Taehyung
Elindeki sopayı bir hışımla kaldırıp vuracakken, tutup ters çevirdim. Elindekini alamasam bile dengesini kaybetmesine neden olmuştum.
Dizlerine çöktüğünü gördüğümde, tam beline tekme atıp düşürecekken kendi belime yediğim darbeyle adamın önüne doğru düştüm. Elimi yere basıp kalkmaya çalışırken, ayağını elimin üzerine koyup,
"Siz ne dişli çıktınız ya böyle olmaz. Ben biliyorum canınızı nasıl yakacağımı"
Başımı kaldırıp Yutaya baktığımda, onu da 3 kişinin tuttuğunu gördüm. Gözümü yeniden şerefsize çevirdiğimde, kapıyı zorladığını gördüm. Hayır, Hayır. Bu sefer de olmazdı. İzin veremezdim.
Beni tutan iki kişiyi bir hamlede,geri itip adama doğru yürümeye çalıştım. Ama belimdeki ağrı nefes almamı engelliyordu.
"Hey!"
Duyduğum sesle, zorla da olsa dönüp sesin geldiği yöne baktım. 3 kişi bize doğru geliyorlardı. Kapıyı zorlayan adam ve diğerleri merdivenlerden inip onlara doğru gittiler. Bende hemen Yutanın yanına gidip onu kaldırmaya çalıştım.
"Siz hayırdır? 4 kişi 2 kişiye yakışıyor mu?"
Tavşana benzeyen çocuğun gülerek söylediği şeye izbandutlardan biri ileri atlayarak tepki verdi. Diğer ikisi öne atlayarak, izbandutu geri ittiler.
"Ya buradan çıkar gidersiniz, ya da çevre güvenliği arar arazimde yabancıların magandalık yaptığını söyler içeri attırırım sizi"
Diğerlerinden daha zayıf olanının söylediği sözler üzerine, dördü de bir şey demeden üzerimize doğru gelmeye başladılar yeniden.
"Hadi çıkarın diğerini de, gidiyoruz"
Tavşan çocukla gözlerimiz kesiştiğinde,
"Onlar değil,siz gideceksiniz" diye yineledi laflarını. Grubun başçısı delirecek gibi olmuştu resmen. Bizi burada bırakmaları demek, onların ölüm fermanı demekti.
Ama bir şey diyemeden, çıkıp gittiler. Ben hemen kapıyı açıp Doyoungun çıkmasını sağladım. Dışarı çıktığı gibi Yutanın yanına gidip, ağzı gözü dağılan sevgilisini kucağına doğru yatırdı.
Bende hala bizi merakla izleyen üçlüye doğru adımladım. Teşekkür etmem lazımdı.
"Teşekkür ederiz, tam vaktinde geldiniz."
Kafasını sallayıp, "Onlar sizden ne istiyordu?" diye sordu yüzünü daha yeni gördüğüm çocuk. "Bizi burada tutuyorlar tam 6 aydır. Kaç kez kaçtık ama orman o kadar büyük ki, mümkünü yok çıkamıyoruz" haklı olduğumu belirtircesine kafa sallayıp, eve doğru yürüdü.
Zayıf olanı, "Ben Taeyong, bu Jungkook ve giden de Jaemin. İsterseniz buradan çıkmanıza yardımcı oluruz" diye lafa girdi.
Dönüp çocuklara baktığımda, Jaeminin Yutayı kaldırmaya çalıştığını gördüm. Bende yanlarına gidip diğer kolunun altına girdim. "Doyoung, içeriden eşyalarımızı al gidiyoruz" dedim. Hızla içeri girip, çok zaman kaybetmeden dışarı çıktı.