Dünkü teorik dersler gerçek bir öğretmen-öğrenci ilişkisiyle geçmişti. Asrın, konusunu bitirdikten sonra beni bir anda sınav yapmış, her yanlışımda kaşları biraz daha çatılmıştı. Sadece üç yanlışım olsa da Asrın için sanki yanlışlarım doğrularımdan fazlaydı. Öyle bir tepki vermişti ki gerçekten tam puan almazsam beni başka hocaya postalacağına artık emindim.
Yemeği de bu sefer kendim yapmıştım. O da mutfağa sadece yardıma ihtiyacım olup olmadığını sormaya gelmişti. Dün aramız neden bu kadar mesafeliydi bilmiyorum ama garipti. Onunla yakın olmaya alıştığım için bir anda tökezlemiştim ama böyle olmasının daha iyi olduğuna kanaat getirmiştim yoksa onu öpmem an meselesiydi.
Elimdeki poşeti sıkı sıkıya tutup son teorik dersin işleneceği sınıfa girdim ve Asrın'ın bilgisayarını bıraktığı masaya poşeti bırakıp yerime geçtim. Sonunda kapüşonlusunu ona geri veriyordum. Çocuk çaldığımı düşünecekti biraz daha getirmeseydim.
"Erkencisin." Asrın'ın kapının önünden gelen sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirip gülümsedim.
"Son teorik dersim olduğu için burayı yad etmeye geldim. Özleyeceğim sanırım." Artık benim sıram olan sıraya dokundum. Ne günler geçirmiştik seninle canım sıram. Gözyaşlarımı bile görmüştü ve Asrın'ın sürücü avcısı haliyle beni uykusuz bıraktığını...
"Çok kalmak istiyorsan sınavdan düşük al. Tekrar burada buluşuruz." Asrın'ın alay dolu sesine karşılık gözlerimi devirdim.
"Sen de beni soymaya çalışıyorsun herhalde. Ben o kadar para verdim bu kurs için. İlk sınavdan geçip alacağım o ehliyeti!"
Asrın kısaca gülüp masasına doğru ilerledi. "Bakalım kaçla geçeceksin."
Valla tam not almazsam beni bırakacaktı. Buna hazır mıydım emin değildim ama gidip de beni bırakmaması için yalvarmazdım. Tamam başlarda öğrencisi olmak için yalvarmıştım ama onu tanımıyordum ve işin eğlencesindeydim. Şimdiyse hem onu tanıyordum hem de işler ciddiye binmişti.
"Bu ne?" Asrın poşeti işaret ettiğinde mavi gözleri gözlerimi bulmuştu.
"Kapüşonlun. Kusura bakma dün getirecektim ama sabah poşeti almayı unutmuşum. Anca bugün getirebildim. Ha yıkayacaktım da ama yıkama diye yalvardığın için yıkamadım da. Artık sen mi yıkarsın yoksa kuru temizlemeye mi versisin bilemeyeceğim. Biraz kokum sinmiş olabilir ama bir daha giymedim merak etme!" Derin bir nefes aldığımda dudaklarım kurumuştu resmen. Bazen konuşurken nefessiz kalıyordum.
"Giyseydin de bir şey demezdim." Asrın poşetin içine bile bakmadan bilgisayarı için biraz yer açtı ve kapağını açıp slaytı yansıttı. "Son dersimiz ve ben seni dersten sonra tekrar sınav yapacağım. Benim yapacağım son sınav ve bu sınav daha önce çıkmış sorulardan oluşuyor."
Neyse ki zeki bir kızdım da beni sınav yapabileceği aklıma gelmiş ve dün gece çıkmış sorulara bakmıştım. Cevaplara bakmadan bir kere kendim çözmüş ve sadece bir tane yanlış yapmıştım. Tabii Asrın buradayken dikkatim dağılabilir ve daha çok yanlış yapabilirdim ama en azından soruları az çok hatırlıyordum.
"Yolla gelsin, Asrın hocam. Senden de sınavlarından da korkmuyorum!"
Asrın minik bir tebessümle bilgisayarına baktı ve konuştu. "Hm. Göreceğiz biraz sonra."
Görecektik ve bu sefer epey iyi olacağından emindim. Umarım gerçek sınavda da tam puan alırdım çünkü Asrın'la sınırlı sayıdaki vaktimizin bir anda bitmesini istemiyordum. Henüz hazır değildim hislerimi yok etmeye.
Asrın son derse başladığında her ne kadar onun inatla mı bedenini saran gömlekleri giydiğini anlamasam ve onu izlemek istesem de son dersimi iyi dinlemem gerektiğini bildiğim için bütün odağımı slaytına, tuğla kitabına vermiştim. Arsın'ın ders anlatırkenki ses tonu yerleri silmeme neden olsa da Allah'tan azimli biriydim de derse odaklanabiliyordum yoksa işim zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehliyet Kursu | TEXTING
Short Storyİdil: Nasıl ya şimdi frene ve gaza basınca ekran resmi alınmıyor mu? İdil: YIKILDIM İdil: Nasıl olmaz???? Ehliyet Hocası: Bininciye söylüyorum asla ama asla aynı anda basmıyoruz ikisine. İdil: Ekran görüntüsü alıyoruz da beni mi kandırıyorsunuz h...