23.

492 49 13
                                    

Taehyung

Sabah kalktığımda, baş ağrısı gözümü açmama bile izin vermiyordu. Bende canıma minnet diye geri uyumaya koyuldum. Ama ne fayda?

"Taehyung, uyandığını biliyorum. Artık kalkman ve bizim konuşmamız lazım."

Yutanın kısa ve net konuşması, başımın ağrısına rağmen gözlerimi açmama neden olmuştu. Zar zor ayağa kalkıp banyoya doğru ilerledim.

"Yemeği odaya getirtebilir misin? Başımın ağrısından ayakta duramıyorum."

Onaylar bir kaç cümle söylediğinde, kapıyı kapatıp aynadan kendime baktım. Yine mahvolmuştum. Yoongi o kadar şey yaşamasına rağmen, benim yanımda durabiliyordu. Ama ben bir korkak gibi geri mi çekilecektim?

Ben bunu Yoongiye yapamazdım. Eğer beni istemeseydi, en başında olduğu gibi tavır sergilerdi sonuna kadar. Ailesiyle bile tanıştırdı çocuk beni. Şimdi onu yarı yolda bırakamazdım.

Hele ki, bu kadar severken...

Kendime gelip, hızla rutin işlerimi hallettim. Bugün Yoongi geri dönecekti, ve ona bu konulardan bahsetmemeyi düşünüyordum. Çünkü daha fazla üzülmesini istemiyordum. Zaten babasını bu denli seven birine, babasının kendisini şu kadarcıkta olsa düşünmediğini nasıl söylerdin ki?

Banyodan çıkıp, kıyafetlerimi değiştirdim. O sırada yuta elinde tepsiyle içeri girdi. Kahvaltıyı gördüğüm an, tüm iştahım açılmıştı. Hızla masaya geçip, daha oturmadan lokmaları ağzıma tıkıştırmaya başlamıştım.

"Hadi otur da konuşalım artık. Dün geceden beri seni bekliyorum. Yoongi de tüm gece seni merak ettiğini, evden çıktıktan sonra pek iyi görünmediğini falan söyledi."

Hızla kafamı kaldırıp, yüzüne baktım.

"Yoongi seni mi aradı?"

"Hayır aptal. Doyoungu aradı, ve bende şahit oldum konuşmalarına."

Kafamı sallayıp çayımdan bir yudum aldım. O sırada aklıma dank eden şeyle, gözlerim kocaman oldu.

"Bir dakika, bir dakika. Siz dün gece Doyoungla birlikte miydiniz?"

Heyecanla sorduğum soruya, gülümseyerek cevap verdi.

"Biz barıştık galiba. Yani bir şans vereceğini söyledi."

Elimi uzatıp saçlarını karıştırdım. Onlar adına gerçekten mutlu olmuştum. Yuta eskisi gibi değildi artık, ve Doyoungu gerçekten çok seviyordu.

"Konuyu saptırma. Anlat bakalım dün ne oldu?"

"Bir şey olmadı. Sadece sevgilimin sevgili babası, aslında o kadar da sevimli değilmiş. Dün ben gittim evlerine. Sonra bu bizi öpüşürken yakaladı-"

"Öpüştünüz mü lan?"

"Lafımı kesme oğlum ya"

Eliyle ağzına fermuar çekip, dinlemeye devam etti.

"İşte, salona indik. Benden konuşmamı istedi, bende durumu anlattım. Özür bile diledim düşün yani. Neyse işte, beni geçirmeye dışarı çıktı. O sırada bana Yoongi için uygun biri olmadığımı, ondan uzak durmam gerektiğini falan söyledi."

Lafımı bitirdikten sonra, ağzıma zeytin atıp ayağa kalktım.

"Boş konular işte. Ve lütfen dün geceki durumumdan ve bu konudan ne Yoongiye, ne de Doyounga bahsetme."

Ceketi elime alıp kapıya doğru ilerledim.

"Sen nereye peki?"

"Yoongiyi karşılamaya gidiyorum. Yine o pezevenk şoför getiriyordur kesin."

Lafımı bitirip dışarı attım kendimi. Yutanın şu an çok sinirlendiğini biliyordum. Onu anlıyordum da. Ama ben babası dedi diye sevdiğim çocuktan vazgeçecek değildim.

Nerelere gelmişiz sjdhrhxjsbf

Arkadaşlar şimdi size bir haberim var. Yeni fic yayınladım. Taegi fici olduğu için ilginizi çeker diye düşündüm.

Umarım onu da bunun gibi seversiniz <333

lemonade | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin