6.

711 70 52
                                    

Taehyung

Yuta gittikten biraz sonra bende kalkmıştım. Zaten boğazıma dizmişti yediğim yemeği de.

Ben ayağa kalktığımda, karşı Masadan onun da kalktığını gördüm. Ama Doyoung kalkmamıştı. Fırsat bu fırsat diyerek takip etme kararı aldım.

O önden, ben arkadan çıktık yemekhaneden. Asansöre doğru ilerlediğini görünce adımlarımı hızlandırıp yavaşça kolundan tuttum.

"Sevgilim, nereye böyle?"

Sesimi biraz yüksek çıkarmıştım ki, herkes duysun. Çünkü benim hoşlandığım birine başkasınında aynı düşünceyle bakmasını istemiyordum.

Söylediğim şey üzerine yüzüme öyle bir bakış atmıştı ki...

"Ne sevgi-"

Tuttuğum kolunu sıkmamla, sesini kısmıştı. Ama korktuğu her halinden belliydi. Ama sabahki gibi kotuleşmesini istemiyordum. O yüzden adımlarımızı bodrum kata doğru yönelttim.

Sesini çıkarmadan yürüyordu yanımda. Onu korkutmak istemiyordum ama konuşmam lazımdı. Arkadaşı büyük ihtimalle kulaklarını doldurmuştu ben gittikten sonra.

O yüzden bazı şeyleri konuşup açıklığa kavuşturmak istiyordum.

Bodrum kata indikten sonra, biraz daha ilerleyip durdum. Yüzümü ona çevirdiğimde, korkmuş gözlerle beni izlediğini gördüm.

"Sadece konuşmak için geti-"

"Tanımadığım biriyle konuşacak pek bir şeyim yok. Neden orada öyle söyledin? Neden beni buraya getirdin? Niyetin ne bilmek istemiyorum."

Dönüp geldiğimiz yöne doğru ilerlemeye başladığında, uzanıp kolunu tuttum yeniden.

"Senin olmayabilir. Ama benim öğrenmem gereken şeyler var."

"Ne gibi?"

"Mesela, senin şu çok bilmiş oda arkadaşın sana benim hakkımda ne anlattı?"

Kolunu benden kurtarıp, bir adım geriye gitti.

"Hakkında konuşacağımız kadar önemli biri misin?"

Ağzımdan bir 'hah' nidası çıktı. Çünkü lafı çeviriyordu. Ve bu da düşündüğüm kadar saf olmadığının kanıtıydı. İyi o zaman, hırçın kedileri sevmişimdir her zaman.

"Konuyu saptırma. Sadece şunu bil ki, sana ne atlattıysa o kendi kafasında kurduğu şeylerdir. Eğer hakkımda bir şeyler bilmek istiyorsan, her zaman seni beklerim"

Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra, tam bir şey diyecekti ki, telefonundan alarm sesi gelmeye başladı.

"Ah, kusura bakma. İlaç saatim gelmiş. O yüzden bu mükemmel ortamda yaptığımız mükemmel konuşmayı yarıda kesip gitmem gerek."

Laflarını ard arda sıraladıktan sonra, koşar adım çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Ben öyle arkasından bakarken bir anda durup arkasını döndü.

"Akşam yemeğinden sonra, yan parktakı salıncaklara gideceğim." Dedi.

Ben mesajı almıştım. Zeki sandığım çocuk şimdi de kolay lokma çıkmıştı.

Yoongi masum kedim. Keşke dodoyu dinleseydin...

Taehyung mahvedeceğim seni orsp

lemonade | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin