süre uğraştıktan sonra sarayda muhafız olmayı başardım."

"Mükemmel! Dökül."

"Biliyoruz ki kralları Kim Min Seok. Bu hâlâ değişmedi. Sapasağlam kendisi. Bunu söylüyorum çünkü halk arasında gerçekten ölmüş olabileceğini söyleyenler var."

Wang, Min Seok'un adını ağzına alır almaz hepsi gerilmişti. Chan Yeol yumruğunu sıkarken Sehun dişlerini birbirine bastırmıştı.

"Eşi Esri Tia da öyle. Neredeyse kral kadar otoritesi var fakat saray dışında o kadar etkili değil. Üç oğulları ve üç kızları var. En büyük oğulları Min Dong, 26 yaşında, iki yıl önce veliaht ilan edildi."

"Demek sırada kimin olacağı kesin."(Sehun)

"Öyle görünüyor Fevder'im fakat bence emin olmamak gerek. Üçüncü çocuk, yani ikinci prens Min Dae, 22 yaşında, çok hırslı ve sinsi biri. Abisini öldürüp veya en azından gözden düşürüp tahtta yer edinmeye çalışıyor."

KIZIL AYIN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin