Baek Hyun yorgunlukla geminin dümenine yaslanırken Chan Yeol güldü. Son dinlenme yerlerinden sonra şafakta yola çıkmışlar ve gelir gelmez tersaneyi gezmişlerdi. Baek Hyun yorgun görünüyordu. İki haftalık yolun ardından normaldi elbette fakat Chan Yeol'un eğlenmemesi için de bir sebep yoktu.
"Haha! Çok komik."
"Katılıyorum."
"Fevder'inle konuştuğunun farkındasın değil mi komutan?"
Chan Yeol şakadan ciddileşip hazır ola geçti.
"Fevder'im işinize gelince niruha işinize gelmeyince komutan yapıyorsunuz beni."
Baek Hyun göz devirip denize dönerken Chan Yeol yine güldü. Yanına yaklaşıp onun gibi ufka baktı.
"Nasıl? Beğendin mi?"
"İnanılmaz. Üstelik buna küçük tersane diyorsunuz. Kim bilir güneydeki nasıl?"
"Burası deniz, güneydeki okyanus. Ona göre gemi yapıyor ve açıklara çıkarıyoruz."
"Doğru."
"Şafakta kuzeybatı komşumuz Anja limanlarına varmak üzere bir ticaret gemimiz yola çıkmış. Yetişemememiz kötü oldu."
"Olsun. Gemi göremedim değil ya."
Baek Hyun dönüp dümene vurdu ve gemiyi inceleyip gülümsedi. Okuduğu kitaplarda gemileri sağda solda gördüğü resimlere göre hayal etmişti hep. Gerçekte ise beklediğinden çok daha büyüklerdi. Farklı boyutlarının olduğunu biliyordu ama hayran kaldığı da bir gerçekti.
"Açılmak ister misin?"
"Ciddi misin? Tehlikeli olur deyip reddedersin diye açmamıştım konuyu."
"Küçüklüğünde de böyleydin."
"Nasıl?"
"Baek Hyun, Zevher de olsan Fevder de olsan ne emredersen karşı çıkmaya çalışsam da önünde sonunda onu yapma zorunluluğum var. Beni öldür, desen yine uymak zorundayım."
"Doğru. Genelde unutuyorum bunu."
"Ciddi kararlar verirken fazlasıyla aklındaydı gerçi."
"Ne demek istiyorsun?"
"Ollimsani olayı mesela."
"Hah, doğru. Otoritemin farkında olduğum anlar da yok değil."
Chan Yeol gülümsedi ve başını salladı.
"Ne yapardın, beni öldürmeni emretsem?"
"Uzun bir vazgeçirme çabasından sonra yapardım."
"Vay be."
"Sonra da aynı şekilde kendimi öldürürdüm."
"Yok artık! Ne saçmalıyorsun?"
"Seni koruyacağıma dair hem annene hem babana hem abine hem de sana söz verdim."
"Sana da yazık. Benimle uğraşılmaz."
"Ne derseniz doğrudur Fevder'im."
Chan Yeol sırıtarak söylediğinde Baek Hyun koluna yumruk attı ve aynı anda güldüler.
"Deniz havası açtı seni. Ben de özlemişim. Çok iyi geliyor."
"Evet. Kokusu inanılmaz. Keşke daha yakın olsa."
"Zevher olduğunda daha sık gelirsin. Hem illaki bir gün sefere çıkacaksın, gerektiğinde deniz yolu kullanacaksın."
"Sefer düşünmeyelim şimdilik. Önceliğimiz kara yolundan gideceğimiz bir yer."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL AYIN İNTİKAMI
FanficPark Chan Yeol; liderlerinin, beraber büyüdüğü arkadaşlarının bedenlerinin yanışını izlerken yumruğunu sıktı. Kucağındaki bebek ağlamaya başladığında gözlerini ona çevirdi. Gözünden damlayan yaş bebeğin yanağına düştü ve onun yaşlarına karıştı. Park...