15.

589 62 37
                                    

Yoongi

Yemekhaneye indiğimde, Yutayı masalardan birine oturmuş çayını içerken gördüm. Yanına gidip sandalyeye oturdum.

"Doyoung uyuyor mu hala?"

"Evet. Geç uyanıyor hep"

Ben konuşurken, o bana çay dolduruyordu. Üniversitede ikinci tanıdığım kişi Yutaydı. Ve bana yardım etmişti. Biraz sivridilliydi ama herkese karşı öyle değildi.

"Taehyung nerede?"

Yuta ilk önce bana, daha sonra başımın üstünden yemekhane kapısına baktı. .

"İti an, çomağı hazırla."

Dediği şeyle, dönüp kapıya baktım. Taehyung gözünü ovarak bize doğru geliyordu. Arkamdan dolaşıp yanımdaki sandalyeyi çekerek oturdu.

"Berbat hissediyorum kendimi ya."

Yüzünü ekşiterek söylediği şeye ikimizde gülmüştük. O an düşündüm de, doyoungun söylediği kadar kötü değillerdi. Sadece orta yolu bulmanız gerekti.

Taehyungun gelmesi üzerine bir saat daha oturup kalkmıştık. İlaçlarımı içmem gerektiğini söyleyip ayrılmıştım onlardan.

Asansöre binip odamızın olduğu katı bastım. İki kat çıktıktan sonra, durmuştu. Kapı açılıp, içeri ilk gün sınıfta kitaplarını düşürdüğüm çocukla, arkadaşı girdi.

Bir adım sola geçip, durmaları için yer verdim. İsminin woojin olduğunu hatırladığım çocuk, dibime kadar girip

"Sonunda, yalnız yakalayabildik kuzumuzu. Bak sen şu işe."

Dönüp yüzüne baktığımda, gülerek bana baktıklarını gördüm. O sırada asansör ineceğim katta durduğunda, hızla dışarı çıkmaya çalıştım ama kolumdan tutup geri çekmişti.

Arkadaşı en üst kata basıp, yeniden kapanmasını sağladı. Kolumu çekmeye çalışsam da, güç olarak benden üstün olduğu için yapamamıştım.

"Ne istiyorsun benden?"

"İlk gün senin yüzünden rezil oldum. Ondan sonra da, bir türlü yakalayamadım seni. Ama şimdi düştün kucağıma"

Tuttuğu kolumu okşayarak söylediği şeyle, midem kasılmıştı. İğrenç herif, saçma bir sebep yüzünden takmıştı bana.

"E şimdi, taehyung da yok yanında. Ne yapacaksın, küçük sürtük?"

Bana hitap şeklini duyduğumda, gözlerimin dolmuştu istemsizce.

"Sen bana sürtük diyemezsin. Bırak beni"

Ne kadar çırpınmaya çalışsam da, fayda etmiyordu.

"Değil misin yoksa? Taehyung gibi kız düşkünü birini kendine nasıl çektin merak ediyorum. Bir haftadır kuyruğunu bırakmıyor."

İmaları çok iğrençti ve ben hiçbir şey yapamıyordum. Kapı açıldığında, teras katına çıktığımızı farkettim.  Buraya kimse çıkmıyordu kış olduğu için. İlkbahar daha yeni geldiği için, daha açılmamıştı burası.

"Taehyungun ağzının tadı güzeldir, değil mi?"

Arkadaşına bakıp sorduğu soru şok etkisi yaratmıştı. Ne yapacaktı bana?

Taehyung

Yoongi sayesinde daha ılımlı biri olmaya çalışıyordum. Sadece ona karşı değil, genel olarak herkese karşı.

Bir haftadır bende büyük bir etki bırakmıştı. Her hareketi hayranlık uyandırıcıydı.

Iki dakika yanımda olmazsa özlüyordum. Ben şimdiye kadar kimsede bu hisleri yaşamamıştım. Bu ilkti ve son olması için elimden geleni yapacaktım.

Çardakta oturmuş bunları düşünürken, önümüzden Doyoungun geçtiğini gördüm. Ona çatmak aşırı hoşuma gidiyordu.

"Pist, Tavşancık. Nereye böyle?"

Anında dönüp bana baktığında, göz devirip yoluna devam etti. Ayağa kalkıp arkasından gittim.

"Beklesene oğlum. Yemeyeceğiz herhalde."

"Git başımdan. Seninle uğraşacak halim yok"

Göz devirip önüne geçtim.

"Yoongiyi bekliyordum da. Ne yapıyor yukarıda bir saattir. Onu soracaktım."

Kaşlarını çatıp kendi balkanlarına doğru baktı. Daha sonra yüzüme bakıp

"Yoongi odada değildi ki. Sabah erkenden çıktı o."

Söyledikleri benimde kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Hızlıca cebimden telefonu çıkarıp Yoongiyi aradım.

Ya kalbi rahatsızlık verip, bayılıp kaldıysa bir yerlerde...

PEZEVENK DOKUNMA LAN YUNKIME!!!

taehyung  yetiş Anneciğim.

lemonade | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin