Multide Kaan var. Bölümü
Eisblume - Für immer ile okuyunuz....
Çok rahat bir koltukta rahatsız bir şekilde oturuyordum. Biraz rahatlamak için içinde üç küp buz olan kolayı yudumlamaya başladım. Soğuk asit boğazımı yakarken aynı zamanda soğukluğuyla da rahatlamamı sağlıyordu. Tedirgindim ve avuçlarımın içi terlemişti, hafifçe eteğime sürdüm. Karşımda babam ve Çağrı’nın babası vardı. Sanırım her şeyi öğrenmişlerdi.
‘’Kızım Levent Bey’in seninle konuşmak istediği bir konu varmış, seni bu yüzden okuldan aldırdık.’’ Dedi babam. Kafamı salladım.
‘’Çağrı’yı tanıyor musun?’’ dedi Levent Bey.
‘’Okuldan tanıyorum.’’ Dedim.
‘’Okul… Yanında kimlerle dolaşıyor o sıpa?’’ Diye sordu Levent Bey.
‘’Şey… Arkadaşlarıyla.’’
‘’O hıyarın kız arkadaşı var mı hiç çevresinde?’’ diye sordu.
‘’Mutlaka vardır.’’ Dedim.
‘’Olmaz mı, o eşek sıpasının bir açığını yakalayım hele. Dünya kaç bucak öğreteceğim ona. Olmazsa anası olacak o delinin yanına yollarım olur biter.’’ Dedi Levent Bey. Sanırım beni bulamamışlardı. Şimdilik kurtulmuştum anlaşılan ama ne kadar süreceğini tahmin edemiyordum. Olur da yakalanırsam sadece kendi başımı yakmakla kalmayacaktım, babamın da başını yakacağım yani ocağımıza incir ağacı dikmiş olacağım. Birkaç önemsiz sorudan sonra babamla beraber eve gittik. Hemen odama gidip kendimi yatağa attım, kıyafetlerimi değiştirip yemek yedim. Ödevlerimi de yaptıktan sonra günü böylece tamamlamıştım. Ne yorucu bir gündü ama!!!
Bugün Kaan okul nöbetçisiydi ve bende arada teneffüslerde onun yanına gidiyordum. Öğle yemeği için yanına inmiştim, kulaklığı kulağındaydı ve ben de arkasından ilerleyip kulaklığını kulağından çıkardım. Aniden irkildi ve arkasına döndü fakat baktığı kişi ben değildim. Arkamda bir yerlere bakıyordu sanırım. Ben de merak edip arkamı döndüm. Çokta uzun olmayan orta boylu, sarışın, çok alımlı güzel bir bayan duruyordu. Kaan yavaş adımlarla o bayana doğru ilerliyordu –Kaan’ın gözleri kadını görünce pörtlemişti resmen, biraz daha zorlasa yuvalarından uçacaklar neredeyse-.
‘’Handan Teyze, hoş geldin!’’ dedi Kaan.
‘’Hoş bulduk Kaan. Nasılsın?’’ dedi Handan Hanım.
‘’İyiyim sağolun, sizi tekrar görmek çok güzel!’’ dedi Kaan. Adının Handan olduğunu öğrendiğim bayan arkadan bana baktı.
‘’Kaan’ın kız arkadaşı mısın?’’ dedi Handan Hanım. Ben kafamı hayır anlamında salladım ve Kaan’ın yanına gittim.
‘’Ben Kaan’ın kız arkadaşı değilim.’’dedim.
‘’Çünkü o benim kız arkadaşım.’’ Dedi arkadan bir ses. Bu sesin Armen’e ait olmasıyla gözlerim Kaan’ınkilerden bile daha fazla pörtledi.
‘’Tanıştırayım Handan Teyze… Bu Arin, benim kız arkadaşım. Bu bayan da Çağrı’nın annesi Handan Teyze, Arin.’’ Dedi Armen. Sanırım kör oldum!
Çağrı ve annesi Handan Hanım dakikalarca hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Armen, Kaan ve ben de onları izliyorduk.
‘’Senin beyin hücrelerin yandı herhalde Armen, ne diye kız arkadaşın olduğumu söyledin Çağrı’nın annesine? Çağrı bu yaptığını duyarsa…’’
‘’Teşekkür eder.’’ Dedi Armen.
‘’Ne?’’
‘’Senin Çağrı’nın kız arkadaşı olarak kabul edeceğini mi sanıyorsun? Ayrıca Handan Teyze’ye göre Çağrı’nın kız arkadaşı olman için Rüya’dan bile daha zengin olman gerek. En azından seni şüpheliler listesinden böylece silmiş oldum. Teşekkür edeceğine…’’ dedi Armen. Bu işten hiç hoşlanmamıştım.
‘’Niye geldin?’’ dedi Çağrı.
‘’Neden mi, ben sesin annenim Çağrı. Oğlumu özlemiş olamaz mıyım?’’ dedi Handan Hanım.
‘’Ne yani, sırf beni özlediğin için mi Hollanda’dan buraya geldin?’’
‘’Çağrı, ben evlendim oğlum.’’
‘’Sen ne yaptın? Ne zaman, kiminle evlendin?’’ dedi Çağrı sinirle.
‘’Evlendiğim için velayetini babandan almam daha kolay olacak. Buraya velayet davası açmak için geldim. Seni de alıp Hollanda’ya döneceğiz.’’
‘’Ne güzel hayaller kurmuşsun anne ama ben hiçbir yere gitmiyorum, senin canın nereye gitmek istiyorsa oraya gitmekte özgürsün ama ben seninle gelmiyorum.’’
‘’Tabi, neyse seninle tartışmayacağım. Rüya nerede, onu da bir görseydim?’’
‘’O yok.’’ Dedi Çağrı.
‘’Niye, hasta mı, okula mı gelmedi?’’
‘’Eski okuluna gitti.’’
‘’Temelli?’’
‘’Temelli.’’
‘’Peki siz…’’
‘’Biz diye bir şey yok anne.’’
‘’Ne demek biz diye bir şey yok. Bana bak! O kızla barışacaksın anladın mı beni?’’ dedi sinirle Handan Hanım.
‘’Buna sen karar veremezsin! Hem yıllardır yüzünü görmüyorum senin be, ne biçim annesin sen?’’
‘’Terbiyesiz ama sen hiç merak etme Çağrı. Seni adam edeceğim oğlum.’’ Dedi ve arkasını dönüp gitti Handan Hanım.
Handan Hanım gittiğinde biz de Çağrı’nın yanına gittik. Berbat durumdaydı, gözleri dolmuştu, göz kapaklarını ağır ağır kapattığında birer damla yaş döküldü gözlerinden. O masmavi okyanus ağlıyor, damlalarını boşaltıyordu yeryüzüne.
![](https://img.wattpad.com/cover/22049021-288-k817220.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAHALI MUTLULUK
Novela JuvenilArin'in tesadüfen açtığı kapı onu bilinmeyen bir geleceğe sürükleyecek.