Medya: Kurt bakışlı hocamız Asrın 🐺 ve portakal kabuğumuz 🍊 İdil 💘🥰
İdil'in fotoğrafını bulurken evli olduğunu fark edeli 5 dk oldu. Mal gibi kaldım 😵💫 Sadece çekim sanmıştım ama ciddili EVLİYMİŞ 🤠😱🤯
İyi okumalar kurt bakışlılarım 💘
***
Yemeğimizi Asrın'la beraber hazırlamış sonrasında Serkan'ı koltuktan kazıyarak zorla tabakları taşıtmıştık. Asrın'la evli bir çift ve Serkan da bizim iş yapmayan çocuğumuz gibiydi.
Kendi çocuğum olsa muhtemelen kapıya bırakacağım çocuğum.
Neyse ki Serkan çocuğum değildi de onu kapıya bırakmıyordum.
Masayı hazırladıktan sonra yemeğimizi yemiş ışıkları söndürerek hep beraber film izlemiştik. Serkan'la iki saniye susmadan film hakkında konuşarak bir miktar Asrın'ı sinirlendirmiş olsak da tatlı bir geceydi.
"Saat de epey geç olmuş," diye mırıldandı Serkan oturduğu yerden doğrulup kollarını esnetirken. "Gecenizin içine sıçtım değil mi?"
"Kendine gel sen bu ilişkinin mimarısın ve ikimizin de arkadaşısın ama en çok benim arkadaşımsın." Asrın'ın bacağındaki başımı kaldırıp doğruldum ve Serkan'ın yanağını sıktım. "Değil mi limon kafam? En çok benim arkadaşım olduğunu söyle."
Yanağını biraz daha sıktığımda yüzünü buruşturdu ve konuştu. "Öylesin ama yanağım bana lazım."
Yanağını serbest bıraktığımda Asrın beni yanına çekip konuştu. "Bu saatte araba kullanma. Sana eşya ve battaniye falan getireyim, burada kal."
Serkan, Asrın'daki bakışlarını bana çevirip sözsüz bir konuşma başlattı. Kalmaktan çekiniyor gibiydi çünkü anı bozduğunu falan sanıyordu.
Kalması için kaş göz yaptığımda biraz itiraz etse de sonunda pes etmek zorunda kaldı çünkü benim cidden ikna edemeyeceğim insan yok gibi bir şeydi.
Hem onun uykusu da derindi. Biz işi pişirsek bile kış uykusunda olduğundan anlamazdı bile.
"İyi madem kalayım."
"Eşya getireyim o zaman." Asrın saçlarımın arasına bir öpücük bırakıp yanımızdan ayrıldığında, Serkan fısıldadı.
"Git dersen giderim bak."
"Biraz daha saçmalarsan ağzının ortasında elimi bulabilirsin Serkan," dediğimde dudağını büktü. Bazen çocuk gibi davranıyordu.
"Tamam sustum."
Asrın, kendi eşyalarından bir tişört ve eşofman altı getirmişti. Bir çarşaf ve battaniyeyi de koltuğun kenarına koyduğunda Serkan'a el sallayıp Pişmaniye'yi de öptükten sonra odadan çıkmıştım.
"Yarın erken kalkacağız," dedi Asrın koridorda yürürken.
"Neden ya? Uyuyalım işte. Kurs da öğleden sonra değil miydi?" Erken kalkmak konusunda çok sıkıntım olmasa da uyumak varken sabahın köründe kalkmayı pek tercih etmezdim.
"Öyle ama spor yapmam gerekiyor. Birkaç gündür hiç spor yapamadım. Kendimi rahatsız hissediyorum."
Odasına girdiğimiz gibi bakışlarımı üzerine çevirdim. Tişörtünün üzerinden belli olan kasları her zamanki gibi nefesimi kesiyordu. Asrın, zayıf bir adam değildi. Aksine yapılı ve uzun boyluydu. Kasları için çalıştığı belli oluyordu.
"Bence spora gerek yok," dedim yüzümde minik bir tebessümle. Ona bir adım atarken kapıyı kapattı ve bakmadan sanki yerini ezbere biliyormuş gibi kilitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehliyet Kursu | TEXTING
Short Storyİdil: Nasıl ya şimdi frene ve gaza basınca ekran resmi alınmıyor mu? İdil: YIKILDIM İdil: Nasıl olmaz???? Ehliyet Hocası: Bininciye söylüyorum asla ama asla aynı anda basmıyoruz ikisine. İdil: Ekran görüntüsü alıyoruz da beni mi kandırıyorsunuz h...