Medya: İdil ve Asrın 🧡💓
Asrın'ın renkli fotoğrafını bulamadığım için herkesi dövmek istiyorum tşk dlmdlsxmlsdö
Bu arada 50 bölüm olmuş... 🥲
İyi okumalar bebekler 💗
***
Annemin hazırladığı yemeklerin tadımını yaparken İlkay, oyuncağı elinden alınmış minik bir çocuk gibi kapı eşiğinden bana bakıyordu. Neden öyle baktığını bilmiyordum ama umurumda da değildi. Sonuçta ablasının güzelliği yüzünden dibi düşmüş olabilirdi.
"Anneme hepsini yediğini söyleyeceğim," dedi ve yaslandığı yerden doğrulup yanıma geldi. "Tabii eniştem arabasını kullanmama izin verirse demem."
"Of ne bu araba sevdası be yeter. Hem de tatmamı annem söyledi aptal mandalina kabuğu seni." Tadım kaşığımı durulayıp bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra üzerimdeki yazlık elbisemi düzelttim.
Aslında biraz heyecanlıydım ama biraz da gergindim sanırım. Asrın daha gelmemişti ama kesin birkaç dakika içinde gelirdi. Dakik birisiydi sonuçta.
Kapı çaldığında hemen mutfaktan çıkıp bir hışımla kapıya ilerledim ve açtım ama karşımda Asrın'ın yakışıklı yüzünü göremedim. Onun yerine yıllardır yüzünü gördüğüm Serkan'ın hınzır bakışlı gözleriyle karşılaştım.
"Demek seni istiyorlar ve en yakın arkadaşını çağırmıyorsun. Alındım gücendim ama!" Sırıtıp ayakkabılarını çıkarttı ve beni itekleyip içeriye girerek ayakkabılığa ayakkabılarını yerleştirdi.
"Sen nereden çıktın acaba?"
Portmantodaki aynaya ilerleyip saçını düzeltirken kapıyı kapattım. Gerçi Serkan'ın gelmesi beni şaşırtmamalıydı. Sonuçta haftanın birkaç günü birlikte yemek yerdik ama yine de bir anda çıkagelmesi kaşlarımı çatmama neden oldu.
"Bu yüzyılda bir olan anı kaçıracağımı düşünmedin herhalde? Tabii ki Asrın'ın Murat Amca karşısında ecel terleri dökmesini izlemeye geldim." Serkan neşeyle salona girdiğinde gözlerimi devirmeden edemedim.
"Ben geldim ikinci ailem. Nasılsınız görüşmeyeli?" Serkan direkt annemin yanaklarından öperken onları salonda bırakıp mutfağa, yemek aşıran kardeşimin yanına ilerledim.
"Biraz daha yersen asıl ben seni anneme şikayet edeceğim minik fare. Bak Serkan da geldi zaten."
İlkay, yemeği bırakıp çatalını bulaşık makinesine yerleştirdi ve bana döndü. "Oo Serkan Abi geldiyse baya eğleneceğiz demek. Gidip yerimi alayım hemen."
Ona da gözlerimi devirmeden edemedim. Neden herkes Asrın beni istemeye geliyormuş gibi davranıyordu ki? Hepsine kinliydim şu an!
Zil çaldığında sürpriz biri gelmediyse eğer bu gelen Asrın olmalıydı. Üzerimi düzeltip derin bir nefes aldıktan sonra mutfaktan çıktım ve kapıya ilerledim. Üzerimde rengarenk çiçek desenli, krem rengi bir elbise vardı. Saçlarımı dalgalandırmış ve çok hafif bir makyaj yapmıştım. Bugün daha cici bir kızdım.
Kapıyı açtığımda Asrın'ın gökyüzünü kıskandıracak kadar mavi olan gözleriyle karşılaştım hemen. Başka hiçbir yerine bakmama gerek yoktu. Gözlerini gördüğüm an onun geldiğini anlamıştım.
Dudaklarım iki yana kıvrılırken yanıma annemin de geldiğini fark ettim. Acaba babam da gelecek miydi? Umarım gelmezdi çok resmiydi ve ben resmiyetten bıkmıştım artık!
Asrın'ın şu an resmiyetten nefret etmesi gereken konular vardı.
"Hoş geldin," dedim ve kapıyı biraz daha açıp içeri geçmesi için uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehliyet Kursu | TEXTING
Short Storyİdil: Nasıl ya şimdi frene ve gaza basınca ekran resmi alınmıyor mu? İdil: YIKILDIM İdil: Nasıl olmaz???? Ehliyet Hocası: Bininciye söylüyorum asla ama asla aynı anda basmıyoruz ikisine. İdil: Ekran görüntüsü alıyoruz da beni mi kandırıyorsunuz h...