-14-

14.5K 832 957
                                    

Dağın başındaki mekanda kahvemizi içmiş, teorik derslerden sonra hangi günler çalışacağımızı kararlaştırmış ve sonunda mekandan çıkmaya karar vermiştik.

Hava iyice yağmurlu bir havaya dönüşürken ister istemez üzülmüştüm çünkü bugünkü kombinimde spor ayakkabı giymiştim ve şimdi çamur olacaktı. Güzel kombinlerimin böyle heba olması beni derinden üzüyordu ne yazık ki.

Asrın, bedenini saran beyaz bir tişört ve siyah pantolon giymişti. Bedeninin üzerine yapıştığı için kaslarını az çok görebiliyor ve baya çalıştığını fark ediyordum. Cidden çok can yakardı hocam diye yemiyordum ama fena yakardı.

Ki bence yakıyordu. Ciddi ilişki istemediğine göre arada takıldığı birileri kesin oluyordu ve böyle bir adamla takılıp bir şey hissetmeyecek neredeyse hiçbir kız tanımıyordum. Eh, boşuna Tc erkeklerine kızgın değildim.

Kendi kafamda Asrın'ın Tc erkeklerinin bir özeti olduğunu düşünüp ona birkaç saniyeliğine kinlensem de bunu yansıtmadım.

Ceketimi giyerken Asrın da kapüşonlusunu giyip bana döndü. "Gerçekten ben sana havanın yağmurlu olacağını söylemiştim. Üşüyeceksin."

"Kadınlara üşüyeceksin deme. Bu kombini giymeseydim gözüm açık giderdim valla." Ceketimin önünü kapatmadığımda bir an düğmeleri ilikleyecek sandım ama bir bakış atıp başını sallamakla yetindi.

"Siz çok değişiksiniz ama sen daha da değişiksin."

"Eyvallah kral öyleyimdir ya." Çantamı alıp mekanın çıkışına doğru giderken o da yanımda yürüdü. Az önce kasada ödemeyi yapmıştı. Normalde yeni tanıştığım birine ödeme yaptırtmazdım ama Asrın kendisi ısmarlayacağını söylediği için hiç itiraz etmemiştim.

Keriz kahvesi içmek de çok güzeldi!

Asrın ona içimden keriz dediğimi duysa kesin bana kötü kötü bakardı. Ah bir de içimden ona diğer dediklerimi duysa bana hayatta ders vermezdi.

"Kapıyı açacağım hemen. Hızlı ol da fazla ıslanmadan arabaya bin." Beni mi düşünüyordu yoksa arabasını mı pek emin olmasam da yarışa hazırlanan bir at gibi yerimde durdum. Mekanın kapısını açtığında anahtarı arabasına tutarak kapılarını açmıştı.

Hızlı adımlarla arabaya doğru ilerlerken o da peşimden geliyordu.

Yağmur yağdığı için yerlerde su birikintileri olmuştu ve ben koşayım derken neredeyse birine girecektim. Son dakika kurtulduğumda ayağım kaydığı için neredeyse yere kapaklanıyordum ama Asrın bir anda beni tutup arabayla kendi arasına sıkıştırdı.

Yağmur ikimizi de ıslatırken ıslak kirpiklerime yüzüne baktım. Dün gördüğümde sakalları vardı ama bugün kesmiş olmalıydı çünkü yoktu, bebek yüzü yüzümün hemen önündeydi.

İkimiz de birbirimize garip bir ifadeyle bakarken ne ara belimden kavrayıp beni arabaya yaslamıştı anlamamıştım. Hatta ben onun kolunu hangi ara tutmuştum hiçbir fikrim yoktu. Gözümü açıp kapatmıştım ve buradaydım.

Sıcak nefesi soğuk yağmur damlalarına tezat bir şekilde yüzüme gelirken ikimiz de şaşkın bir ifadeyle birbirimizin yüzüne bakıyorduk. Dudakları aralıktı ve hızlı yağmur yüzünden ıslanıyordu. Neden bakışlarımın dudağına kaydığını anlayamamıştım ama onun da çaktırmadan baktığını fark etmiştim.

Hızla geri çekildiğinde ben de hemen şoför koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açtım ve kendimi oraya attım. Islaktım ve koltuk ıslanmıştı ama mal gibi kalmasaydık ıslanmazdık.

Neden mal gibi kalmıştık ki?

Acil arabalar hakkında bir şey sormam lazımdı.

Asrın şoför koltuğuna oturduğu gibi ilk yaptığı şey ıslak kapüşonlusunu çıkartmak oldu ve sanki hiçbir şey olmamış gibi bana baktı ama artık daha ciddiydi. "Üstünü çıkart, ıslak. Sonra da kemerini tak."

Ehliyet Kursu | TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin