11. Bölüm ■ Haksızlık

1.7K 99 34
                                    

Belki de biz öğrenmeliyiz, belki de biz sevmemeliyiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...Belki de biz öğrenmeliyiz, belki de biz sevmemeliyiz...



🕷

][][

11. Bölüm


Seher içeri girdiğinde önümdeki test kitabını odanın duvarına fırlatmıştım sinirle. Bir bana bir de fırlattığım kitaba bakarken onaylamazca iç çekti. "İki kuruş kazanıyorsun onu da şu kitaplara yatırdığın yetmiyor gibi birde duvara fırlatıyorsun Meva," diye kızdı kitabı yerden alıp önüme bırakırken.

"İstemiyorum ya" dedim inatla. "Girmeyeceğim sınava falan ben."

"Ya ne yapacaksın Meva ?"

"Askeri üniversiteye giderim. Gidemez miyim?"

Teşkilata girmek kolay değildi. Mutaf Çelik'in evinde ayrılıp Seher'in yanına taşınalı henüz birkaç ay olmuştu. Seher endişeliydi çünkü teşkilata kabul edilemezsem üniversite sınavına hazırlanıp bir meslek edinmemi istiyordu. Fakat ben bulduğum part time işlerden kazandığım parayla kendime aldığım kaynak kitaplardan pek bir şey anlamıyordum. Babamın beni gönderdiği lisede ayrıcalıklı bir eğitim görüyordum. Yine de o kadar devamsızlık yapmaya mecbur kalmıştım ki bilgilerim eksikti. Üstelik ders çalışmam gereken zaman diliminde beni bekleyen daha zor sınavlar olurdu her zaman.

Katran'ın yanında işler daha içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Şimdi ise 17 yaşında henüz teşkilata girmek için yeterli görülmeyen ve bir askerin yanında sığıntı olarak yaşayan işe yaramazın tekiydim. Seher sert bir kadındı. Eve geldiğim ilk gün çalışıp para kazanacaksın demişti bana. Prensesliğin geride kaldı burası babanın evi değil Meva, çalış ve kendine yetecek kadar kazan. Benden harcadığın her bir kuruşu borç diye not ediyorum.

Dediğini de yapıyordu sahiden. Yediğim en ufak yemek ya da evinde kaldığım sürece ortak harcamalarımız için bana bir defter tutuyordu. Gelecekte hepsini isteyecekti.

Şimdilik kazandığım parayı ise kendi eğitimime harcamamı söylemişti.

"Askeriyeye giremezsen ne olacak peki ?" diye sordu ciddiyetle. "Bu işler kolay değil öyle. Hadi diyelim girdin bir şekilde, teşkilat zordur. Belki yapamazsın, dayanamazsın. İki gün sonra pes edersin o zaman ne yapacaksın?"

"Ben pes etmem." Hırsla öne atıldım. "Sandığın kadar dirayetsiz değilim. Unuttun mu Katran'ın elinde yetiştim."

"Yetmez" diye diretti. "Sen pes etmesen teşkilat seni kabul etmez belki. Ülkenin en karanlık adamlarından birinin tek kızısın. Bütün mal varlığının ve koltuğunun tek varisisin. Teşkilat seni kabul edecek mi ?"

DESİSE | Nestes'in KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin